MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Başbakan'ın ardından...
Fatih YAPAR
YAZARLAR
9 Mart 2017 Perşembe

Başbakan'ın ardından...

Referandum tarihinin 16 Nisan olarak açıklanmasından bu yana geçen süre her geçen gün daha da azalıyor. Bir aylık bir zaman diliminde “EVET” diyenlerle “HAYIR” diyenler tüm güçleriyle saha çalışmalarına ağırlık verecek. Gelen anketler ve çeşitli yerlerde yapılan kamuoyu araştırmalarına göre kararsızların oranı oldukça yüksek. Bu sebeple,  yüzde 20’ye kadar ulaşan bu kesimi ikna eden sonuca ulaşacak. Yine araştırmalara göre şu anda kararsızlar kenara konulduğunda “EVET” ile “HAYIR” arasındaki yarış başa baş denilecek bir durumda ilerliyor.

Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili olduğu İzmir, bu süreçte “odak nokta” olma ünvanını koruyor. Her iki lider de kentten çıkacak sonuca kendi lehine etki etmek için olağanüstü gayret gösteriyor.  8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftası etkinlikleri kapsamında faaliyetlere katılan, STK zirvesi ve Roman dernekleriyle buluşan Kılıçdaroğlu’nun ardından Başbakan Yıldırım İzmir’e geldi. Yıldırım, 11 Mart Cumartesi günü yine İzmir’de olacak. Ardından Nisan’da kente gelecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik edecek. Bu arada CHP genel merkezinin üst düzey yönetimi,  genel sekreter ve yardımcılarıyla birlikte kentten hiç ayrılmıyor!

Başbakan Yıldırım’ın İzmir’deki en önemli uyarısı “sakinlik ve sükûnet” kavramlarına dikkat edilmesi yönündeydi. Çünkü biliyor ki gerginlik, çatışma, karşıtlık bu kentte ters tepiyor. 2014 yerel seçimlerini aday olarak geçirmiş birisinin kentten beklentisi de oldukça yüksek. AK Parti İzmir teşkilatı son ziyarette,  yağmurlu hava koşullarına rağmen genel merkezin gözünde çok iyi bir iş çıkarttı. Başbakan bu konuda  Kınık’taki kalabalığı örnek gösterdi. Yıldırım, Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’in takdir toplamasına neden olan geniş kitleler için, “kararımız evet,  işte görmek istediğim tablo” dedi. Doğalgaz, hastane, üniversite ve organize sanayi bölgesi gibi müjdeleri alan Kınıklılar İZBAN sürpriziyle karşılaştı. Bir ara,  Aliağa’dan Bergama’ya gidişi iptal edilen daha sonra da projeye eklenen güzergah Kınık’a uzatılacak. Hem de önümüzdeki günlerde yapılacak olan ihaleye “iş artışı” formülü ile eklenecek. İzmir’in bürokrasisi başta olmak üzere siyasetçileri tarafından yılarca hor görülen, uzak diye ötelenen Kınık,  Bakırçay’da diğer ilçelerin önüne geçen hamleler yapmaya devam ediyor. Bu arada, ulaşım konularına değinmişken şimdilik Menemen’e kadar giden otoyolun 76 kilometrelik Aliağa-Çandarlı bağlantısı yap-işlet-devret modeliyle yapılacağı için ücretli olacak. Aynı güzergahta yaz mevsimi binlerce yerli yabancı turistin ziyaret ettiği Yeni Foça-Foça yollarının da yenilenmesi gerekiyor. Şimdilik bu konuda bir gelişme yok ama verilmiş sözler var. Foçalılar ise sözlerin tutulmasını bekliyor. 

AK Parti Genel Merkezi’nin İzmir’e yönelik Başbakan Yıldırım onaylı stratejisinde sorun çıkmaması için gerilim ve kavgaya yer yok. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu gibi “HAYIR” diyen kesimin kentteki temsilcileriyle münakaşa da pek düşünülmüyor. Ağırlıklı olarak yeni sistemin anlatılacağı kısa zaman diliminde İzmir’de 35 proje gibi yapılacak işler anlatılacak. İlçeler bazında hizmetler ön plana çıkartılacak. Tıpkı son ziyarette olduğu gibi yüksek oranda oy almak için Yıldırım’ın “Evim, memleketim, şehrim” dediği İzmir’de hizmet en önemli argüman olacak.

BARO’NUN VİDEOSU

İzmir Barosu, referandumdan önce “Hayır” kampanyasını hazırladığı bir video ile kamuoyuna izah etti. Hz. Adem ve Havva’nın tasvir edildiği karikatürlü videoda, cennetten kovulmaya neden olan “yasak elmaya” vurgu yapılarak “Eğer Adem 'hayır' diyebilseydi, hepimiz cennette olabilirdik" deniliyor.  Tabi gelen tepkiler üzerine İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, “Önceden izlemedim, izleseydim engellerdim” açıklaması yaptı. Kritik süreçlerde toplumsal değerler ve din gibi kitleleri yönlendirebilen konuları bu tip işlere alet etmenin anlamı yok. Nasıl ki din üzerinden siyaset yapanları eleştiriyorsanız kendiniz de bunu yapmayacak ya da sizin adına bir şeyler hazırlayanları takip edeceksiniz. Kısa yoldan koltuk hevesi, milletvekilliği beklentisi ya da “acaba beni de bir şeyler yaparlar mı” anlayışı hiç ummadığınız bir zamanda bumerang gibi geri döner.

2 NUMARALI KOLTUK

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu kendisinden sonra gelen belediyedeki 2 numaralı genel sekreterlik koltuğu için İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıda Genel Sekreter Vekili Buğra Gökçe’yi uygun görmüştü. Bakan Süleyman Soylu imzalı “olur” yazısı geçtiğimiz günlerde kendisine iletildi. Birincisi, Aziz başkan hangi şartlar altında olursa olsun “siyaset” yapan bürokratı sevmez. Bu durum herkes tarafından da bilinir. CHP’nin başkentteki kalesi Ankara Çankaya Belediyesi’nde uzun yıllar belediye başkan yardımcılığı ve TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası Genel Başkanlığı gibi önemli görevlerde bulunduktan sonra İzmir’de üç yılda fark yaratan işlere imza atan Gökçe’yi bundan sonra zor günler bekliyor. Çünkü, muhalefetin en çok eleştirdiği ve siyasi argüman ürettiği yol-altyapı, raylı sistem, ulaşım, park ve bahçeler konuları dışında görev alanı daha da genişledi. İzmir’in iki numaralı koltuğu Başkan Aziz Kocaoğlu’nun yargılanmasına neden olan olayların başlangıcı olarak hafızalara kazınan kritik “yemeğe” katılan Genel Sekreter Ersu Hızır’dan sonra,  “durağan” bir isimde yani Pervin Şenel Genç’teydi. Zaten Kocaoğlu,  uzun yıllar yol yürüdüğü bir isim olan Hızır’ın yaptıkları nedeniyle “demek ki 7-8 yılda adam tanıyamamışım” sözlerini kullanmıştı. Büyükşehir’de işlerin yeniden hareketleneceği kesin. İlçe belediye başkanları başta olmak üzere İzmir kamuoyunda Kocaoğlu’nun olumlu tepkiler almasına neden olan yeni Genel Sekreter Gökçe’ye 15 Temmuz sonrası “belediye içinden desteklenen” gizli bir el FETÖ’cü damgası yapıştırmak istemişti. Gerekçe olarak da Çiğli Ana Jet Üssü’nde bugün FETÖ/PDY üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanan Komutanlar Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Albay Ramazan Elmas’la çekilmiş hatıra fotoğrafı gösterilmişti. Bu ve bunun gibi birçok “operasyon” başarısız oldu. Başkan Kocaoğlu’nun bu tavrı aslında bir durumu daha net bir şekilde ortaya çıkarttı. Hakim, kalıcı ve her daim “başkan gider, biz yerimizde dururuz” mantığında olanlar çalışılıp azmedilince en önemli koltuğun “dışarıdan” da gelen birisine verilebileceğini gördü. Demek ki başkan bürokrasiyi vatandaşın lehine kullanan, önünü açan, hizmet odaklı çalışmalarında mantıklı öneriler getirenlere şans verilebiliyor. Ne diyelim; bu atama herkese örnek olsun.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Hakkı turan
 9 Mart 2017 Perşembe 19:26
Çok güzel bir yazı tebrik ederim
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz