MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dökülüyoruz
Tayfun MARO
YAZARLAR
12 Ekim 2017 Perşembe

Dökülüyoruz

Türkiye, içeride sistemin işleyişinde, dışarıda diplomatik ilişkilerinde belirsizliğin hâkim olduğu kritik bir dönemden geçiyor. Dünya’da yaşanan sanayi toplumu sonrası bunalım nedeniyle, değişkenlerini kontrol edemediği dinamikler ve yönetemediği süreçler, Türkiye’nin başını ağrıtıyor.

Cumhuriyet’in yüzyıllık birikiminin getirdikleriyle uluslararası sistemde varlığını sürdüren Türkiye, İslamlaşma sürecinde, devletin işleyişinde, diplomatik ilişkilerinde, uluslararası kuruluşlarda ve bölgesel planda izlediği siyasette ortaya çıkan yeni tercihlerine göre hareket etmeye başlayınca, birbirini izleyen hatalar zinciri ülkeyi yalnızlaştırdı.

Batılılaşmak net bir hedefti. Aydınlanma düşüncesi, Modernitenin yaşam normları, laisite, sosyal hukuk devleti, Cumhuriyet devriminin getirdikleriydi. Atatürk’ü bu yüzden çok seviyorduk… Kimimiz de nefret ediyordu.

Yeni binyılın başında, Atatürk’le ve Batılılaşma fikriyle sorunlu olan islamcı hareket iktidara geldikten sonra, Batı değerlerinden uzaklaşmaya başlayan Türkiye’de, doğulu ve islamcı değerler öne çıkmaya başladı. Akabinde, ortaya çıkan değişime dayalı yeni arayışlar başladı.

Osmanlı mirasından nemalanan ve İslam âleminin öncülüğüne soyunan iktidar grubu, içeride ve dışarıda bütün ilişkilerini bu yeni duruma hizaladı, karar süreçlerini bu şekilde yönetmeye başladı.

Cumhuriyet’in yüzyıldır süren varlığıyla oluşan değerleri yok sayan ve çöken imparatorluğun kalıntılarına bel bağlayan yeni yönetici eliti, aradığı çıkışı bulamıyor. Bulamıyor, çünkü aradığı çıkışın günümüz dünyasında karşılığı yok.

Bununla birlikte, doğulu islamcı zihniyet, Cumhuriyet’in getirdiklerini pislik olarak gördüğünü söylemekten çekinmiyor ve Atatürkçü düşüncenin ardıllarına bu topraklarda tahammülleri yok. Toplum, bu derin yarılmanın getirdikleriyle baş etmek zorunda.

İktidarları ayakta tutan; istihdam, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik ve güvenlik alanlarındaki performansıdır. Bugün için iktidarın bu beş alanda da performansı tartışmalı hale gelmiştir. Halk, “Bunlar iyi müslüman!” diyerek oy vermez.

Yönetim sisteminde yapılan değişiklik toplumun en az yarısı tarafından benimsenmedi. Böylesi bir değişim, toplumsal mutabakat aranmadan yapılmaz. Ve toplumun yarısının “hayır” dediği koşullarda toplumsal mutabakat gerçekleşmez.

Bir ülkenin siyasal yaşamında hem iktidar hem muhalefet sorunlu olur mu? Olmamalı ama bizim ülkemizde oluyor… Muhalefet, gündeme bir türlü hâkim olamıyor.

Doğu-Batı hattında tehlikeli bir yolculuğa çıkan Yeni Türkiye, AB-NATO-ABD üçgeni ile Şanghay İşbirliği Örgütü arasında gelip gidiyor. Gelgitler Türkiye’yi itibarsızlaştırıyor.

Bölgesinde, İran ve Rusya ile anlaşarak Irak ve Suriye’de yol almaya çalışan Türkiye’nin birlikte yola çıktığı ABD ile ilişkileri tam arapsaçı. Suriye’de PYD’yi destekleyen ABD’ye karşı Putin ile işbirliği yapıyor fakat bu durum, ABD ve Rusya’nın Ortadoğu’da el sıkıştığı ve işlerin bu doğrultuda yürüdüğü gerçeğini değiştirmiyor.

Aralarından su sızmayan Erdoğan ve Barzani’nin referandumdan sonra ayrılan yollarına karşılık, eskiden muhatap alınmayan Bağdat yönetiminin varlığının birden hatırlanması, şık olmadı.

“One minute” ile meydan okunan İsrail’le tenhalarda neler olup bittiğini henüz bilmiyoruz.

Sırf ABD ile ilişkileri kötü olduğundan, Venezuela ile ABD’ye nispet dostluk gösterisi hiç hoş olmadı.

Körfez’de Katar’dan başka dostu kalmadı; Fakat Türkiye, islam âleminin lider ülkesi…

Sonuç olarak, bölgede ortaya çıkan jeopolitik sarsıntı, Türkiye’nin bütün dengelerini altüst etti. Batıda Türkiye’nin imajı berbat durumda..

Dünya zaten büyük bir değişimin eşiğinde ve değişimin nasıl yönetileceğine dair çok fazla soru işareti var. Kapitalist sistemin bu değişim ve dönüşüm dalgasının altında kalması muhtemeldir. Yeryüzüne belirsizlik hâkim, ilişkiler çok muğlâk.

Hal böyle olunca, uluslararası düzeyde çok değişkenli ilişkileri sürdürmek de haliyle enikonu zorlaştı. Bu anlamda, yönetimlerin işinin çok zor olduğunu kabul etmek gerekir.

Ne ki Dünya’nın içinden geçtiği kaotik dönemi fırsat bilip aradan sıyrılmak fikri çok netameli… İnsanın başına her şey gelebilir. Bu hengâmeden medet ummak abesle iştigal…

Gerçekten tel tel dökülüyoruz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Zafer Zafer
 13 Ekim 2017 Cuma 12:09
Bu arada ABD yönetimindeki sessizliğe ve güya alttan alışlara dikkat... Bu sessizlik ve alttan alışlar(!)hiç de hayra alamet değil... Bir gece ansızın ekonomik ambargo benzeri etkili silahlarıyla gelebilirler.
 Nedim Atilla
 12 Ekim 2017 Perşembe 10:25
Çok haklısınız yazdıklarımızda. Dünyanın nereye evrileceğini anlamak zor... Sakin olmak ve Cumhuriyetin kurucu ideolojisine bağlı kalmak, İsmet İnönü'nün II. Dünya Savaşı stratejisini izlemek gerek.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz