MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dönüşüm Durağı: Hegemonya
Melek ERYAZICI
YAZARLAR
11 Şubat 2021 Perşembe

Dönüşüm Durağı: Hegemonya

Tarih, kültür ve politika ekseninde şekillenen hegemonya kavramı,

İtalyan filozof Antonio Gramsci’nin

güç dinamikleri bağlamında,

bir grubun başka bir grup üzerinde

egemen olma mücadelesini ele alan bir yaklaşımdır.

Siyasi iklimin egemen kültürle oluştuğu savından ilerleyerek,

toplumların hayli karmaşık ve travmatik hikayelerinin

bu kavram dahilinde evrilme süreçlerinin incelenmesi,

mevcut güçlerin savunduğu ideolojilerin ve

söylem egemenliğinin devamlılığı açısından

koşulların elverişliliği ile doğru orantılıdır.

Onay ve toplumsal destek, bu kavramın işleyiş prensibinde

hem anahtar hem de güdüleyici unsurdur.

Mevcut değişim ve dönüşüm planlamasında

hedef düşüncenin ne şekilde empoze edileceği,

hangi ideolojik araçların kullanılacağı,

servis edilecek mecraların tesisi ve

grupların fikri temsil araçlarının gözlemlenmesi

hegemonik sürecin belirleyici unsurlarıdır.

Kültürel hegemonya ise,

egemen düşüncenin ikna yoluyla toplum bazında tesisi

ve etkinliğini sağlamaya yönelik çaba dizinidir.

Yumuşak güç olarak da bilinen bu kavram,

kitlelerin açık biçimde belli düzenlemelerle

kontrol edilmesi amacını güderken,

ekonomik ve kültürel alanlarda

varsıl-yoksul dinamiklerinde

denge oluşturmayı hedefler.

Toplum genelinde

uzlaşı destekli pozitif imaj oluşturma ereği,

bütüncül, paylaşımcı ve ulaşılabilir sistem olgusu ideolojisinin

benimsenmesini destekler.

Amaç; cinsiyet ayrımcılığı, eğitim fırsat eşitsizliği, sosyal güvence problemleri gibi

mevcut sorunsallar dahilinde kültürel farkındalık oluşturarak,

yapısal dönüşümün ideoloji bazında sürekliliğini sağlamaktır.

Bu dönüşme ve yapılandırma meyyali,

öyle birden bire gerçekleşmez.

Arzu ve akıl arasında kurulan köprünün

ideolojik sağlamlığı,

kültürel zeminde kalıcı duygudaş iletişim oluşturmakla mümkün.

Düşünsel erozyonun yol açtığı ötekileştirme acziyeti

ve bilhassa farklı düşüneni soyutlama algısı,

Cemil Meriç’in de yoksunluktan dem vurduğu gibi

“akmayan bir çeşmeye” dönüştürür ruhu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Mert C.
 13 Şubat 2021 Cumartesi 09:02
Cok güzel bir yazı Melek Hanim,teşekkürler .
 Kazım yegin
 11 Şubat 2021 Perşembe 13:26
Tamda günümüzde olduğu gibi
 Gonca Çınkır
 11 Şubat 2021 Perşembe 10:40
Amaca yaklaşmak ve düşünsel erozyonu aynı paralelde olmaması ve ters orantılı bir grafik ile işlemesi ne büyük bir aciziyet ve geriye dönüştür.ne güzel yazmışsınız yine Melek Hn. Emeğinize kaleminize sağlık ????????
 Bahattin SÜMER
 11 Şubat 2021 Perşembe 08:55
Yaşadığımız zamanın kısa özeti olmuş.Bir ara biz pramidin neresindeyiz diye düşünüyor insan.Kalemine sağlık hocam.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz