Fırsatçılar ülkesi!

Amerika, özellikle de New York için fırsatlar yurdu denir. Hak veririm. Gerçekten de vahşi kapitalizmin koşullarını kabul etmiş, içinde insanlık adına hiçbir şey kalmamış, ya da hiç olmamış insan müsveddelerinin para kazanmak için her şeye hazır halde yaşadıkları fırsatlar ülkesidir orası. Bana gelmez özetle. Mükemmel müzeleri, konser salonları ve lokantaları olmasa NY’a gitmeyi aklımdan bile geçirmem…

Son finansal gelişmeler sonrasında bizim memlekete de bir NY halleri geldi.

Eşimin başına gelmiş. Ben sinemaya gitmek dışında AVM’lerde gezinmeyi sevmem ama bizim semtte hayatını oralarda geçirenler var. Geçenlerde Mavişehir’de gittiği bir Avm’nin anlı şanlı markalarının birinde en iyi arkadaşımla birlikte bir şeyler beğenmişler. Alıp kasaya yönelmişler, kasaya geldiklerinde aldıkları ürünlerin toplam fiyatı üzerinde yazanın yüzde 20 fazla çıkınca itiraz etmişler haklı olarak. O sırada ciks bir genç gelmiş, “onları üzerinde yazan fiyattan ödemekte ısrar ederseniz, benim maaşımdan kesecekler. Zam gelen ürünlere etiketlemeye yetişemiyorum.” demiş…

Hipermarketlerde çalışanlar sabahlara kadar etiket değiştirmekten bir hal olmuş durumdalar.

Küçük esnafın “satarsam aynı fiyattan yerine koyamam” kaygısını anlıyorum da hipermarket kapitalistlerinin bu tavırlarını nasıl açıklayacağız?.

Görevdeki bakanlar içinde güvenilirliği bence tartışılmaz olan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan finansal piyasalardaki geçici dalgalanmaları fırsat bilen bazı spekülatörlerle ilgili açıklama yaptı on gün kadar önce… Ticaret Bakanı Pekcan, son dönemde finansal piyasalardaki geçici dalgalanmaları fırsat olarak gören bazı spekülatörlerin çeşitli ürün ve ürün gruplarında arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışları, stokçuluk vb. piyasa fiyat oluşumunu bozucu davranışlar gerçekleştirdikleri ile ilgili resmi Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Pekcan "Ticaret Bakanlığı olarak gelişmeleri anlık olarak takip ederek, piyasa dengesinin bozulmasını engelleyici tedbirleri almaya devam edeceğiz” diyordu. Ama kim takar ki bakanı…

Dünkü gazetelerde okuduk ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘kökten çözüyoruz’ diye duyurduğu dövizle kiraya son veren düzenlemenin mürekkebi kurumadan fırsatçıları türemiş. Bakanlığın yönetmeliğini beklemeden harekete geçen bazı kurumlar, mevcut kurların bile üzerinden kiraları TL’ye döndürüyormuş.

Cumhurbaşkanının sert bir dille uyardığı bu vahşiler bu kez de 'kirada TL'ye geçiş'te ortaya çıkmış. Kararnamenin imzası kurumadan ve detayların yer alacağı yönetmeliği beklemeden harekete geçen fırsatçılar, kiraları yüksek kurdan TL'ye döndürme telaşına girmiş. Başta alışveriş merkezleri (AVM) olmak üzere OSB'lerden teknoparklara kadar birçok kurum döviz kurlarını kendi çıkarları doğrultusunda TL'ye çevirmeye başlamış.

Sabah gazetesinden Metin Can’ın haberine göre; Döviz üzerinden gerçekleşen kontratların TL'ye çevrilmesindeki makas farkı 4 TL'lere kadar çıktı. Bazı kurumlar euroyu 5.50'den baz alarak TL'ye dönerken, bazıları ise yıl sonu beklentisi diyerek 12 aylık kontratları 9 eurodan TL'ye çevirmiş…

Memleketimi çok seviyorum, hiçbir yere de gitmeye niyetim de yok, ama sosyolojik ve sosyoekonomik olarak nedenlerini izah ediyor olsam da, bu güzel memleketin çirkin insanlarından bıkıp usanmış durumdayım. Yazıyı gönderip dönüyorum güzel insanlarımın yanına…