Meşhur fıkradır, herkes bilir ama…
Biz yine de ufaktan hatırlatalım…
Nasreddin Hoca, eline yoğurt mayası bakracını alıp göle gitmiş…
Sonra, başlamış yoğurt mayasını göle kaşık kaşık çalmaya…
Köyüler şaşkınlıkla izlerken, içlerinden biri…
“Hayırdır Hocam? Ne yapıyorsun böyle?” diye sormuş…
Hoca da, “Göle yoğurt mayası çalıyorum” demiş…
Köylü dayanamamış, “İlahi, hocam, hiç göle maya çalmakla göl maya tutar mı?” diye takılmış…
Nasrettin Hoca o nüktedan cevaplarından birini daha vermiş:
“Ya tutarsa?”
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer…
Göle mayayı çaldığında…
Takvimler, 26 Şubat’ı gösteriyordu…
Birinci Cemre düşerken, müjdeyi kendisi seslendirdi:
“İzmir’de sabah saat 06.00 ile 07.00, akşam saat 19.00 ile 20.00 arasında ulaşım yüzde 50 indirimli olacak…”
Az-biraz mırıldanma oldu, ancak “olurluğu” tartışılmadı bile…
Onun yerine…
“Sabah 09’da işine başlayan 06.45 otobüsüne binerse… Çalıştığı iş yerinin 09.00’da açılmasını bir saat bekleyecek mi?” diyenler çıktı…
Göle maya çalanlar…
Sessizliğini korudu; işine baktı, azmini biledi!
***
Başkan Soyer’in verdiği sözün üstünden ne kadar geçti?
Topu topu 62 gün!
29 Nisan Pazartesi sabahı…
“Halk Taşıt Projesi” vınnn diye başladı…
Otobüs, metro, tramvay, banliyö ve deniz ulaşımını kapsayan…
“Halk Taşıt” uygulamasının henüz ilk haftasında…
1 milyon 100 bin İzmirli…
“Sevdik bu işi…” dedi…
İndirimli saatlerde taşınan yolcu sayısı…
Sabah 06.00-07.00 arasında yüzde 15…
Akşam 19.00-20.00 arasındaki yüzde 18 artış gösterdi…
Bir milyondan fazla İzmirli’nin…
Gidiş – dönüş günlük tasarrufu 3 TL. oldu…
Bu ayda “90 TL.” yapar…
Öğrencilerin aylık kazancı ise, 54 TL.
Bi’de eşi ve çocuğu ile yola çıkanların avantajı var…
“Aile bütçesine katkı böyle olur…” dedirten uygulama…
Beğenildi, alkış aldı…
***
İşin bi’de “devrim” yanı var…
150 yaşındaki İzmir Belediyesi böylesi bir uygulamayı…
Bir kez olsun hayata geçirmemiş!
Sadece…
Kısa (o da kısa bir dönem…) Ankara’da Murat Karayalçın…
İstanbul’da Ahmet İsvan döneminde yaşanmış…
Onlar da var olsun…
***
İzmir Büyükşehir Belediyesi…
Kasasını doldurmak için bu işi yapmadı…
Bilakis…
İşçisiyle, memuruyla, öğrencisi ile…
Vatandaşın kesesinde az da olsa bi’şiler kalsın diye yaptı…
“Sosyal Belediye” unvanının hakkını vermek için yaptı…
İlk haftadaki ilgi o kadar yoğun oldu ki…
O indirimli saatleri tercih eden İzmirliler…
Büyükşehir’i mesaj yağmuruna tuttu…
Ortak dilek şu:
“N’olursunuz bu uygulamayı 07.00’den 09.00’a kadar uzatın!”
Arzular şelale yani…
Ama o kadar da uzun boylu değil!
Ne demişti Tunç Soyer Başkan, koltuğa oturmadan önce?
“Malum Yavaş Şehir'den geliyoruz ama yavaş yavaş hızlanacağız!”
***
Büyükşehir’in hayata geçirdiği “Halk Ulaşım”ın saatleri…
İşe arabasını kullanarak giden için de avantaj…
Hem yakıt tasarrufu yapıyor…
Hem de dur-kalk “trafikte işkencesi”nden kurtuluyor…
Ayrıca, kent trafiği soluk alıyor, kısmen de olsa rahatlıyor…
Artık 6 bin 500 İzmirli sabah daha erken yolculuğa başlıyor…
11 bin yolcu da akşamları daha geç biniş yapmayı tercih ediyor…
Rakamları az bulanlar olabilir…
Ancak…
Bu daha başlangıç…
Arkası gelir…
Hatırlayın…
Her şey “Aşkla İzmir” sloganı ile başladı…
Ajda Pekkan’ın şarkısını hatırlatır gibi:
“Sen iste her şey çok güzel olur…
Sen iste elbet bir yol bulunur…
Yeter ki, iste hiç de zor olmaz…”
***
“Başlamak, bitirmenin yarısıdır…”
Albert Einstein doğru demiş…
Bir işin en zor yanı o işe başlayabilmektir…
Ama bir kez olsun…
Başlamayı başarabilirsek gerisi çok daha kolay gelir…
Neden?
Çünkü başarmayı “istemek” düşünmekle başlar…
Ardından “eyleme” dönüşür…
Siz hiç…
“İyi düşün iyi olsun” diye bir söz duymadınız mı?
Nokta…
Sonsöz: “Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir! / Hz. Mevlana…”
Sayfa başına git