Her yer İzmir gibi…

Her seçim öncesinde olduğu gibi bu seçimde de hasbelkader leyleği havada gördük. Beş günlük Provence gezisini saymazsanız, memleketin birçok yerinde de olduk son bir ayda. Her yerde seçim kıyameti kopuyor, sokaklara bakarsanız anketler palavra, anketlere bakarsanız sokaklar palavra… Ama değişimin alametleri belirdi sanki…

Bugün size gerçekten çok sevinçle ve gururla izlediğim bir kampanyadan söz etmek istiyorum. İstanbul, Ankara, Bursa, Muğla, Antalya, Kars, Kayseri… Emin olun bu kentlerin hiçbirinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı “Her Yer İzmir Gibi Olsun” çalışması gibi güzel bir işe rastlamadım. Özel olarak soruşturdum kimin fikriymiş diye, öğrendim, kolektif aklın ürünüymüş daha da çok sevindim. Asla yaklaşan seçimler ile ilgili doğrudan mesaj vermeyen ama okuyanların “ne kadar da doğru” dediği mesajlar bunlar…

Önce “Her Yer İzmir Gibi Olsun- Aklında çocuklarına gururla emanet edebileceğin aydınlık bir yer olsun” afişlerini gördük. Ne kadar da akıllıca demiştim, çocuklarına emanet edilecek bir kent. Hem de gururla… İzmir’den başka birkaç kent daha var, çocuklara gururla emanet edilebilecek, Çanakkale gibi, Tekirdağ gibi… Pek az yani… Meğer o kadar değilmiş devamı geldi…

Sonra “Her Yer İzmir Gibi Olsun- Aklında toprağın, suyun özenle korunduğu bir çevre olsun” afişleri geldi. Bu konu hakkında Başkan’ın tavrını biliyoruz ama kente doldurulmakta olan avmler, körfezi ısrarla kirletmeye devam edenleri bildiğimiz için, o özen duygusunun altını çizip kara kara düşünmeye başladık… “Parlayan ekonomi ile güvenli gelecek” meselesi de tartışmalı bir mevzu tabii ki.

Ama… “Aklında kadını erkeği bir gören eşit bir yaşam olsun” pek güzel olmuş…Engelsiz yaşama sağlanan desteklerin tanımlandığı bisikletli afişe de alkış dedim. Özellikle bu konuda gösterilen özeni yakından izliyorum. “Aklında ilkelerine sahip çıkan kararlı bir toplum olsun” grafiği de en güzellerinden biriydi. Bir Slow Food’çu olarak tabii ki beni en mutlu eden afiş, “Aklında yerli tohumla beslenen verimli bir toprak olsun” oldu…

Ve “İşte İzmir!” dediğim son afişler… “Her Yer İzmir Gibi Olsun- Aklında Tüm Renkleri Kucaklayan Anlayışlı Bir Toplum Olsun” ve “Her Yer İzmir Gibi Olsun- Aklında Işığında Sağlam Bir Yol Bulduğun Bir Yol Olsun” …

Bu kadar olabilir yani…Gazetecilik eleştiri sanatıdır, ama zaman zaman da övmesini bileceksin. Görevdeki Büyükşehir Belediye Başkanı ve ekibi burada eleştirdiğimi sürekli okurlar bilirler. Bu konuda çengelköylülerle, langalılarla az uğraşmadım, onlar da kendini bilir… Ama bu son “Her Yer İzmir Gibi Olsun” işi iletişim sosyolojisinde ders olarak okutulacak kadar değerli bir iş. İsimlerini öğrenemediğim kahramanlarını kutluyorum bu kampanyanın.