MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İngiltere Türkiye'den gelen yardımı konuşuyor
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
26 Nisan 2020 Pazar

İngiltere Türkiye'den gelen yardımı konuşuyor

Birleşik Krallıkta sular bir türlü durulmuyor. Hasta sayısı her gün artan ülkede günlerdir maske ve koruyucu giysi krizi hüküm sürmekte. Hükümet sağlık çalışanlarına yayınladığı kılavuzla koruyucu giysinin bittiğini, son su geçirmez koruyucu giysilerini yıkayıp, arındırıp tekrar tekrar kullanmalarını, gerektiğinde plastik önlükle idare etmelerini söyledi. Bu bilgi hem sağlık çalışanlarında hem de halkta infial yarattı, sağlık çalışanlarının kendilerini böyle bir tehlikeye atmamaları sağlık dernekleri tarafından dile getirildi.

Basın hükümetin ve başbakanın bugüne kadar olan icraatını tartışıyor.  İngiliz Tabipler Birliği Danışma Komitesi Başkanı Rob Harwood, yaptığı açıklamada, "Bu kılavuz, bazı sağlık çalışanlarının hükümetin başarısızlığı nedeniyle kendilerini içinde bulmaya devam ettikleri korkunç durumun daha fazla kabulüdür." değerlendirmesinde bulundu.

10 Nisan’da Türkiye’den gelen ilk kargo uçağı maske ve koruyucu giysi getirmişti. Mevlana’nın "Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var" sözüyle gelen uçak, yine Mevlana’nın bu cümleleriyle tüm yazılı ve görsel basına yansımıştı. Dışişleri Bakanı Dominic Raab Mevlut Çavuşoğlu’na telefon edip teşekkür etmişti. Basın Türkiye’nin aynı zamanda İtalya, İspanya ve Balkan ülkelerine de yardım ettiğini dile getirmişti.

Kargo uçağının üzerindeki Türk bayraklarımızın fotoğraflarını basında görmek bizleri ayrıca çok gururlandırmıştı. Bu haberler Birleşik Krallık sosyal medyasında da Birleşik Krallığın basiretsizliği, Türkiye’nin yüce gönüllülüğü olarak yer bulmuştu. 5 Mart BBC haberinde ise Türklerin yine yüce gönüllükle sokak hayvanlarını nasıl beslediği anlatılmıştı. Birleşik Krallıkta sokaklarda sahipsiz kedi, köpek yok, ancak çok daha üzücü bir şekilde aile bağlarının zayıf olası nedeniyle sokaklarda yatan evsiz ve çok yalnız insanlar var.   

19 Nisan’da Birleşik Krallık İskan, Topluluklar ve Yerel Yönetimler Bakanı Robert Jenrick, günlük basın toplantısında, koruyucu malzemenin tükenmesiyle ilgili soru üzerine, Türkiye'den yeni bir sevkiyat beklediklerini söyledi. Jenrick, "Türkiye'den yaklaşık 84 tonluk büyük bir kişisel koruyucu malzeme sevkiyatı bekliyoruz. Bunun içinde 400 bin önlük de olacak. 19 Nisanda burada olmasını bekliyorduk" dedi. Bu kargo da gecikmeli olarak 20 Nisanda yerine ulaştı.   

 The Times gazetesinin pazar günleri yayınlanan kardeşi The Sunday Times'ın verdiği "İngiltere'nin uykuda felakete yürüdüğü 38 gün" başlıklı haberde, ülke "tehlikeye yol açacak şekilde hazırlıksız" olmasına karşın salgınla mücadelede 5 haftayı boşa geçirdiğini yazdı. Başbakan Boris Johnson'ın, bu süreçte Korona virüsüyle ilgili yapılan ve Cobra adı verilen 5 acil durum kabine toplantısına katılma gereği bile duymadığı belirtildi.

Bu tür tutumlardan dolayı hükümete eleştiri gittikçe yoğunlaşmakta. Birleşik Krallıktaki uzmanlar Korona pandemisinin öngörülebilir ve önlenebilir olduğunu savunmakta. Independent gazetesinin haberi ise koruma giysisi olmayan sağlık çalışanlarının her an görevlerini bırakabileceklerine ve hükümetin erken davranıp siparişlerini verip koruma giysisi sıkıntısına yol açmadan bu krizi önleyebileceğine değindi. Jenrick “Bakanlar daha fazla yapmalıydı” dedi.

19 Nisan tarihli Sunday Times Başbakan’ın zor bir seçim yapması gerektiğini, ya ekonomik ölüm ya da insanların ölümünü seçmesi gerektiğini yazdı. Yaşlı bakımevlerinde ise ayrı bir trajedi yaşanmakta, yaşlılar birer birer ölüme gitmekte. Bugüne kadar bu bakımevlerinde 4000in üstünde ölüm gerçekleştiği ve bu rakamların resmi istatistiklere geçmediği belirtilmekte.

The Guardian gazetesinin haberine göre Korona virüsü ülkeye geldiğinde hükümet yeni seçilmiş olmanın sarhoşluğundaydı ve akılları Brexit sürecindeydi. Başbakan Karayip adalarına tatile gitmişti. Hamile sevgilisiyle balayı havasındaydı. Başbakanın en yakın danışmanı Dominic Cummings ise kendi damgasını vurma peşinde üst düzey devlet memurlarına savaş açmıştı. İşçi Partisi dört seçim kaybetmiş ve lidersizdi. Başbakan 13 Şubatta yeni kabinesini kurdu ve kabinede büyük değişiklikler yaptı.

Gazetenin haberine göre 31 Ocak’taki ilk Korona vakasından 11 hafta sonra Birleşik Krallık kendini çok zor bir durumda buldu. Ekonomi bozulmuş, binlerce kişi hastalanıp ölmüştü. Almanya, Güney Kore, Tayvan, Yeni Zelanda gibi birçok ülke bu sınavdan başarıyla çıkmıştı. Birleşik Krallık da istese benzer bir şekilde çıkabilirdi. Hükümetin üst üste yaptığı hatalarla uzmanlar en az 20 000 ölü olacağını ve muhtemelen Avrupa’nın en çok kayıp veren ülkesi olarak istatistiklerde yer alacağını belirtiyor.

Imperial College’dan David Nabarro Dünya Sağlık Örgütünün net bir şekilde uyarıyı yaptığını, Birleşik Krallığın önlem almadığını, sürü bağışıklığı gibi yanlış bir yola giren tek ülke olduğunu söylüyor. Gazetenin haberi hükümetin sonunda geri adım atıp önlem almaya başladığını ama çok gecikmiş olduğunu ekliyor. Haber bu tavırda olan diğer ülkenin de ABD olduğuyla son buluyor. Aşağıdaki fotoğraf bize gurur veren bayraklarımızı ve Mevlana’nın sözlerini gösteriyor.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 26 Nisan 2020 Pazar 18:35
Arkadaş her kes evde kalsın denildi kraliçe sarayı bırakıp şatoya kaçtı
 Lombak
 26 Nisan 2020 Pazar 12:14
İngilizler Ali Kemal'in torunundan da hayır gelmeyeceğini umarım anlamış olurlar. Kendi sağlığını da hiçe sayarak devlet yönetiminde zaafiyet yarattı. Devletin başı olarak Kraliçe konuşmak zorunda kaldı. Salgının orada da kısa sürede en az kayıpla sona ermesi dileğiyle.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz