MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir’in muhalifliği
Tayfun MARO
YAZARLAR
13 Aralık 2019 Cuma

İzmir’in muhalifliği

İkibinli yıllarda, İzmir Erdoğan’a direnmekle ün yaptı.

Saray’ın korkulu rüyası İzmir, iktidara yıllardır direniyor, teslim olmuyor.

Türkiye, Erdoğan yönetimine direnmeyi İzmir’den öğrendi.

Eğitim düzeyinin ve hayat standardının yüksek olması, liman şehrinin kozmopolit yapısının getirdiği tolerans fikri, her ne kadar o kozmopolit yapı geçen yüzyılın başında yok olduysa da, şehri iktidarlara karşı dirençli kılıyor. İzmirli, iktidarlar tarafından cezalandırılmak pahasına oy vermiyor. Kazanan ata oynamak gibi bir alışkanlık yok.

Fakat bu muhalif olma hali itiraz kültürünü öyle güçlü şekilde besliyor ki “her şeye karşı durmak” olağan bir tavra dönüşmüş bulunuyor.

Hayatın yavaş aktığı bu şehirde, genel karşı durma halinin ötesinde, bir de muhalifliği gündelik hayatın rutini olarak yaşayan tuzu kuru muhalifler var ki kendilerini adeta sürekli gündem yaratmakla yükümlü kılmışlar...

Tuzu kuru muhalifler kışın ağırlıklı olarak Alsancak mekânlarında, yazın da sahil kasabalarında boy gösteriyorlar.

Onları özel yapan, kapitalist sistemin değer ve kurallarını savunmayı sosyalizm, kuralsızlığı ise kapitalizm saymalarıdır.

Kapitalist sistemin disiplin ve kurallarını delmeye çalışan yatırımcılarla mücadele, sistemin meselesidir. Mücadele edelim ama bu gerçeği de görelim.

Öte yandan, toplumlara bakan yüzü çok düzgün görünürken, kapitalizmin görünmeyen yüzü oldukça kirlidir. Sistemin efendileri göz yummadığı takdirde büyük suçları işlemek mümkün değildir. Mafyatik örgütler illegaldir ama sistemin izin verdiği kadar suç işleyebilir.

Bu aralar İzmir’in gündeminde gökdelen tartışması var.

Kanımca, bir gökdelenin veya bir yolun nereye nasıl yapılacağı bir sistem sorunu olmalı...

Ve tam burada bir tercih yapıyoruz; Kapitalizmin ömrüne ömür katmak isteyenler, kuralları savunuyor… Hedefteki yatırımcı ise, mevzuata takılma riski varsa, bir iki dener, yangından mal kaçırmak derdinde olduğundan, döner gider.

Bu olan bitene benim yaklaşımım şöyle; Sosyalist muhalefet olmasa, kapitalist sistem çoktan çökmüştü.

Muhalefetin içinde düştüğü bir başka paradoks; çaresizlik üreten eleştiriye dayalı muhalefet anlayışında ortaya çıkan, hedef aldığı kişileri yok etme arzusu ve bu arzunun yarattığı husumet, çözümden gayrı her amaca hizmet ediyor. Uzlaşmak, en uzak ihtimaldir.

Uzun sözün kısası, İzmir, içe dönük muhalefeti seven grupları aşarak ülke muhalefetiyle yeniden buluşmalı.

31 Mart seçimlerinde metropollerin ayağa kalkmasıyla başlayan direniş yol alıyor. İzmir, İstanbul ve Ankara, yeni siyasetin yollarına taş döşüyor.

İslamcı rejime direnişin sembolü haline gelen İzmir’in sorumluğu var.

İçe dönük tartışma ve eleştiri ikliminde yaşamayı seven gruplara küçük bir hatırlatma;

Günümüz ülke koşullarında, bir belediye başkanı direniyorsa, onu koltuğundan etmek Saray için zor olmamalı. Fakat bir şehir direniyorsa, ona Saray’ın da gücü yetmez.

Türkiye’de, tarihsel bir dönüşümün öncülleri ortaya çıkmaya başladı.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Obi
 15 Aralık 2019 Pazar 15:45
Noyan beye ilaveler de yapılabilir tabii. Fakat ben de kesinlikle katılıyorum kendisine. Hele ki Seferihisar mali durumunu gördükten sonra İBB için korkmaya başladım. Umarım Seferihisar gibi geç kalınmaz!
 muhalif
 15 Aralık 2019 Pazar 13:36
kapitalizmi dengeleyecek "sosyal devlet" anlayışı güçlü olmalı, günümüzde maalesef ülke sosyal devletten kapitalist devlete doğru evrilmekte.. eğitim, sağlık gibi konular artık paralı..muhalif olmak, itiraz kültürü olmazsa lmazdır. günümüzde bazı uygulamaları protesto etmek için sokağa çıkmak ülkemizde zor, halbuki hükümeti protesto etmek hatta istifasını istemek yani hükümeti düşürmek istemek, demokratik bir haktır, terörist eylem değil. şu batı batı dediğiniz demokrasi anlayışında bu böyledir, ama iktdarı kaybetmek istemeyenler için bu böyle değil.yeni sistemle gücünü arttıranlar ne kadar mutlak olmaya çalışsalarda bu ülkenin bir fgeleneği var ve bu iktidar döneminde genç nesil olmuş yeni seçmen gençler dünyayı izliyor.ekonomik sorunları var, işsizlik gibi,eğitim kredilerinin geri istenmesi gibi.itiraz ve muhalefet kültürünün en güzel örneği, termik santral bacaları ile ilgili kanun teklifinin mecliste kabul edilmesi sonrası yaşandı, eleştiriler sonucu CB. tarafından iptal edildi, düzltilip geçti, önceki tasarıyı "evet" diye geçirenler , iptal edilince alkışladılar,çünkü grup kararı denilen tek kişinin isteği onaylandı, .izmirde de pasaportta ki gökdelen için yapılan eleştiriler sonucu İBB. ile Konak ruhsatı iptal çalışması başlatacaklarını açıkladılar.
 Lombak
 15 Aralık 2019 Pazar 11:58
Yeni partilerden birinin adı Kaz Partisiymiş ;)
 Cumhur ERİŞ
 14 Aralık 2019 Cumartesi 02:16
Ben etrafta direnen bir belediye başkanı görüyorum. Ama sizin dediğiniz yöndei değil, akla, olması gerekene direnen birisini görüyorum. Noyan RUSCUKLU SOSYAL DEMOKRAT BAŞKAN... ÖZGÜRLÜKÇÜYMÜŞ, KATILIMCIYMIŞ... 1. Kamu malı Şato’yu kendi kullanımına tahsis etti diye eleştirdim. 2. Kardeşinin belediye işlerine gönüllü de olsa karışamayacağı, toplantılara katılamayacağı eleştirdim. 3. Şov amaçlı “Seyyar Makam” saçmalığını eleştirdim. 4. Kültürpark’ı “Kültürpazar”a çevirmesini eleştirdim. 5. Kendine bağlı kamu destekli yandaş medya kurmasını eleştirdim. 6. GSF’ne önce “her türlü destek” sözü verip sonra gelen tepkiler üzerine yan çizmesini eleştirdim. 7. İzmir için yeterli donanım ve birikime haiz olmadığını eleştirdim. 8. Eşinin belediye işlerine dahil olmasını eleştirdim. 9. Yapılan yurt dışı seyahatlerin hesabını sorarak eleştirdim. 10. Seferihisar’ı getirdiği durum ve yaptıkları eleştirdim. 11. İzmir’i betona teslim etme yolundaki uygulamalarını eleştirdim. 12. Bir kentin “aşkla” değil, bilimle ve hukukla yönetilmesi gerektiğini söyledim. 13. Yerel reis olma çabalarını, taşra politikalarını ve ayak oyunlarını, haddini aşan demeçlerini ve sonra yan çizmelerini eleştirdim. Ve daha bir yıl olmadan İzmir için yetersiz biri olduğunu ispatlayan Tunç Soyer, beni daha ilk eleştirimde engelledi. Kaldı ki, İzmir’de senelerce başkanlık yapan Aziz Kocaoğlu ki son dört yılında sosyal medya üzerinden hemen hemen her gün eleştirmeme rağmen sitemlerini sadece yüzüme söyleyip engelleme yoluna gitmedi. Noyan RUSCUKLU
 taylan özgür
 13 Aralık 2019 Cuma 23:56
bir nal bir at bir at bir insan bir insan bir ülkeyi kurtarır gökdelene direnmek dönüşümün de ateşi olacaktır.Ayrıca İzmirin denizden gelen Meltemini sermayenin kulesi kesmemeli bakın Alsancaktaki sokaklara denizin rüzgarını kesmez serinlikle buluşturur İzmir Halkını.Kule Denize çekilecek setdir.
 Gürkan
 13 Aralık 2019 Cuma 23:52
Rant, kapitalizm ... derken şehir bugün ne hale geldi. Bu kafayla düzelmez de. Şehir, ranta İstanbul gibi teslim olmadı ama her şeye karşı ideolojiye teslim oldu. Değişen ne oldu? Çarpık yapılaşma konusunda İzmir'in eline kimse su dökemez ama ranta teslim olmadık :)
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz