MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ödemiş’in Asteriksi… Diren Badem!
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
14 Temmuz 2015 Salı

Ödemiş’in Asteriksi… Diren Badem!

Bu ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ‘yeşil isyan’larda buluşuyor insanlar. Bir bakıyorsunuz dereleri öldüren HES’lere karşı, bir bakıyorsunuz plansız programsız her adıma dikildikleri için ekolojik denge bırakmayan RES’lere karşı, sonra bir bakmışsınız denizi çöpe çeviren balık çiftliklerine karşı hey hop! ‘Yapamazsınız, isteseniz de yaptırmayız’ direnişleri… Zeytinleri için ağlayan Yırcalıların tüylerimizi diken diken eden sözlerini unutmadan, bu kez yaylalarını korumak için ayaklanan Havva Analar/Huriye Nineler/Fatma Ablalar; o bilge insanların (anlayana) verdikleri derslere parmak ısırıyoruz…
Tamam, elbet yol da lazım, santral da gerekli, konut da şart da… ‘Beton mu kemireceğiz, su yerine gazoz mu içeceğiz? Ne sulak alan bıraktınız, ne mera, ne dere, ne göl, ne deniz’ dediğiniz anda karşınıza dikilen ‘teknoloji düşmanları’ lugatından da illallah! Doğaya karşı teknoloji ve rant işbirliği savaşı bu topraklarda yeni icat olmadı ama son 10 yılda adeta şahlandı, arşa çıktı… Ve bakıyorsunuz rant suyunun başını tutanlar AKP’liler ve yandaşları, karşı duranlar yöre halkı, sivil inisiyatifler, CHP’li yerel yöneticiler. Ege’de de, Karadeniz’de de bu böyle. Ama 1 farkla!
Farkında mısınız bilmiyorum ama Ege’nin bereket timsali topraklarından birinde, bir belediye başkanı, bölgesine altın madeni yaptırmamak, bereketli topraklarını altına kaptırmamak/kazdırmamak için yeşil direnişte! İzmir’e 122 km. uzaklıktaki Ödemiş’in belediye başkanı Mahmut Badem. AKP’nin İzmir’de seçim kazandığı 7 ilçeden birinin başkanı. Ödemiş’in Asteriksi!
Başkan Badem’in ‘Asteriks’ süreci… Haşmetinden sual olunmaz Bozdağlar’ın eteğinde bereketiyle dünyada ilk üçe giren bir ovanın üzerinde yükselen Ödemiş’te, Çobanlar Köyü Mandırapınarı Mevkii’nde altın (ve bir sürü kıymetli maden) aramak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan ruhsatı kapan Abdullah Şentürk’ün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan aldığı onayla Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini başlatmasıyla başladı. Ki bu süreç, ‘yapılacak değerlendirme, yöre halkının katılacağı toplantı, askı süreci gibi konularda itiraz olmaz, dava açılmazsa Ödemiş’te altın madeni kurulacak’ demek oluyordu ki, maden şirketinin burnundan getirecek tesadüfler zinciri, tam da bu noktada başladı.
ÇED yönetmeliğinin 9. maddesi gereğince ÇED sürecine halkın katılımını sağlamak, proje hakkında halkı bilgilendirmek, halkın görüş ve önerilerini almak üzere maden şirketinin Ödemiş Belediyesi’ne ait Perşembe Pazarı Sosyal Tesisleri için alınan ve bakanlık internet sayfasından da duyurulan toplantı yeri… Yasal işlemlerin yerine getirilmediğini ifade eden Başkan Badem tarafından iptal edildi. Badem’in “Şirket adına yetkili olduğunu söyleyen birisi gelip parasını verdikten sonra kiralama yapmış. Bu kişinin sadece adı var. Şirketin ne olduğu belli değil. Ayrıca bize, şirketin yetkili olduğuna dair bir belge de getirilmedi. Tanıtım yapılacağını söylemişler. Ne tanıtacaksınız? Kozmetik firması mısınız, ilaç firması mısınız bilen yok. Böyle bir sistem olmaz. Biz, tesisleri vermedik ve toplantı yerini iptal ettik” sözleriyle birlikte… ‘Madenlere kesinlikle karşı olmadığını ama ruhsat alınan yerin doğanın tam da içinde bir yer olduğunu’ söyleyen Badem’in, doğanın katledilmesine karşı çıkacaklarını üzerine basa basa tekrar etmesiyle... İlk raund kazanıldı.
Sırada ‘hendek savaşı’ vardı!
Belediyeye ait tesislerde ÇED toplantısına izin vermeyen Badem’in ikinci hamlesi, şirketin madeni ve projeyi anlatacağını ilan ettiği Dolaylar Köyü’nde oldu. O gün köyde bir anda kazı çalışması başladı, köy meydanının tamamı anında kazıldı, köy yolları ortalığın tozunu attıran iş makineleri ile doldu taştı! Toplantı moplantı hak getire, şirket kös kös geri döndü. Sonuç, ikide ikiydi…
Ödemiş Müzesi’nde yapılacağı duyurulan bir başka ÇED toplantısı da köylülerin pankartlarla yürüyüşü ve destek için ilçeye gelen CHP milletvekillerinin tepkileri üzerine (perde arkasında Başkan Badem’in de araya girmesi sonucu) Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden bir yetkilinin gelmemesi üzerine yine yapılamadı.
Son tesadüfse(!) mizahçılara şapka çıkartacak güzellikteydi.
Maden şirketine belediyeye ait sosyal tesisleri vermeyen, köy meydanında iş makineleri ile kazı yapan Badem, dördüncü ÇED toplantısı için bakanlıktan izin alan şirketin halka kendisini anlatacağı Dolaylar Köyü’nü bu kez karantinaya aldı. Gerekçesi ‘bazı evleri pire basması’ydı! Muhtar yazılı başvuru yapmış, ilçe sağlık müdürlüğü tutanak tutmuş, Başkan Badem de harekete geçmişti. Köy ve civarındaki tüm evler ilaçlanacaktı. Toplantı günü alınan bu karantina kararıyla, hem pireler, hem de maden şirketi püskürtülmüştü…
Dört taarruzu da birbirinden ilginç yöntemlerle savuşturan Ödemiş Belediyesi’nin Ak Partili Başkanı’nın şirketin illa ki yapması gereken toplantıya karşı hangi taarruz silahını çekeceğini, nasıl bir yaratıcılık örneği sergileyeceğini, şahsen gülümseyerek merakla bekliyoruz.  
Suyunu içtiği, ekmeğini yediğini topraklara ihanet etmeyen, güvenip ona oy veren hemşerilerinin güvencini boşa çıkarmayan, bu verimli topraklara/doğaya sahip çıkıp ‘alttaki zenginlik durur, bekler ama üstteki doğa tahrip edilirse yerine bir daha konulamaz’ diyerek Ak Partili olmanın gücünü altın şirketinden değil, doğrudan/doğadan/halktan yana kullanan Mahmut Badem’e selam olsun buradan/bu köşeden…. ‘Diren Badem’ diyorum, seni örnek alsın bütün AKP’li başkanlar, devletin ceberrut yüzünü gösteren, köylünün/yöre halkının üzerine jandarma salanlar, doğa yeşilinin değil, kağıt yeşilinin peşine takılanlar, diren! Gölcük de yaylalar da bereketli ovalar da Ödemiş’in sarı patatesi de Bursa’ya meydan okuyan kestanesi de senin yanında, diren…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 mert
 14 Temmuz 2015 Salı 10:04
oburiks kim olacak oraya da biri lazım
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz