MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Olmaya devlet cihanda
Engin ÖNEN
YAZARLAR
3 Nisan 2020 Cuma

Olmaya devlet cihanda

Zor günlerden geçiyoruz. Toplum olarak, dünya olarak çare peşindeyiz. Bilimin, tıbbın kolay baş edemeyeceği bir salgın söz konusu. Herkes artık, en az can kaybı peşinde. Ölümler çoğalıyor ama bütün çabalar salgının yayılım hızını azaltmak için.

Salgının ekonomik, sosyal ve kültürel boyutları da var şüphesiz. Biz kültürel coğrafya olarak bu tür salgınlar karşısında biraz daha dezavantajlıyız. Çünkü kadercilik anlayışı ve hastalığın da Allah’tan geldiği inancı sonucu, önlem ve tedbirler konusunda yeterli hassasiyeti göstermediğimiz çokça örnekle karşılaşıyoruz.

Diğer önemli bir dezavantaj, kurumlarımızın işlevlerinden epey uzaklaşmış, epey hırpalanmış ve dağınık halleri maalesef. Başta ilgili bakanlar olmak üzere, valiler ve diğer kamu görevlileri gerekli insiyatifi kullanmak yerine Tek Adam yönetiminin tedirginliği ve pasifliği içindeler. Hatta her gün onlarcasını dinlediğimiz/izlediğimiz akademisyenler bile.

Bir de buna merkezi iktidar ve belediye gerilimi eklendi çok gereksiz bir şekilde. Oysa her kurum kendi görev ve sorumluluk alanı içinde canla ve başla çalışmalıydı. Başkanlık yönetimi, HDP’li belediyeleri düşman, CHP’lileri ise kamu yönetiminin bir parçası değil de rakibi gibi algılaması, tam bir anomik sonuç doğurmaya aday gibi. Devlet Başkanı, Parti Başkanı olunca bu kaçınılmazdı elbet.

İçişleri Bakanlığı genelge yayınlayarak Belediyelerin bağış kampanyasını durdurup ardından da bu amaçla bankalarda açılan hesaplar bloke edilince, belediyeler daha etkisiz bir konuma düştü. Çünkü mevcut bütçeleri bu salgınla mücadelede etkili bir yardıma elverişli olmadığı gibi, bu koşullar nedeniyle ciddi gelir kaybı yaşamaları da hareket alanlarını sınırlamıştır.

Belediyeleri algınla mücadelede daha etkisiz kılmaya yönelik bu hamleyi, “Devlet içinde devlet olmaz” anlayışı ile haklılaştırmak mümkün değildir. Merkezi yönetim ve yerel yönetimin görev ve sorumluluk alanları yasalarla belirlenmiştir. Yardım kampanyası düzenlemekle belediyeler, devletin görevini üstlenmiş olmaz.

Merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin görev ve sorumluluk alanları siyasal sistemlere ve dönemlere göre farklılıklar göstermektedir. Federal siyasal sistemlerde yerel yönetimler, bir nevi devlet içinde devlettir. Yürütme, yasama ve yargı faaliyetlerini de önemli ölçüde içinde barındırır. Diğer üniter sistemlerin çoğunda da artık, çağdaş gelişmeler ışığında güçlü yerel yönetim modelleri desteklenmektedir. Böylece daha etkin kamu hizmeti sunulabileceği ve demokrasinin daha fazla ete kemiğe bürüneceği öngörülür.

Bizde son seçimden sonra hızlanan bilhassa kayyum atamaları ve bağış kampanyası örneğinde görüldüğü gibi belediyeleri etkisizleştirme gayretleri, ne etkin kamu hizmeti anlayışına ne de demokrasiye uygundur ne de uluslararası sözleşmelere.

Böylesine can yakıcı bir dönemde bile Tek Adam yönetimi için belediyelerin tehdit olarak algılanması, oldukça vahim bir geleceğe işaret etmektedir. Salgın ve doğal felaketler karşısında bile bir toplumda birlik duygusu yaşanamıyorsa, orada ulus veya toplumdan söz etmek zor. Bu koşulları bile kutuplaşmaya feda eden bir anlayış, halk sağlığını değil de iktidarını önceliğe koyan bir anlayıştır.

Kanuni Sultan Süleyman ile bitirelim: “Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz