MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Partimiz iktidara geldiğinde…
Metin ÖNEY
YAZARLAR
16 Ocak 2018 Salı

Partimiz iktidara geldiğinde…

Gelmeyecek.

Çünkü:

16 Nisanda yapılan referandumdan sonraki değişikliği aç oku…

Partilerin iktidarı bitti.

Daha doğrusu 3 Kasım 2019 da bitecek.

Partilerin TBMM deki çoğunlukları ne olursa olsun…

Bakanlar Kurulu’nu oluşturmayacaklar.

Güven oyu veremeyecekler.

Gensoru veremeyecekler...

Bütçeyi yapamayacaklar...

Denetleme yollarının çoğuna başvuramayacaklar…

Hasılı iktidar olamayacaklar…

Bunları ben söylemiyorum… Açsınlar Anayasa’yı okusunlar… Bütün bunlara rağmen “Partimiz iktidara geldiğin de…” diye söze başlayan; asgari ücretten tutun, ülke sorunlarını çözeceklerini söyleyen parti sözcülerini ve hatta Genel Başkanları dinledikçe hayretler içinde kalıyorum…

2019 yılı içinde üç sandık önümüze gelecek… (Erkeni yok bu işin. Bu da biline…)

Yerel Seçimler Mart ayında.

Genel Seçimler 3 Kasım’da.

Cumhurbaşkanlığı seçimi 3 Kasım’da.

Bunların en önemlisi ve hatta tek önemlisi Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Çünkü 16 Nisan referandumu ile icraya ait bütün yetkiler Cumhurbaşkanlığı’nda toplanmıştır… Ve bu yetkiler 16 Nisan’dan sonra kısmen kullanılmakta ve fakat 3 Kasım itibariyle de hukuken ve fiilen bütün yetkiler Cumhurbaşkanı tarafından kullanılacaktır…

Hal böyle olunca:

“Parti iktidarından” söz ederek siyasi etkinliklerde bulunmayı izahta zorluk çektiğimi ifade etmek isterim.

Partilerin yüzde kaç alacaklarının da “iktidar” anlamında bir önemi yoktur. Yüzdenin azlığı çokluğu “iktidarı tayin” değil, sadece “ne kadar milletvekili çıkaracaklar” demektir. Daha açıkçası partili milletvekilinin sayısını belirlemektir.

Şimdi…

İktidar partisinin adayı çok çok önceden beri bellidir.

Muhalefet cenahının adayı belli mi? Ben bilmiyorum.

“Herkes adayını çıkarsın sonra ikinci turda birleşilir” deniyor…

Yani birinci turda adaylar birbirleri için her şeyi söyleyecekler ve fakat sonra ikinci turda bu rakip adayın etrafında birleşecekler. Ülkemiz seçmeni dikkate alındığında bu mümkün mü? Doğrusu bana çok zor geliyor. Kaldı ki, işin birinci turda bitirilmeyeceğinin garantisi nedir? Veya niçin birinci tur için daha baştan havlu atılsın?

Eğer ülke fabrika ayarlarına dönsün yani parlamenter sisteme tekrar hayata geçsin isteniyorsa Cumhurbaşkanı adayını şimdiden ve hatta bu günden belirlemek ve bütün demokratik faaliyetleri bu doğrultuda yapmak ve tamamen Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmak şarttır…

Erken belirleme adayın yıpranmasına yol açarmış.

Nasıl bir aday çıkaracaksınız ki, hemen yıpranma süreci başlasın?

Adayın toplu iğne ucu kadar defosu yoksa niçin yıpransın veya nasıl yıpratılabilir?

Hem yazılı ve hem de sözlü basının tamamına yakını “yandaş” ise koca ülkeyi bir baştan bir başa dağ-taş demeden nasıl dolaşılacak ve zamanla yarışılacak?

Sonuç olarak “parti iktidarı” diye artık Anayasa’da olmayan bir kurumdan söz etmek yerine yazmaya çalıştığım gibi hedefi “Cumhurbaşkanlığı seçimi” olarak belirlemek ve bu konuda tüm demokratik girişimleri hızla uygulayama koymak gerekir.

Son bir not: Bütün “ittifakları” Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonuçları açısından değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ülkü aktaş
 17 Ocak 2018 Çarşamba 11:06
Parlementer sistemi geri getireçeğim diyen kazanır.Yereldeki vekillik forsunun biteceği saikiyle deve dişliler ampul karşıtına gizli açık oya çalışır
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz