MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Suçun kontrol edilemezliği
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
2 Mart 2021 Salı

Suçun kontrol edilemezliği

Planlı suçların bir kısmı cana, çoğu da mala dönük işleniyor. Suçla mücadele, insanlık kadar eski. Kaç bin yıldır suçla mücadele ediliyor; onu da bilmiyoruz. Çok eskilere dayanıyor.

Bazı suçlar var, klasik yöntemlerle önlenemiyor. Önlenemez olduğundan değil; çözümsüzlük sorunun ele alınış biçiminden kaynaklanıyor.  

Bu nedenle bazı suçları önlemek için farklı yöntemlere başvurmak zorunlu hale geliyor.

Örneğin aşk cinayetleri böyledir. Duygularının esiri olanları hiçbir yasa kontrol edemiyor. Bu nedenle klasik yöntemlerle bu cinayetler önlenemiyor.

Yeni yönteme gelince.. Üzüm üzüme baka baka kararır sözü ne kadar doğru, iddialı bir görüşüm yok. Ama insanın insana baka baka hınç biriktirdiği bir gerçek.

Cinayeti önlemenin kesin bir yöntemi olmasa da caydırıcı yöntemleri bulunabilir:

Şöyle ki;

Sorun yaşayan kişileri dünyanın farklı ülkelerine kamu destekli gezilere gönderip yeni insanlarla tanışmalarına ve kaynaşmalarına yardımcı olunabilir.

Sekiz milyara yakın insanlık alemi içinde bir kişiye hınç duymak, sorunu çözümsüz görmek, çareyi ise cinayette aramak nasıl bir çaresizliktir?

Nasıl bir içinden çıkılmaz psikolojik buhrandır?

İnsanlık bu kadar mı çaresiz, bu kadar mı geri?

En güzel, en değerli duygular, nasıl bu kadar tahripkar hale gelebiliyor?

Aşkın sürdürülemezliği kaderimiz olamaz. Bu mümkün değil.

Aşkın her insanı mutlu ettiğinde kuşku yok.

Kin ve hıncın insanın dengesini bozduğunda da kuşku yok.

Dünyada dört milyara yakın erkek varsa bir o kadar da kadın var. Ama nedense çok yalnız yaşıyoruz.

Hem de kalabalıklar içinde yapa yalnız.

Örneğin bir erkek, nasıl oluyor da dört miyar kadın arasında sevebileceği, belki de aşık olabileceği bir kadını bulamıyor da tanıdığı ve geçmişte çok sevdiği tek kadını öldürmeyi düşünüyor?

Akıl alır gibi değil!

Birbirinden güzel ülkeleri gezmek… Çok farklı insanlarla tanışmak… Yeni hayatlar kurmak… Çalışmak… Çalışmak… Çalışmak… Bu ilişki de mi yürümedi, sevgi saygı mı tükendi o zaman ver elini yeni ülkelere yeni insanlara… Cinayeti aklından geçirmeyi bile unutacak kadar, birbirinden farklı güzel insanları sevmek… sevmek… sevgiden yorgun düşmek… Belki de bir daha doğup büyüdüğü topraklara geri dönmeyi aklından bile geçirmeyecek kadar mutlu olmak...

Tek şartla, yeter ki gezmek olsun!

Gezmek, her türlü rahatsızlığımızın ilacı olsun!

Sorunumuz, bir ağaç gibi dikildiğimiz yerde ölmek olmasın!

Kadın olsun erkek olsun, tek ilacımız gezmek olsun!

O kadar gezmek olsun ki cinayeti belleğimizden silmiş olsun!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Mustafa Özdemir
 3 Mart 2021 Çarşamba 00:18
Aşk, insan ruhunda ortaya çıkan bir hezeyan, takıntı hâlidir. Aşk üzerine hiçbir sağlıklı, ayakları yere basan"gelecek" inşa edilemez. İnsanlar ve hele de erkek-kadın ilişkisi "aşk üzerine inşa edilemeyecek kadar ciddi bir bir ilişkidir. Hezeyan ve takıntı üzerine inşa edilmiş bir ilişki, eğri cetvel ile düzgün çizgi çizmeye çalışmak gibidir. Demem o ki hayat ve insan ilişkileri ciddi şeylerdir; "aşk" ile tanımlanmayacak, desteklenmeyecek kadar ciddidir. Aşkı gözünüzde fazla büyütmeyin. Hele ilahî aşk gibi şeyler tam bir hadsizliktir; Yaratıcı ve Yaratılan arasındaki ilişkide "aşk" olmaz; itaat ve teslimiyet olur sadece
 Farklı Kafalı
 2 Mart 2021 Salı 14:24
Türk dizi ve filmlerinde aşık olan adam " ya benimsin ya kara toprağın" repliğiyle Türk toplumuna aşk anlayışını böyle empoze etti. Olurda kadın bir yanlış yaparsa, erkeğin etrafındakiler kadını öldürmesi gerektiğini yoksa namusunu koruyamadığını erkeğin beynine işlemektedir. Kadın cinayetlerinin suçlularından birkaçı ; eğitimsiz toplum, toplumu yönlendiren film ve diziler, sinema ve televizyonu kontrol etmeyen yöneticilerdir. Bunlar düzelirse aşk cinayetleri büyük oranda azalacaktır diye düşünüyorum.
 Abdullah Çolak
 2 Mart 2021 Salı 13:28
Aşık olduğu kadını öldürmüyor. Biz insanlara aşkı anlatamadık. Aşk GÖNÜLLERİN arzusudur, insanı Mevlâya ulaştırır. Bu günkü gençliği aşk zannettiği bedenin arzusu olan şehvettir. Şehvet kişiyi şeytanın yoluna düşürür. Günümüzde kadın cinayetini işleyenler, şehveti aşk zanneden saçıklardır.
 Fikret ASLAN
 2 Mart 2021 Salı 11:45
Sevginin saygının yerini zorbalık ve ötekileştirme almış ne aşkından bahsediyorsunuz saygıdeğer hocam. Aşktan falan anlamam tuttuğumu öperim mantığı hakim olmuş ülkeme, Tam benlik yani, bana uyan bir yaşam tarzı.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz