MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Teşekkürler Sayın Başkan
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Ekim 2018 Çarşamba

Teşekkürler Sayın Başkan

İzmir’in Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türk siyasetinde pek de alışık olmadığımız biçimde, görevinin başında ve de iktidar iken bir daha aday olmayacağını açıkladı.

Başta CHP genel merkezi olmak üzere, İzmir kamuoyu ve pek çokları için sürpriz sayılabilecek bu kararın elbette ki siyasi olduğu kadar insani sebepleri de vardı.

Duygusal vedanın satır aralarında; “Bırakmasını bilmek gerekir. Siyasetten başka bir yaşam” da var derken insani gerekçelerini anlatıyordu.  “Koltuk bırakılmayacak bir şey değil… Gerektiğinde zirvedeyken de bırakabilmek gerekir” derken de koltuğuna yapışan siyasetçilere giderayak bir ders daha veriyordu.

Aslında Türk siyaseti için manifesto niteliğinde bir çıkıştı bu.  Ve hiç kuşku yok ki bu yönüyle de tarihe geçti. Uzun lafın kısası görevi boyunca iş tutuş/yoğurt yiyiş tarzıyla fark yaratan Aziz Başkan, aynı farkı giderken de yaratmayı bildi. Açıklama için tercih ettiği Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne tek başına geldi. Yanında kimseyi istememişti.

Belki de kimseye (özellikle aday adaylarına) giderayak siyasi bir zarar vermek istemiyordu.

Son derece gösterişten uzak bir ortamda son derece sakin, vakur bir tavırla 15 yılını özetledikten sonra uzun süre daha hatırlanmasını beklediğim o tarihi açıklamayı yaptı.

Soru işaretine mahal bırakmayacak netlikte, herkesin anlayacağı sadelikte konuştu.

“Yaşamım boyunca kimsenin adamı olmadım. Sözlerimin arkasında başka şeyler gizlemedim. Ne düşünüyorsam onu söyledim. Ne söylediysem onu yaptım. Ne yaptıysam arkasında durdum. Her zaman önce devletim, sonra partim için çalıştım. Böyle geldim böyle gideceğim.”  Dedi mesela…

Partisine yönelik 24 Haziran’dan sonra yaptığı değişim çağrını yineledikten hemen sonra…

*

Sebepleri neydi, sonuçları ne olur?

Şimdi yanıt aranması gereken en önemli soru bu…

Pek çok sebep vardı Aziz Başkan’ı bu noktaya getiren…

Kente hizmet etme enerjisinin azalması, seçim kaybetme riski, aday gösterilmeme ihtimali gibi zırvalıklara inananlardan değilim. Zaten o da siyaset denizinin bu denli sığ sularında yüzenlerinden olmadı. Aday gösterilmek gibi bir kaygı taşısaydı 24 Haziran sonrası 9 ay sonra kaderini belirleyeceklere yönelik değişim çağrısı yapmaz, imza toplamaz, kurultay için çaba göstermezdi.

Kentin taze vekilleri, beklenti sahibi başkanları, potansiyel adayları gibi “Bizim genel başkan sorunumuz yok” der ya da bazıları gibi “Yerel seçim öncesi değişim partiye zarar verir” diyerek topu taca atar ve bugün de keyfine bakardı.

Oysa o bu noktada, inandıklarını söylemekten imtina etmedi.

Yani bildiğimiz Aziz Başkan gibi davrandı.  Delikanlıca…

*

Tabi ki İzmir gibi siyasi çatışmanın merkez kentlerinden birinde görev yapmak ateşten gömleği her daim giymekle eşdeğerdi. Merkezi hükümetle yaşadığı çatışma siyasi tarih açısından ayrıca ele alınmayı gerektirecek kadar veri barındırıyor. Bugün bir İzmir modelinden söz ediliyorsa, bu modelin Ankara’ya rağmen yazıldığı unutulmamalıdır. Dahası merkezi hükümete rağmen muhalif bir belediyenin yarınlara model olabileceğini kanıtladı İzmir’in Aziz Başkanı…

Her türlü engel, baskı ve siyasi mobingle geçen 15 koca yıldan sonra.

Bunca yaşanmışlıktan sonra insan bir çıkış yolu arar tabi ki!  

Direnmek için bile dayanmak gerekir. Birine, bir yerlere, bir şeylere dayanmak…

Gördüğümüz kadarıyla CHP’de son 3-4 yılda üst düzey bir göreve seçilmenin (Vekil, PM, MYK üyesi vs) gizli ön şartlarından biri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile çelişki yaşamaktı.  Ya da çok tesadüfen son 3-4 yılda CHP üst yönetimine ağırlıklı olarak Kocaoğlu ile çelişki olanlar tercih edildi.

Merkezi hükümetin İzmir’i zaman zaman ablukaya alan siyaseti karşısında Başkan Kocaoğlu, CHP yönetimine, partisine dayanamayacaksa kime dayanacaktı? Eğer ortada bir küslük, kırgınlık varsa sebebi budur.

Tüm bu tercihler Aziz Başkan ile CHP yönetimi arasındaki mesafeyi arttırmış, iletişimi koparmıştır.

İzmir’in Başkanı, İzmir’e bizzat davet ettiği, İzmir’in vekili olmasını istediği Kılıçdaroğlu ile arasındaki mesafeyi ne yazık ki son 3-4 yılda kısaltamamıştır.

Erdoğan iktidarının 24 Haziran’dan sonra güçlenerek devam etmesi ve CHP’deki değişim talebinin görmezden gelinmesiyle Kocaoğlu’nun bir nevi aşağıya tükürsem sakal yukarıya tükürsem bıyık noktasında kaldığını söylemek yanlış olmaz.

İşte Aziz Başkan’ı “aday değilim” noktasına getiren siyasi atmosfer böyle şekillenmiştir.

Hoş, CHP’de değişim gerçekleşse de biz 1 Ekim’de Kocaoğlu’ndan aynı açıklamayı duyacaktık.

Yine aday değildi. Dediği gibi bu konudaki kararını çoktan vermişti. 

Son dönem bürokraside başlattığı gençleştirme operasyonuna siyasette de devam etmek istiyordu. CHP’ye 40 yaşında birinin il başkanı seçilmesini sağlamak için attığı adımlar da aynı sebeptendir. 2014’te koltuğunu devredebileceği kimi isimlerin ilçelerden adaylığına destek vermesi de aynı sebeptendi.

Diyeceksiniz ki; öyle de böyle de aday değildiyse değişen nedir o zaman?

Ülkede değişim gerçekleşmiş olsaydı Kocaoğlu büyük bir iç huzurla bırakırdı. Direnişle dolu 15 yılın tecrübesini yeni nesle aktarmış olmanın iç huzuruyla…

Partide değişim gerçekleşmiş olsaydı kısmen daha huzurlu ve daha kontrollü bir bırakışa şahit olabilirdik. Partide değişimden kastım Muharrem İnce’nin başa geçmesi değil… Aziz Başkan’ın da ifade ettiği üzere ‘Genel Başkanın kontrolünde’ bir değişimi kast ediyorum.

Bugün biraz eksik biraz hüzünlü biraz yarım bir hikâyeye şahit olmuşsak bence sebebi budur.

Kocaoğlu’nun zirvedeyken bırakışına dair sayfalar dolusu yazabilirim. Saatlerce konuşabilirim.

Girdiği tüm seçimleri kazanmış rakibin en güçlü, en icracı, en az yıpranmış ismi olan Binali Yıldırım’a karşı 30 ilçede zafer (büyükşehir oylamasında) kazanmış, halen CHP’nin iktidar olduğu en büyük kenti yöneten bir başkan kendi iradesiyle aday olmama kararı verirken, girdiği tüm seçimleri kaybetmişlerin bunu anlamasını tabi ki beklemiyorum.

Ama açıklamanın ardından bir teşekkür tivitini bile çok görmelerini anlamıyorum.

Aziz Kocaoğlu bu dönemin ruhuna uymayan bir siyasetçiydi. Güç karşısında eğilmeyen, bir o yana bir bu yana kıvırmayan, omurgalı, ahlaklı, etik değerleri olan, korkmayan…

Gücünü İzmir’den alan biriydi. İşimiz İzmir, gücümüz İzmir sloganı boşa değildi.

Döneminde İzmir’in siyasi çıtasını çok yukarılara taşımıştır.

Sağlam finansal yapısıyla, merkezi hükümete el, avuç açmadan büyük projeleri gerçekleştirebilen, kredi notu olabilecek en üst seviyede bir belediyenin yanı sıra ahlaklı, dürüst, adaletli bir belediyecilik anlayışını miras bırakmıştır.

Kent-kır arasındaki sosyolojik çatışmayı dengeli siyasetiyle aşmış İzmir’in kırsalıyla kentini sosyal belediyecilik anlayışıyla bütünleştirmiştir.

Tüm bunlar kendisinden sonra gelecek belediye başkanının işini kolaylaştırdığı kadar o büyük mirası taşımanın sorumluluğunu da omuzlarına yükleyecektir.

Peki, İzmir’in sonraki başkanı kim olacaktır?

Bu soruya ‘CHP kazanır’ ön koşuluyla yanıt verirsek hem eksik bir iş yapmış oluruz hem de şimdiden adı geçen 20’in üzerinde ismi saymamız, değerlendirmemiz gerekir. Bu başka bir yazının konusudur.

Bugün noktayı Aziz Başkan’ın giderken yaptığı aday (halef) tarifiyle koyalım. Ve adı geçen tüm isimler üzerinden bu tarife en çok kim uyuyor siz düşünün…

Ne demişti Sayın Başkan?

“Genel merkezimizin liyakati, adalet, hak hukuk kavramlarını her şeyin üstünde tutarak, İzmirlinin malını gözü gibi koruyacak, İzmir’in parasını harcarken kendi parasını harcarmış gibi düşünecek, İzmir’in hakkını savunurken gözünü daldan budaktan esirgemeyecek bir ismi seçeceğine inanıyorum. İnanmak istiyorum”

Sonsöz!

İzmir için yaptığınız her şeye yürekten, gönülden teşekkürler Sayın Başkan… İyi ki sizi tanımışız…

İzmir’in dürüst, demokrat, çalışkan, vefalı, üretken, adaletli başkanı…

Allah her makam sahibine sizin gibi bir final nasip eylesin.

Unutulmayacaksınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Sarı Çizmeli Memed'A
 9 Ekim 2018 Salı 18:46
Yorumlardaki olumsuz oyların -nedense birdenbire- sayıca yükselmesi kimilerini boşuna heyecanlandırmasın, çünkü ÇOĞUMUZUN ÇOK İYİ BİLDİĞİ GİBİ bu tür sistemlerde bir tek kişi bile belirli aralıklarla istediği kadar olumlu veya olumsuz oy basabilir. Yani o kadar fazla kişinin okuyup, o kadar fazla fikir belirtmesi "hikaye" olabileceği gibi, tıklamalardaki 100 misli artış da kimileri için "bir teselli ver" olabilir...[Bi'şey demedik, "Olabilir" dedik yani] :)))
 Lombak
 8 Ekim 2018 Pazartesi 00:23
Bir şey dikkatimi çekti. Olumlu olumsuz tıklamalarda 100 misli artış var. İlginç. Ne kadar fazla kişi okur fikir belirtirse o kadar iyi. Bravo.
 Yorumlara verilen oylar
 7 Ekim 2018 Pazar 22:49
Hiçbir fikir ifade edemeyen organize kişiler, Aziz Kocaoğlu'nu yerip bir başka Başkan aday adayını öne çıkarmak için gözü kapalı klavye kullanmaları ibret verici. Burada üzücü olan , medeni bir kişi olan bu aday adayının da yorumdaki konuları yanıtlayacağına, kendi adına hareket eden kişlere göz yumması. Bu durum kendisine zarar verir.
 Gürkan
 6 Ekim 2018 Cumartesi 16:04
Kocaoğlu İzmir tarihine geçmiştir. Kim ne derse desin. "İzmir kurtuldu!" diyenler 10 yıl sonra unutulacak ancak fuarcılık, raylı sistem, doğal yaşam parkı , Adnan Saygun Sanat Merkezi , Opera İzmir, arıtma tesisleri , Buca tüneli , Buca sosyal yaşam Kampüsü, kadifekale kentsel dönüşümü, kırsalda kalkınma ... denince insanların aklına Kocaoğlu gelecek. Birileri hala daha hizmet alamadık diye algı yapmaya çalışsa da yapılanlar ortada. Kimse çalışmayan adama yüzde 55 oy vermez. Adam büyükşehirde 50'nin altına düşmemiş. Genel seçimlerde ise tablo bambaşka. Genel seçmelerde oy verirken kaygı yok mu da yerele göre daha az oy çıkıyor? Kimse hikaye anlatmasın. Daha önce de yazdım ; gelecek başkanın işi kolay. Şehirde 179 km raylı sistem çalıyor. Arıtma tesislerinin neredeyse tamamı bitmiş , körfeze kanal açılması için proje yapılıyor. İzinleri de alınmış. Narlıdere metro inşaatı sürüyor, Buca'nın onay hariç her şeyi hazır. Opera İzmir gibi dev bir sanat merkezinin temeli atılmış. Buca'da dev bir bulvar açılıyor. Kentsel dönüşümde belli bir aşama kaydedilmiş. Gelecek kişi bir bakıma hazıra konmuş olacak. 2004'de böyle miydi ? Para yoktu para. Türkiye' nin en borçlu belediyelerinin başında geliyordu.
 Hür Düşünce
 5 Ekim 2018 Cuma 11:29
Sn Kocaoğlu için aşağıda belirtilen olumsuz görüşlerin toplu halde , siyasi komut ile verildiği düşüncesindeyim. Olumsuz görişü olanlar bu sütunlarda açıklasın hep beraber faydalanalım.
 Ufuk Kırımlı
 4 Ekim 2018 Perşembe 17:23
Ne mutlu Aziz Başkana. Baki kalan kubbede hoş bir sada bıraktı. Son cümlenize aynen katılıyorum. Keşke herkese böyle bir son nasip olsa.
 Tunç Soyer sempatik ama?
 4 Ekim 2018 Perşembe 01:15
Kültürlü, medeni, eğitmli ve sempatik biri ama bunlar İzmir gibi bir Büyükşehiri yönetmeye yeterli mi? Aziz beyin geçmişte yaptığı çok önemli işler olduğu gibi kapıda bekleyen çok ciddi işlerde var. Tunç soyer bu yükleri taşıyabilecek mi? Buyrun İzmir'in en tartışmalı 3 konusu, çöp bertaraf tesisi, Kültürpark,ve Basmane Çukuru. Bu konuda önerilen projelere istemezük diye karşı çıkmak kolay da, bu işlerle ilgili herkesin onayının alınıp sonuçlanması gerekir. Bunu becerebilecek mi? Yine devam eden, Narlıdere Metrosu, Körfezin temizliği, projeleri ile Buca Metrosu,Otogar Metrosu konularını nasıl sonuçlandıracak. Körfezde Deniz ulaşımını nasıl cazip kılacak? Kendi İlçesinde bulunan Jeotermal kaynakları nasıl kullanacak. Bana dandik bir kurutma tesisi ve atıl bekleyen Seradan bahsetmeyin. Mevcut kapasiteyi tam olarak nasıl değerlendirecek?
 Lombak
 3 Ekim 2018 Çarşamba 23:26
Tek kelimesine katılmıyorum. 15 yıldır muhtaç edildik sarıldık. Kaybederiz dediler sarıldık. İçki içemezsiniz dediler sarıldık. Hizmet almadık bu ne dedik aman ha!!! Dediler sarıldık. Tayyibin 16 yıllık rekoruna koşuyordu. O kadar tepki aldı ki tamam dedi. Tebrik ederim durmasını bilene. 15 yılın vasat hizmetin telafisi çok zor. İzmir hala büyük bir köy. Kaybedilen onca zaman. Çok yazık.
 Hakan
 3 Ekim 2018 Çarşamba 19:58
İzmir modeli siyasi görüşü hangi partiden olursa olsun her yerel idarecinin uygulaması gereken bir modeldir.cunku aklın ve bilimin rehberliğinde hazırlanmıştır.yereldekalkinma olmadan ülkede kalkinma olmaz.izmire yaptığınız hersey icin tsk sayin başkan
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 3 Ekim 2018 Çarşamba 18:14
Yorum yapanlar gibi yorumlara karşı çıkanlar da görüşlerini neden açıkça ortaya koymazlar da hep kaçak güreşirler ki? Benden mi korkuyorlar yoksa? :))))))))(Acebakine dedik yani...)
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz