Solun ya da sol ideolojinin tanımını yapmak bir makalenin harcı olmasa gerek. Ancak yine de bu konuda bazı görüşler her zaman öne sürülmeli.
Tüm ideolojilerin, çağın gereklerine göre yenilenmeye ihtiyacı vardır. Sanırım sol ideolojide de ciddi anlamda rötuşlar yapmak gerekiyor.
Bu gerekliliğin çeşitli nedenleri arasında en önemlisi, korkunç bir hızla değişmekte olan teknolojik gelişmelerdir.
Öyle ki artık geleceğin dünyasını öngörmek bile zorlaşmıştır. Bundan bir kaç yıl öncesine kadar cep telefonlarının ekranlarından, herhangi bir yer ve mesafe ve zamandan, istediğimiz insanın ya da yerin görüntüsüne ulaşabileceğimizi hayal dahi etmiyorduk.
Dünyanın teknoloji ileri ülkelerinde, çoktandır insanlar okula gitmiyorlar. Hatta çocuklarını hiç okula göndermeyenler de var. Zira, bilgisayardaki internet ağları üzerinden, ilkokuldan itibaren yükseköğrenimin çeşitli dallarına kadar, her dal ve seviyede eğitim online verilebiliyor.
Bireyler aynı anda, iki ya da üç üniversiteye gidebiliyorlar. Üstelik eğitimlerine dünyanın herhangi bir yerinde ve günün her hangi bir zamanında katılıyorlar. Adına online eğitim denilen bu eğitim sistemi sayesinde, hem çalışıp yani hem işe gidip, hem de üniversitede okuyan milyonlarca insan var.
Anne babalar ise çocuklarını okula götürmek, beslenme sepeti ve üniformalarını hazırlamak ya da hasta olunca okuldan geri kalacaklar gibi kaygılar taşımak zorunda değil. Online eğitim ile hem tatil yapıp, hem de çocuklarını okutmaları mümkün.
Bir başka örnek ise organ kopyalamak sureti ile yakın gelecekte, artık organ nakline ihtiyaç bırakmayacak şekilde, organ üretebilen yazılım araçları gibi teknolojik devrimlerdir. Nitekim Amerika’da, böbrek hücrelerinin bilgisayardan çıkarılan bir kalıba yerleştirilerek, böbrek elde edilmesi ve vücudun kendi hücrelerinden elde edildiği için bu böbreğin, bağışıklık sistemine de yüzde yüz uyum göstermesi, bu konudaki en ilginç örneklerden biridir. Ayrıca bazı ameliyatlar, çoktandır bilgisayarlar aracılığı ile yapılıyor.
Yine Amerika’dan bir örnek verecek olursak, bir iki yıl içinde, uzaktan kumandalı, insansız mini helikopterler vasıtası ile evlerin kapısına mektup, kitap, cd vs. gibi posta servisi yapılması planlanıyor Bunun başarılı bir denemesi Kentucky eyaletine bağlı Lexington’da geçen sene yapıldı bile.
Hatta yolcu uçaklarının da birkaç sene içerisinde, uzaktan kumanda ile ve pilotsuz uçurulması tasarlanıyor…
Makine ağırlıklı olacağı aşikâr böyle bir gelecekte, solun temel paradigmalarından olan işçi sınıfı kavramı da kökten bir değişikliğe uğrayacaktır. Dolayısı ile sol terminolojinin çok sık başvurduğu; emekçinin hakları, sendikacılık vs. gibi hukuki ve idari kurum ve kavramlar, bugünkü anlam ve ehemmiyetini yitirecektir.
Her şeyden önce, işgücünün niteliği, büyük ölçüde kol gücünden ziyade beyin gücüne dayanacaktır. Ayrıca yüzlerce işçinin yapacağı işi, birkaç makine yapacağı için, emeğe duyulan niceliksel ihtiyaç da farklılık gösterecektir.
Bu nedenle solun şimdiden, geleceğin toplumuna, çok daha geniş bir perspektiften bakma zamanı gelmiştir.
21.yy. kanımca teknolojik devrimlerin başlangıç yüzyılıdır. Bu devrimlerin ivmesine uyulmadan, geçmiş yüzyılların değerlerini referans alarak geleceği kurgulamak, zaman kaybından ve hayal kırıklığından başka bir sonuç getirmez.
Bilim, zaman ve sınır mefhumunu, tıpkı atomu parçaladığı gibi parçalamaya başladı. Kanımca, sınırların kalkacağı ve zaman kavramıyla yarışın hızlanacağı geleceğin dünyasında; sola ait pek çok çok kavramın önemli ölçüde revize edilmeye ihtiyacı olacaktır.
Sorum şu; bu ideolojik dönüşümü öngören bir yeni bir sol var mı?
Yoksa sol, eski dünyanın paradigmalarını tekrarlamaya devam mı edecek?
Sayfa başına git