MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yerli tohumları korumazsak ne mi olur…
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
16 Mart 2017 Perşembe

Yerli tohumları korumazsak ne mi olur…

1996 yılında Kanal-1 Televizyonu’nda program yaptığım dönemde TEMA Vakfı İzmir temsilcisi Selma Ay Hanımefendiyi davet edip doğanın, çevrenin korunması üzerine çok önemli bilgiler aktardık. O yıllardan bu yana ne O vazgeçti çevreden ne de ben. Hep birbirimizi takip ettik. Şu sıralar Yerel Tohum Derneği Seferihisar (yarımada) Şubesi ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nda önemli çalışmalar yürütüyor. Yerel tohumların korunması ve yaygınlaşması için kampanyalar, paneller ve şenlikler yapıyorlar. Tarım bir milletin açlık, tokluk meselesidir, dolayısıyla hürriyet meselesidir. Aç olan insanın hürriyetini kaybetmesi an meselesidir. Selma Ay, “Yerel tohumları korumazsak ne olur biliyor musunuz” başlığını koyduğu bir yazı göndermiş. İçinde insanın aklını başına getirecek çok önemli bilgiler var.

**Yerel tohumlar atalarımızdan bize miras kalan tohumlardır ve tüm canlılar için çok önemlidir. Bulundukları bölgenin ekolojisine binlerce yıldan bu yana uyum sağlamıştır. Çeşit sayımız çok fazladır. Susuz bölgelerde yetişen çeşitlerimiz var. İçindeki vitamin ve mineraller bakımından mükemmeldir. Bu vitamin ve mineraller bizlerin bağışıklık sistemini güçlendirir. Yerel tohumlarda kimyasal ilaç ve gübre yoktur. Doğal yöntemlerle hastalıklarla mücadele edilir.

**Araştırmalar yerel tohumlarla üretilen ürünlerin vitamin ve mineral maddeleri başta olmak üzere besleyici özellikler yönünden hibrit tohumla üretilenlere göre çok üstün olduğunu ortaya koymuştur.

**ABD’de yapılan bir araştırmayla 1950-2000 yılları arasında 43 sebze ve meyvedeki 13 besin maddesindeki değerler (Protein, kalsiyum, fosfor, demir, riboflavin ve askorbik asit düzeyleri) incelenmiş, ıspanaktaki C vitamini oranı yüzde 52, soğanda ise yüzde 28, demir oranında ıspanakta yüzde 10, soğanda 56 değer kaybına uğramış ve bu kayıplar hastalıkların önlenmesinde gecikmelere yol açmıştır.

**Hibrit ve laboratuvar ortamında üretilen GDO’lar doğadaki gen kaynağımız olan yerli/yabani ırklarla tozlanabiliyor, biyolojik çeşitliliği ve ekosistemi tehdit ediyor. 1996–2009 tarihleri arasında GDO’lu tohumlarla ilgili 57 ülkede 216 bulaşma vakası tespit edildi. İnsan sağlığı ve ekosistem/doğa üzerindeki olası etkileri uzun yıllara dayanan araştırmalar yapılmadan kullanıma sunulan GDO’lu tohumlarla dünyamız ve insanlık, rızası olmadan denek olarak kullanılıyor.

**Çin’de 1949’da 10 bin buğday çeşidi varken, 1970’lerde sadece 1.000 adedi kalmıştır. ABD’de lahana çeşitlerinin yüde 95’i, mısır çeşitlerinin yüzde 91’i, bezelye çeşitlerinin yüzde 94’ü, domates çeşitlerinin yüzde 81’i kaybolmuştur. FAO’nun (Food and Agriculture Organization-Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) 150 ülke raporuna dayanarak yayınladığı çalışmaya göre son yüzyılda dünya biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık yüzde 75’i kaybolmuştur. 

**İngiltere’de yapılan bir araştırmada 1930’da ve 1980’de Tarım Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği sebze ve meyvelerin mineral madde değerlerini içeren araştırmaların sonuçları karşılaştırılmıştır. Buna göre 50 yıllık bu sürede sebzelerde kalsiyum, magnezyum, bakır ve sodyumda, meyvelerde ise magnezyum, demir, bakır ve potasyumda önemli düzeylerde gerilemeler oluşmuştur. Sonuçlar bu düşüşlerin endüstriyel tarımın gelişmesinden veya çeşitlerin değişmesinden meydana gelebileceği şeklinde yorumlanmıştır.

** Finlandiyalı bilim insanlarınca Science and Society dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları biyolojik çeşitliliğin azalması ile astım, alerjik hastalıklar, kanser çeşitleri ve hatta depresyon gibi hastalıklar arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.

Yerel tohumlar işte bu nedenle çok önemli. Tarım bir milletin açlık, tokluk meselesidir, dolayısıyla hürriyet meselesidir. Hürriyetimizi kaybetmemek için herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz