Haziran’ın son günü…
Üst üste “iki maske” birden takarken…
Geride bıraktığımız ilk hafta sonunda…
(4 Temmuz Pazar...)
İzmir’in sahil beldelerindeki “Lebalep Plajlar”da…
Kızgın kumlardan serin sulara “balıklama” yaptık…
Dönüşte…
Yol üstünde…
Çoktandır özlediğimiz mangal sefası ile…
Keyifleri gıcırladık!
Koronadan korkmak, ürkmek yerine…
“Korona benden korksun!” diyerek…
Hasret kaldığımız…
Sevişir gibi selamlaşmaya, kucaklaşmaya başladık…
Milletçe ne kadar cesur olduğumuzu kanıtlamak için…
Üçüncü aşıyı vurdurduğumuz…
Hastanenin kapısında sıra beklerken…
Maskemizi gırtlak hizasına indirip…
Püfür püfür sigara içmekten bile çekinmedik…
Bu “tehlikeli” bir durumdur…
Ve…
Tehlikeli olduğunu söylemek için…
Hekim olmaya gerek yoktur…
***
Türkiye’de koronadan ilk can kaybı…
Yıldız tarihi, 17 Mart 2020’ydi…
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca…
Vefat eden hastanın 89 yaşında olduğunu söylemekle yetindi…
O sırada…
Bu bela hastalıktan 98 kişi hastanelik olmuştu…
Tedavi görüyorlardı…
Aradan…
16 ay geçti…
Bu aşağı yukarı 500 gün demektir…
Bu süre içinde…
Korona belasına kurban verdiğimiz yurttaş sayısı…
Neredeyse 50 bine yaklaştı…
Demek ki…
Her 24 saatte 90’dan fazla insanımız bu salgının kurbanı olmuş…
Bu acı sonuç bile…
Her zamankinden…
Daha dikkatli olmamızı gerektirmiyor mu?
Minik ama “dehşet önemli” bir ayrıntı…
Geçen yıl yaz memleketi kavurmaya başladığında…
15 Temmuz 2020
Korona tablosu şöyleydi:
Toplam vefat: 5 bin 4019… Günlük vaka: 947… O günkü vefat: 17…
Aradan günler geçti…
İyice açııdık, saçıldık…
“Kim korkar hain koronadan?” dedik…
Yaz gitti; son bahar geldi…
2020’yi (31 Aralık) acıklı bi’şekilde şöyle tamamladık:
Toplam vefat: 20 bin 881… Günlük vaka: 14 bin 380… Günlük vefat: 239…
***
Hatırladınız mı; o günleri…
Yaz çoktan bitmişti ama…
Korona da “bizi bitirmeye” başlamıştı…
***
Hayat sahnesi allak-bullak olmuştu…
“Ben bu virüse inanmıyorum!” diyenlerin yanı sıra…
“Aşı karşıtıyım, olmayacağım!” şeklinde diretenler de vardı…
***
2021’in ilk ayları iyice kapandık…
Öyle yasaklar geldi ki; en sevdiklerimize bile…
Pencereden pencereye el sallar olduk…
Sokağa çıkma yasakları vatandaşı sinir hastası yaptı…
Kırıldık, büküldük ama…
Katlandık…
Tamamen düzeldik, niyetine…
1 Temmuz 2021’de tüm yasakları kaldırdık…
Kaldı ki, o günlere gelirken durum hiç iç açıcı değildi…
İşte 30 Haziran 2021 korona tablosu:
Toplam vefat: 49 bin 732… Günlük vaka: 5 bin 496… Günlük vefat: 45…
***
An itibarıyla…
56 milyon kişi aşılandı…
Birinci doz, 37 milyondan fazla…
İkinci doz, 17 milyona yürüyor…
Kuşkusuz aşının faydası büyük ama…
Her “büyük açılma”nın arkasından…
İster istemez “sıkıntı” ve dolayısıyla “acı” geliyor…
Üstelik…
“Delta” ve “Delta Plus” gibi…
Hindistan menşeli…
Yeni Korona çeşitleri, sınırlarımızdan içeri girdi bile…
Bu nedenle…
Korunmaya devam edelim, başımıza iş açmayalım…
***
Kuşkusuz…
Bu rahatlığın temelinde…
Geçen yıl…
Yaş gruplarına göre başlatan aşı kampanyası var…
İki aşıyı yaptıranlar…
Şimdi “üçüncü aşı” sırasında…
***
Bitiriyoruz…
Neyle?
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz’ün…
Son derece uyarıcı sözleriyle:
“Aşılanmış olmak koruyucudur ancak kendi tedbirlerimizi almazsak 15 Temmuz’da, bugünküne göre daha kötü bir tablo ile karşılaşabiliriz... Gelişigüzel davranmamalı; maske, mesafe, hijyene dikkat etmeliyiz... Bunlara özen göstermeyen gruplar var şu anda... İç içe, çok ciddi bir eller havaya durumu var... Evet, herkes çok sıkıldı; yaz geldi hepimizin ruhu kıpır kıpır ama özellikle gençlerin özen göstermesi gerekiyor…”
Nokta…
Sonsöz:
“Aşıların hiçbiri yüzde 100 hastalanmayacaksınız demiyor… Aşıların yüzde 100 verdiği tek garanti; ölmeyeceksiniz, ağır hastalanmayacaksınız... / Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz / Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Öğretim Üyesi…”
Sayfa başına git