Delege pazarı açıldı

CHP, uzun zamandır böyledir. Örgütler hep hareketlidir. Hele ilçe ve il kongreleri öncesi daha bir hareketli olur. Genel seçim kampanyasından bile daha yoğun geçer bu dönem…

Mahalle delegelerinin belirlenmesi ile başlar süreç. Bazı yerlerde seçimle belirlenir delegeler, bazı yerlerde kalem kağıt birinin elindedir, o yazar. Öyle demeyin, CHP’de delege olmak önemlidir. Parti içi ilişkilerde delege olmadan bir işe yaramazsınız düz üye olarak. Vasfınız ne olursa olsun. Burada nitelik hiç önemli değildir. Delege olmak için bireysel özelliklerinize güvenmeyin. Onların önemi yoktur. Delege olmak için bir grubun / ekibin adamı olmanız lazım. O zaman bir nebze şansınız olabilir. Grup ve ekipler de genellikle premodern ilişkiler veya genel merkezle bağlantı düzeyine göre şekillenir. Tabii, popülerlik ve sermaye gücü de önemlidir…

Kahvelerde, restoranlarda ve ofislerde her gün toplanılacak artık. Listeler yapılacak. Üye listeleri tekrar tekrar gözden geçirilip, hesaplar yapılacak. Hangi mahallede kimin kaç üyesi var? Bu önemli. Listeye girebilmeniz için, delege seçiminde oy kullandıracak belli sayıda üyenizin olması lazım. Dedik ya, bireyin önemi yoktur artık…

Delege seçimleri önemli, çünkü ilçe yönetimi ve il kongre delegeleri oradan çıkacak. Buralarda varlık gösteremeyenlerin, sonradan, il yönetimi ve genel merkezle ilişki şansı da az olacaktır. Bu anlamda delege olmak ve olası rakipleri, etkisiz kılmak lazım…

Premodern ilişkiler örgüt içi mücadelede çok önemli. Özellikle kimliklerin yükselişi ve bireyin/yurttaşın zayıflaması ile bu çok daha önemli hale geldi…

Diğer önemli bir faktör, belediye başkanının tutumudur. Delege ve üyelerin büyük bölümünün kıblesi belediyedir. Çoğu zaman da belediye başkanlarının tutumu, delege seçimi ve kongreleri belirler… Bu adil değildir tabii. Yani kamu gücünü parti içi yarışta kullanmak. Ama doğrudan veya dolaylı hep kullanılır. Şimdiden “Belediye başkanları delege seçimlerine müdahale etmesin” itirazları başladı bile. Hep söylenir bu. Hatta ardından Genel Başkan da bu yönde açıklama yapacaktır. Ama sonuç hiç değişmez. Belediye başkanları sürece doğrudan müdahale eder…

Hem il kongresi hem de kurultayda etkili olmak istediği için, belediye başkanları bu sürecin doğrudan içinde yer alır. Hatta geçen il kongresinde Aziz Kocaoğlu, “Hiçbir belediye başkanı kurultay delegesi olmasın” dedi ve olmadı. Ama neredeyse noter tasdikli vekilleri kurultay delegesi oldu. Başkanları adına ve onların himayesinde Ankara yoluna düştüler…

Belediye ya da yerel yönetim, bizde sivil toplum geleneğinden gelmiyor. Bir ara ve özellikle yetmişli yıllarda ideolojik etkilerle daha demokratik yönetimler olmuştu ama o kadar. Uzun zamandır belediyelerin, adeta olmazsa olmazı, demokrasi işlevi ortalıkta yok. Tek adam ve himaye, katılıma ve iktidar paylaşımına müsaade etmiyor…