MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yeni bir dünya yaratmak her zaman mümkün
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
12 Mart 2023 Pazar

Yeni bir dünya yaratmak her zaman mümkün

İnsanoğlu tuhaf yaratık. Birçok nitelikleri var her sıradan insanın. Bulunduğu zaman ve mekana göre değişen. Gelişmiş toplumlarda yaşayan bireylerinse, ortak paydalarından sözedilir. Bunlardan biri, öngörülebilir olmaktır. Oysa koşullardan bağımsız olarak, pek de öngörülebilir değildir insan. Zihinsel yapısını oluşturan unsurlardan hangisinin ne zaman ortaya çıkacağı ve hangi davranışları üzerinde baskın olacağı kolay kolay kestirilemez. Size deli gibi aşık bir adam ya da kadın, bir gün celladınız oluverir... Olmaz demeyin. Yaşayarak ve gözlemleyerek görüyoruz buna benzer örnekleri.

İnsanoğlunun öngörülebilir olduğunu düşünmedeki en büyük yanılgı payı, şartlı reflekslerimizden ileri gelir. İyi gibi görünen birinin kötü davranamayacağını varsayarız. Bunun tersi de geçerli. Kötü gibi algıladığımız birinden iyilik beklememek gibi. Ne çok iletişim kazaları yaşarız bu yüzden. Ne büyük hayal kırıklıkları. İç dünyamızı ve sağduyumuzu kıskaç altına almanın sonucu girdiğimiz sonsuz kısırdöngü ise cabası...

Zaman zaman, belki de çokça hayattan sıkılırız. Hiç bir şeyden zevk alamadığımızı hissederiz. Bir boşlukta yaşadığımızı düşünürüz. Etrafımızda, bizi sarmalayan maddi çevreyi anlamsız bulur, geleceği kurgulamaktan vazgeçeriz. Herşeyin bir başlangıcı var mıdır ya da herşey sonlu mudur gibi garip sorularla sorgularken buluruz kendimizi. Bir yaratıcı yani Tanrı mıdır oluşun tek kaynağı? Zaman kavramı neyi ifade eder? Bilgi sınırlı mıdır? İnsan yaşamının anlamı nedir? Zor sorular ve derin konulardır bunlar. Eskilerin dediği gibi, tefekkür etmek için geniş vakitlere ihtiyaç duyulan felsefi temalar. Bunun için ayıracak zamanımız kısıtlıysa da umarsızlık edemeyiz. Zira, bütün bu sorulara cevap verme uğraşını daima ötelediğimiz için, başımıza gelir nice dertler...

Günümüz Türkçesi ile “düşünmek” eylemi, bundan dolayı kıymetlidir. Tıpkı Antik Yunan’ın ilk filozofları gibi, çevremizdeki olgulara bakıp gözlemlemek... Sonra bu olguları gerçekçi açıklama ya da saiklerle analiz ederek bir senteze varmak... Ve en nihayetinde, ortaya bütünlüklü bir aksiyom çıkarmak. Coğrafyamızın kaderini, ancak böyle edindiğimiz yeni düşünce ve ilişki yapıları ile dönüştürebileceğimize inanıyorum.

Kısacası, modern paradigmalar yaratmaya ihtiyacımız var. Değişime. Antik Yunan filozoflarının yolundan giderek. Çevremize ve dünyada olan biten herşeye karşı duyarlı olup, bakarak, görerek, duyarak ve duyumsayarak... İktisadi yapıdan, siyasi ve sosyal yapılanmaya dek. Temel prensibin, geniş halk yığınlarının ortak yararına uygun, ekonomik-ekolojik-sosyal politikalar geliştirmek olduğu bir düzen anlayışına dayanarak. Hepimizin, önyargısız, koşullu reflekslerimizden uzak, iyi gibi görünenin her zaman iyi olmadığı, ama kötü gibi görünenin de mutlaka kötü olmadığının farkındalığı ile... Başarabiliriz!

Sizce de, daha iyi bir dünya için, hem kendi düşünce yapımızı hem de toplumsal yapımızı dönüştürme zamanı gelmedi mi?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz