MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Türk kimliğine husumet beslemek
Tayfun MARO
YAZARLAR
24 Nisan 2024 Çarşamba

Türk kimliğine husumet beslemek

Türk kimliği Batı’da alerji yaratıyor… Türkleri istemiyorlar sadece katlanıyorlar... Batı, bu algıyı neden yaratıyor? Ne yapmak istiyorlar?

Yüzyıllık avans bitti, diyerek Türk devrimiyle hesaplaşmak arzusunu dile getirenleri üstümüze kışkırtan Batı’nın bu husumetten muradı ne?

Her şeyden evvel, Türk kimliğini benimsemiş olmak; Batı’nın tepeden bakan tavrına, kimi solcuların ve batıcı aydınların haddini aşan eleştirilerine, Arap kültürüyle yetişen İslamcıların saldırılarına katlanmayı gerektirmiyor. Kapitalist sistemde, sanayi devrimiyle gelen “ulus devlet” koşullarında ortaya çıkan Cumhuriyet bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti bu süreçte ortaya çıktı.

Gelin görün ki Batı Bloku ile mutabakata vararak Anadolu ve Trakya topraklarında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik “Türk mezalimi ve soykırım” gibi aşağılayıcı suçlamalarla tarihsel gerçekler çarpıtılıyor.

Osmanlı bakiyesi kimi etnisite ve inanç grupları söz birliği etmişçesine Türkleri soykırım yapmakla suçluyor. Ve bu suçlamayla Türkiye Cumhuriyeti kuşatılıyor.

Emperyal dönemde, yeryüzünün imparatorluklarla yönetildiği dönemde, Türkler imparatorluk kurduğu için suçlanıyor.

Yetmiyor, Balkanlar’dan Ankara’ya uzanan mücadele hattında, kurucu kadrolar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve bağımsızlık mücadelesini örgütlemek ve ulus devlet kurmakla suçlanıyor.


Türkler bin yıldır bu topraklarda yaşıyor. Kurdukları şehir pek yok ama yakıp yıktıkları şehir de yok. Gelip hayata katılmışlar.

Selçuklu İmparatorluğu Rumi’dir. Osmanlı hanedanı Muhammedi’dir. Hal böyle iken, Türkçe bu topraklarda yaşayabilmiş bir dildir.

Ve sadece Asya’dan gelenlere değil, Türkçe konuşan Rum’a da “Türk” deniyor; Kadim Anadolu halkı. Üst kimlik bir gerçek. 

1915’te, Dünya savaşı koşullarında, Doğu cephesinde Ermeni çetelerini güvenlik tehdidi olarak algılayan İmparatorluk tehcir kararı almış. Tehcir nedeniyle yaşananlar elbette insanlık suçudur. Fakat suçlusu Türk devleti ve halkı değildir.

Yunanlılar iki kere Anadolu’ya gelmişler, 3 bin yıl önce kurulan 8 Yunan kenti tutunmalarına yetmemiş, geldikleri gibi gitmişler. Sonra, 1919’da İzmir işgali…

Tarihsel gerçek; devlet kurup devlet yıkarak tarih yazan insanlığın kan dökmediği bir an yok. Dolayısıyla, tarih boyunca, muktedirin devlet otoritesi tesisi için başvurduğu şiddeti belli milletlerle sınırlamak inandırıcı olmuyor.

Kimsenin elleri temiz değil. Emperyal heveslerle Asya’dan Avrupa’ya, Amerika’dan Afrika’ya oluk oluk kan akıtıldı. İki kere Dünya Savaşı çıkardılar, yüz milyondan fazla insan öldürdüler.

Hal böyle iken, dünyayı paylaşmak için savaş çıkaran metropol ülkeler, Ermeni tehcirinin hesabını soramaz. Bu işler onların başlattığı savaşlarda oldu.


Gerçek yürüyor; Yeryüzü kaosa sürükleniyor. Bundan böyle, güvenlik, insanlığın öncelikli talebidir. Avrupa’da milliyetçi eğilimler iktidar getirecek kadar güçlendi. Hakeza, Türkiye’de de milliyetçi eğilimler güç kazanmaya başladı.

Türkiye, ağır ekonomik krizin baskısı altında iken, Ortadoğu’yu yeniden dizayn eden emperyal güçlerin talep ve girişimleriyle karşı karşıya kalacak.

CHP’nin dışa bağımlı küreselci yönetiminin, ulusal değerlere bağlı yapıyı tasfiye ettiği bir gerçek. Yeni dönemde, CHP’nin yeni siyasi çizgisini belirleyenler, kuruluş felsefesine hayli yabancı. Batı’nın yönettiği sol ön plana çıkıyor.

Hava kurşun gibi ağır. Durgun akan sular kimseyi yanıltmasın. Cumhuriyet’i kuran iradenin ardılları bir araya gelmeye başladı. Türk kimliğine duyulan husumet, Türkleri kendine getiriyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İZMİRLİ
 24 Nisan 2024 Çarşamba 16:22
Çok doğru saptamalar, kesinlikle katılıyorum !
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz