MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
AK revizyonun olası nedenleri…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Haziran 2014 Çarşamba

AK revizyonun olası nedenleri…

Hatırlarsınız. 30 Mart seçimlerinin akşamında beklendiği üzere balkona çıkıp bir zafer konuşması yapan Erdoğan, o dakikalarda yüzde 45-46 görünen oy oranını değerlendirirken şöyle demişti.
“Biz AK Parti olarak her seçim sonrasında olduğu gibi, bu seçim sonrasında da tüm boyutlarıyla neticeleri analiz edeceğiz. Acaba niye 46-47-48 aldık da 55 yapamadık, niye 60 yapamadık. Şimdi oturup bunu konuşacağız. Ve bunları konuşup neticeye bağladıktan sonra, sizlerle beraber yolumuza tekrar bu eksiklerimizi de gidererek devam edeceğiz”
İzmir’in de içinde olduğu yaklaşık 40 ilde başlatılan revizyon sonrası aklıma ilk olarak Erdoğan’ın ‘balkon konuşması’ geldi. Lakin meseleye İzmir özelinden baktığımızda Akay ve yönetiminin görevden alınmasını sadece seçim sonucuna bağlamak ne denli doğru olur?
Kaldı ki İzmir gibi zor bir seçim bölgesinde yaklaşık 1 milyon oyla birlikte 6 ilçeyi kazanan ve yakalanan yüzde 36’lık bir oranı başarısızlık olarak kayda geçmek kolay değildir. Velev ki Ankara’dan bakıldığında 30 Mart’ın İzmir sandığında bir başarısızlık varsa bile bunu tek başına Akay’a yıkmak da ne kadar doğru olur. Ayrıca 2011’in aksine Akay’ın pek çok açıdan 2014’te matematikteki etkisiz eleman gibi kaldığını bile bile ‘30 Mart’ın başarısızlığından sorumlu tutmak’ ne kadar etik, ahlaki ve de adaletli bir tutum olur?  
Pek tabi ki Genel merkezin Akay ve yönetimine ilişkin tasarrufunu gerektirecek başkaca nedenler olabilir. Kulislere yansıyan dedidokular, yıpranmışlık hali, yorulmuşluk durumu vs. Ama 30 Mart sandığı tek başına İzmir’deki revizyonu açıklamaya yetmez.
Peki, başarısızlık değilse İzmir’deki revizyon kararının nedeni, nedir?
İki ana nedenden söz etmek mümkün…
Öncelikle ‘sağır sultanın bile duyduğu’ Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan’ın giderayak partiyi daha emin ellere teslim etme niyeti. Bildiğimiz kadarıyla Akay’ın referans bölümünde Bülent Arınç’ın adı yazıyordu. Erdoğan’a ne kadar yakın olursa olsun ‘özgül bir ağırlığı olan’ Arınç, Erdoğan için her daim riskli bir isimdir. Kaldı ki son süreçlerdeki karşı karşıya gelişleri de dikkate almakta fayda var.  
Ve 40 ildeki revizyon kararlarının pek çoğunun altında da aynı neden olabilir.
Çankaya yokuşuna çıkmadan önce partiyi daha Erdoğancı, daha sadık bir yapıya emanet etme dürtüsü…
Sadece son süreçte hedef aldığı paralel yapının izlerini değil olası müstakbel paralel yapılarla ilişkili isimleri de ayıklamak, kontrolü seven bir lider için normal bir davranış biçimidir.
Buradan hareketle ikinci ve belki kısa vadede daha önemli faktör ise 10 Ağustos sandığıdır. Her ne kadar Genel Başkan Yardımcısı Eski DP’li Süleyman Soylu, “2015 genel seçimlerini düşünerek’ yeni bir yapılanma peşindeyiz” dese de son operasyonda Erdoğan için ‘olma ya da olmamak’ anlamına gelen 10 ya da 24 Ağustos seçimlerinde sandığa bir oy fazla taşıyacak enerjiye sahip bir teşkilat yapılanmasının da hedeflendiği aşikardır.  
Daha iri, daha diri bir teşkilat… Çünkü yüzde 51’i bulmak için bıçak sırtı bir hesap yapan Erdoğan’ın ‘taze kan’ pompalayarak 40 ilde sinerji yaratmayı amaçlaması kaçınılmaz bir hamle gibi duruyor.
Kaldı ki İzmir söz konusu olduğunda tek sorun il teşkilatı da değil… Çok sayıda ilçe yerel seçim nedeniyle zayıflamış görünüyor. Yeni dönemde kentte etkin bir muhalefet dili oluşturmaya çalışan AK Parti’de ilçelerden yeterli enerji alınamıyor oluşu da sorunlardan biri… Ülke genelinde 600’e yakın ilçe teşkilatının da revizyon rüzgarından nasibini alacak olması bu yüzden muhtemelen.
Peki, süreç nasıl işleyecek ve İzmir’in siyasal patronluğuna kim oturacak?
İzmir’in iki seçim bölgesinden ayrı ayrı sorumlu olan milletvekillerinin kentin 30 Mart sonrası fotoğrafını çekeceği ifade ediliyor.
Her biri sorumlu olduğu seçim bölgelerindeki ilçe teşkilatlarıyla görüşüp kentin kanaat önderlerine de sorarak Ankara’ya içinde bazı isimlerin de olduğu bir rapor verecekler. Ve raporun ardından genel merkez bir çalışma başlatıp o isimleri 3’e indirerek Erdoğan’ın önüne koyacaklar. Ve tabi ki de son sözü Erdoğan söyleyecek.
Yani nereden baksanız 15-20 günlük bir zaman diliminden söz ediliyor. Birkaç bilene sordum. Ömür Kabak’ın yerine atanan Ömer Cihat Akay hemen herkes için sürpriz olmuştu. Böyle bir sürpriz yaşanır mı? Bu konuda ağırlıklı görüş bu denli bir sürprizin olmayacağı yönünde… Ama ihtimal verenler de var. Peki, kimler şanslı?
Bu biraz revizyon kararının gerekçesine bağlı…
30 Mart sandığından yola çıkılarak bir başarısızlık senaryosundan hareket edilmişse il teşkilatı içinden birinin atanması zor görünüyor. Dışarıdan biri olabilir.
Erdoğan’a daha yakın bir yapı kurulmak isteniyorsa mesela…
Daha emin, daha sadık bir yapı…
Karadeniz kökenlilerin ya da onlarla ilişkili olanların şansı yüksek olabilir.
Meseleye Süleyman Soylu ve merkez sağ penceresinden bakanlar ise partiye Soylu gibi sonradan katılan merkez sağcıların adını öne çıkarıyor.
Eskiden olsa şunu çok rahat söyleyebilirdik. “Düğmeye basılmış ve istifalar alınmışsa zaten gelecek kişi de bellidir”. Bugün bunu diyemiyoruz ne yazık ki… Koordinatör vekillerin çekeceği fotoğrafın bu doğrultuda rolünün büyük olacağı söyleniyor.
Atilla Kaya ve Uğur Türkan içeriden şanslı isimlerin başında geliyor.
Büyükşehir Meclis Grup Başkan Vekili Bilal Doğan da istekli görünüyor.
Balıkesir üzerinden Erdoğan’la bir köprü kurmayı başaran Eski CHP’li Edebali’nin de sürprizler içinde adı geçiyor. Hakem Kurulu Başkanı Bülent Delican’ın ‘geçici olarak’ vekâlet edeceği süreççe aynı kurulda görev yapan MÜSİAD Eski Başkanı Cemal Öztürk’ün de ‘il başkanlığı’ konusunda talepkar olduğu ifade ediliyor.
Peki, tüm bu gelişmeler yaşanırken 30 Mart’ın adayı Binali Yıldırım ne yapıyor dersiniz?
Duyduğum kadarıyla hiçbir şey…
Sadece süreci izliyor.
Sorarlarsa söylüyor. Bunun anlamı açık.
Ya seçimden önce yaptığı ‘biletim tek yön’ açıklamasının aksine dönüş bileti de aldı İzmir’den… Ya da daha büyük beklentiler içindeyken riske girip refüze olmak istemiyor. Bana ikincisiymiş gibi geliyor.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 veli
 9 Haziran 2014 Pazartesi 23:29
izmir il başkanlığına ali aslan yakışır
 cumhur
 9 Haziran 2014 Pazartesi 15:27
adam gibi adam lazım ,,şaibesiz ve dürüst.
 AK kıllı olacaz artık....
 8 Haziran 2014 Pazar 23:41
izmir e bülent delican yada rahmi taştan lazım
 Hacı Abi
 7 Haziran 2014 Cumartesi 00:43
Bilal Doğan yakışır
 
 5 Haziran 2014 Perşembe 11:15
AKP ile CHP arasındaki fark işte burada. AKP az başarılı yönetimi neden daha başarılı olmadın diye görevden alıyor, CHP ise başarısız yönetimleri görevde tutuyor. başarısız 8 ilçe başkanı hala neden görevden ayrılmıyor. illa birisi mi söylesin.Ayıp ayıp. Başarısızsanız çekilin. Yapamıyorsanız çekilin yapanlar gelsin.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz