Erzincan’ın İliç İlçesi Bağışta Köyünde, M.Hakkı ile Ümmügülsüm’ün çocuklarından biri olarak, 1940 yılında doğdum…
1950 ve sonraki yıllarda da ‘Demokrat İzmir’ Gazetesi çok popülerdi… Hele de tanıdığım Attila İlhan’ın yönetimindeyken… 1972 yılında gazetede bir küçük haber vardı : “Eski bir hakim CHP’ye girdi.” diye. Bizi anlatıyordu…
O yıllardan beri hem Avukatlık ve hem de siyaset yaşamımız sürüyor… Siyaset öyle ‘sıradan bir parantez değildir’. Zaten bu parantezi örgüt, henüz kapatmak ta istemedi ki. O yüzden de Çiğli Ataşehir’den Kongre Üyeliğimiz sürüyor…
1973 Yerel seçimlerinden başlayarak… 2014 yılına kadar Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Üyeliklerinde bulundum...
O zamanlardan beri, bir işe girmek için aracılık etmemizi isteyen bizden kimsemiz yoktu. Biz hep vatandaşlarımız için var olduk…
ADAYLIK ve YAŞ…
Belediye meclis üyeliği için bir başvurumuz olmadı… Ama Genel Merkezce meclis üyeliği için, Çiğli’den kontenjan adaylığımız çıkınca, nedense bazıları için, bir kıyamettir koptu!
Yazarlıkta yaptığımız Ege’de Sonsöz’ün imtiyaz sahibi Fatih Yapar, benimle dönem hesabı da yaparak ve ‘İzmir listelerinin en dikkat çekici ismi’ de sayarak, hakkımızda küçücük bir haber yapmıştı…
Yeni Asır’dan Erhan Gülenç’te gazetedeki köşesinde ‘Yılmaz Büyükerşen’ alt başlığı ile,
Genel Başkan Özgür Özel’i : “… Siz 86 yaşındaki bir efsaneyi bitirdiniz ama, İzmir’de 84 yaşındaki Rifat Özer’i, Çiğli Belediye Meclisine kontenjan 1.sıradan aday olarak İzmir’e dayattınız…” diyerek sorguluyordu.
Ancak Erhan Beyin bizi Yılmaz Hoca ile kıyaslaması orantısızdı! Biz neyiz ki? O bir deniz… biz içinde ki bir kum tanesiyiz!
Erhan Gülenç’i hiç tanımadım ama, yazılarının okuruyum. Nitekim, 14 Ocak tarihli ‘Adaylaşma Başladı’ başlıklı yazımızda değindiğimiz gibi ;
“… ortada favori olmasa da, gizli favori olarak Cemil Tugay isminin öne çıkmaya başladığı…” şeklinde bir tespitte bulunmuş ve aynen de tutmuştu… Ne var ki, yaşla ilgili olanlarının irdelemesini zaman yapar… O da ‘muşmula gibidir, olgunlaşır da çürür de…’
Ama şunlar da bilinmelidir ki…
Bayraklının öncelerin başarılı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın da, çok önceleri dediği gibi, “Rifat Özer, başka partilerde yaşlanarak CHP’ye gelmedi ki…”
Aslında yaşla başı da, karıştırmamak lazım.
Hani bir atasözümüz var : ‘akıl yaşta değil baştadır’ diye… Asıl bakılması gereken de o.
Gencin de, yaşlının da bir oyu var! Siyasetteki bu keskin ayırımlar, küstürüp üzmez mi onları?
İnsanı en mutlu eden şey, sağlıklı ve uzun yaşamaktır… Bu bir imtiyazdır. Yaşa takanlar da yaşlanacaktır elbet. Yaşlanma ve ölüm, kimseyi görmezden gelmiyor ki!
En acı ölüm,insanın yaşarken içinde ölmesidir. Yaşa yapılanlar istemeden de olsa bu sonucu doğurabilir de… Ama inanın, bunlara hiç de aldırmamalı. Zaten yaşlanma ile yaş alma farklı şeylerdir. İnsan doğduğu andan itibaren yaş almaya başlar…Matematiksel bir yaştır bu. Avutulmuyorsak bizimki de… öyle bir yaş işte!
ŞAKALAŞMAK…
Ohh bee… Çok da eğlendirici şu yaş olayı!
Dün Yüksel Çakmur Başkanımızı aradım :
‘Yaşlı bir adam günaydın der’ diye seslendim. gülmekten kırıldı…!
Emekli bir mühendis olan arkadaşıma telefon açtım : ‘Yaşlandık diye mi beni aramıyorsun artık’ diye sitem ettim. ‘Aşkolsun sen ne zaman yaşlandın ki zaten’ dedi... İnanmalısınız ki, çok hoşa giden bir iş bu iş. Partimize teşekkürler… Bizi teste de soktuğu için!
Belki üzülenler olabilir ama, şunları da söylemeden edemeyeceğim!
Genlerim anneme çekmiş olmalı benim…
Çünkü daha çok ona benziyorum. Annem bir kaç yıl önce sağlıklı olarak 100 yaşında öldü. Sevgili anne ve babama rahmet diliyorum…
Bende annemin yaşına gelebilirsem eğer…
H.İnalcık gibi, “bir 100 yıl daha” diyeceğim!
İyi Pazarlar…
Sayfa başına git