MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çoban eğitimi yerinde, ancak teşvikler kime?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
21 Ekim 2014 Salı

Çoban eğitimi yerinde, ancak teşvikler kime?

Önce kentlilere bir dokundurma yapalım. Çobanlık eğitimi nereden çıktı diyebilirler. Onların çoğunda “Kırın en eğitimsiz,hatta aklı başından uzak kişisi çoban olur” görüşü egemendir.Bu görüş yakın zamanlara değin,hatta zamanımızda bile bir ölçüde geçerliliğini korumaktadır.Ancak hemen  iki konuda anımsatma yapalım.Birincisi şu:Günümüzde kırmızı et pahalı ise, bu pahalılıkta çobanın eğitimsiz olmasının payını da unutmamak gereği vardır.İkincisi de buna bağlı olarak Batı ülkelerinde “ Çobanlık Eğitimi” çok önem verilen bir konudur ve işçilik ücreti olarak maden işçilerinden sonra en yüksek ücret alanların çobanlar,bir başka deyişle hayvancılık işletmeleri işçilerinin olduğudur. 
Türkiye’de Çoban Nasıl Yetişiyor?
Koyun ve keçi  yetiştiriciliğinde başarının temel koşullarından birisi, iyi çobana sahip olmaktır. İş planlaması ne kadar iyi düzenlenirse düzenlensin, en sonunda iş çobana dayanır. Çünkü o, yirmi dört saat koyun ve keçileriyle  birlikte yaşar. Otlatması, sulaması, gezinmesi, kırkımı, sağımı ve kuzulatması ya da oğlaklaması , kısaca yaşamsal etkinliğiyle ilgili her iş çobanla gerçekleşir, her iş onun denetimi altındadır. Sürü güderken rüzgârın yönünü ve gücünü o kestirir, sürüyü ona göre hareket ettirir, otlakta zehirli bitkileri o tanır. Bu durumda çobanın niteliği, hayvancılıkta verimliliği birinci elden etkileyen bir etmen olarak ortaya çıkıyor. Kendisine bu denli ağır işlev verilen çoban, bu görevlerini bilinçli olarak yerine getirmiyor mu? Bir başka deyişle bir eğitimden geçiyor mu? Bu açıdan Türkiye’de durum ne?
Türkiye’de çobanlık, çokluk usta-çırak ilişkisine dayanıyor. Okutma olanağından yoksun ya da ekilecek toprağı olmayan aileler, çocuklarını bir çobanın yanına verirler, ya da sığırtmaçlıkla işe başlatırlar. Bununla birlikte çoban, gerekli teknik bilgilerden yoksun ise meradan yeterince yararlanamaz, buna salgın hastalıklar da eklenirse, sürüsünden yeterince kuzu, oğlak,süt ve yün elde edemez. Kimi çobanlarda bilgisizlik nedeniyle kör inançlara, doğmalara ve saplantılara sahiptir.
Konunun önemini gören Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, işsizliğin azaltılması ve çobanlığın daha cazip hale gelmesi için ‘Sürü Yönetimi Elemanı Benim Projesi’ kapsamında  2013 Kasım-2014 Ağustos dönemini 10 ayda 3 bin 407 kişi eğitim vermiştir.
Hangi İşletmelere Teşvik?
Bakanlık, sürü yönetimi elemanı sertifikasına sahip kişileri istihdam eden işletmelere de teşvik ödemesi yapacağını bildirmiş ve”Tarımsal destekleme ödemeleri kapsamında, 500 baş ve üzeri küçükbaş hayvan sayısına sahip işletmelere yılbaşından itibaren 5 bin lira sürü yöneticisi istihdamı desteği ödenecek” denilmiştir.
Burada sorgulanması gereken konu şudur:Türkiye’de 500 baş ve üzere küçükbaşa sahip olanların toplam koyun ve keçicilik  işletmeleri içindeki payı nedir?
Bunun cevabı belli değil midir? Yapılması gereken iş,Türkiye’nin yapısal özelliklerine uygun bir sosyal güvencenin çobanlara verilmesidir.
Genelleştirirsek ,tarımsal destekler Aile Çiftçiliği temelinde verilmelidir.Aile Çiftçiliğinin desteklenmesi yerine büyük dev işletmelerin desteklenmesi, salt Türkiye’de değil, dünyada var olan işsizliği beslemekte,aynı zamanda açlık tehlikesini tetiklemekte ve doğal kaynakların yok edilmesine neden olmaktadır.Konu,Birleşmiş Milletler’in de gündemine gelmiş bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 66. Oturumunda alınan kararla “2014 Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı” olarak ilan edilmiştir.
Türkiye de bunu görmek zorundadır.
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz