MENÜ
İzmir 16°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Cumhuriyetin aydınlık kadını
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
3 Mart 2017 Cuma

Cumhuriyetin aydınlık kadını

Birçok gerçek bilim insanını “Hocam” bellemişliğim vardır ama bugün üzerine bir şeyler yazmaya çalışacağım insan gerçekten “Hocam”…  İletişim sosyolojisi master tezimin danışmanı… Dün kaybettik (2 Mart)… Çiğdem Kağıtçıbaşı çalışmalarıyla sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kalıcı etki yapmış bir bilim insanı idi ve bizler ondan öğrenebileceklerimizin o kadar azını öğrenebildik ki... Geçen hafta tamamen donmuş Çıldır Gölünde balık tutmaya çalışan insanların tanığı olduk, gölün altı balıkla dolu ama onlar günde 1-2 balık, o da şansları varsa yakalayabiliyor… Bazı Hocaların, özellikle de Çiğdem Hanımın öğrencisi olmak şans işi, şansı da sadece akıllı insanlar kullanabiliyor… Bir küçük balık yakalayabildiysem ne mutlu bana…

Çiğdem Hoca… Etkisi sosyal psikoloji, kültürlerarası psikoloji, gelişim psikolojisi gibi geniş bir yelpazeye yayılmış Cumhuriyetimizin Aydınlık Kadınlarından biri…  Bilimsel çalışmalarının yanı sıra özellikle aile ve çocuk gelişimi ve eğitimi konularında sosyal politikalar ve eğitim programları oluşmasında etkin rolü vardır. Türk üniversite düzeninde önemli rol oynayan psikoloji bölümlerinin kurulması ve gelişmesinde öncü olmuştu…

AÇEV’in kurucularından olan Çiğdem Kağıtçıbaşı, yıllardır KOÇ-KAM Direktörü ve Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesiydi. Ulusal saygınlığının yanı sıra bilimin evrensel dünyasında da yeri vardı…  Aynı zamanda International Union of Psychological Science ile International Social Science Council’ın Başkan Yardımcısı ve International Association for Cross-Cultural Psychology’nin ilk kadın Başkanı ve Onur Üyesiydi. Amerikan Psikoloji Kuruluşu ve Uluslararası Uygulamalı Psikoloji Kuruluşu ’ndan ‘Uluslararası Psikolojinin Gelişimine Üstün Katkı Ödülü’ almıştı.  Toplamda 33 kitabı ve 222 makalesi vardı.

Cumhuriyetin bu aydınlık kadınını yitirdik maalesef…

Çiğdem Hocam’dan son zamanlarda yaptığı konuşmalardan özellikle de gençler için bazı notlar paylaşmalıyım sizlerle…

***

“Genç nüfus potansiyeli bir ülke ekonomisinin lokomotifidir. Ancak genç nüfusun değerli bir kaynak olabilmesi için iyi eğitilmesi gerekir. İyi eğitilmiş genç nüfus büyük bir zenginlikken, iyi eğitilmemiş genç nüfus ekonomik bir yüktür.”

“Türkiye'nin eğitim sorunu yıllar içinde ciddiyetini korumaktadır. Eğitime ulaşımın ötesinde, eğitimin içeriği ve kalitesi üstünde ciddiyetle durulmalıdır. Örneğin yeni açıklanan PISA 2012 raporunda, matematik, fen ve okuma-yazma performansında Türkiye'deki öğrenciler OECD ortalamalarının çok altında kaldı. Matematikte birinci düzey ve altındaki öğrencilerimizin oranı yüzde 42. Öğrencilerimizin ancak yüzde 6'sı üst düzeylerde, 6. düzeyde ise sadece yüzde 1! Bu durum gençlerimizin potansiyelini yeterince geliştiremediğimiz gerçeğini ortaya koyuyor.”

***

“Bu durumun birinci nedeni eğitimin kötü olması…  İkincisi de öğrencilerin okula hazır başlamamaları. 25 yaş ve üstü yetişkinlerin okullaşma ortalaması ortalama 6 yıl. Çocuklara zihinsel gelişimlerini pekiştirecek imkanlar sunulmuyor. Okul öncesi eğitim çok ciddi okul başarılarına yol açıyor. PISA raporunda da bu eğitimi alan çocukların daha başarılı oldukları belirtiliyor. Ancak bizde 4+4+4 sistemi ile okul öncesi eğitim geriledi. Anaokullarının paralı olması da imkanları kısıtlı aileler için büyük bir engel.”

 ***

“Din ve ahlak kavramlarını layıkıyla kavrayabilmek ancak soyut düşünce, analitik ve eleştirel, sorgulayıcı yaklaşım 12 yaş ve üstü devrede oluşur. Daha küçük yaşlarda verilen dini bilgiler ancak somut yasaklar (dogma) şeklinde algılanır. Bu nedenledir ki mantığa dayanan din ve ahlak anlayışı daha ileri yaşlarda verilmelidir. Bu derslerin içeriğinin oluşturulmasında ve değerlendirilmesinde sadece ilahiyatçılar değil sosyal bilimciler ve felsefecilerin de katıldığı bilim kurulları görev yapmalıdır. Bu derslerde dinin psikolojik, sosyolojik ve ahlaki yönlerinin, tarih ve toplumdaki rolünün nasıl işlenebileceği üzerinde durulmalıdır. Din, kültürün bir parçasıdır ve o şekilde ele alınmalıdır.”

 ***

“21. Yüzyıl, bilgi çağının da ötesinde, bilgiye ulaşmayı bilen, bilgiyi eleştirel düşünceyle deneyip işleyebilen, bilimsel yöntem ve mantığı kavramış insanların çağı olacaktır. Gençlerin eğitimini bu yönde geliştirebilmek için büyük çaba gösteren toplumlar, küresel yarışta öne geçiyorlar. Türkiye’nin bu yarışta söz sahibi olabilmesi için gençlerinin potansiyelini çağdaş bilimsel eğitimle geliştirmesi şarttır.”

Çiğdem Kağıtçıbaşı’nı da bugün (3 Mart) uğurluyoruz. Geride aklı öne çıkaran bir anılar demeti bıraktı… Çok önemli bir insandı… Bu ülke için… Tesellim yetiştirdiği genç kadınların varlığını biliyor olmak…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Atilla Baysak
 5 Mart 2017 Pazar 03:15
Mekânı Cennet olsun, çok önemli bir değerimizi daha kaybetmişiz. Allah rahmet eylesin.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz