MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Esaretin bedeli
Işıl Öztürk BULUT
YAZARLAR
11 Aralık 2013 Çarşamba

Esaretin bedeli

Farklı bir konu, ünlü bir isim ve yine gündem olacak bir haber arıyordum…
Sonuçta muhabirdim, üstlerimden ziyade kamu adına da bir sorumluluğum vardı.
O gün koskoca adliye binası sanki kış uykusuna yatmıştı, ne bir polis ne bir jandarma ortalıkta görünmüyordu.
Kavgasız, gürültüsüz ve habersiz bir gün geçireceğim için üzülüyordum.
Gazetecilik içgüdüsüyle dolaşmaya başladım. Gözlerim mahkeme kapılarında asılı duran suç-şikâyetçi-sanık- isimlerinin yazılı olduğu levhalarda, pür-dikkat onları inceliyordum…
O da ne! Bu levhada bir şey var…
İşte yine heyecanlanmıştım.
Evet evet çok haklıydım. Davanın ismi değil de görüldüğü mahkeme şaşırtmıştı beni.
Ağır Ceza Mahkemesinde bir “tazminat” davası!
Neyin tazminatı? Nasıl? Neden?
Genç bir polis-adliye muhabiri olsam da bu ayrıntıyı kaçırmamıştım.
Derhal bilgi almalıydım fakat ne mübaşirden ne de mahkeme kaleminden bilgiye ulaşamamıştım. Herkes, tabir yerindeyse ‘Mahkeme duvarı’ gibiydi.
Umutsuzca dolaşırken dava saatinin yaklaştığını gördüm.
Sabırla beklemeye başladım, neticede “sabırla koruk helva olurdu”…
Ne yapıp ne edip dava konusu hakkında şikâyetçi Avukatından veya kendisinden bilgi almalıydım.
Kısa bir sohbetin ardından sağ olsun Avukat kırmadı beni, kısaca anlattı dava konusunu…
***
Film olacak bir hikâyeydi. Gerçi yıllar sonra Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin, Ali Çatalbaş’ın başrollerini oynadığı ‘Pardon’ filmi de tıpkı bu konuda çekilmişti ama benim taa o tarihte aklıma gelmişti(!)
Neyse konumuza gelelim;
Mağdur mu yoksa müşteki mi desem şahıs 12 Eylül döneminde ‘Hırsızlık’ zanlısı olarak ‘bacakları’ ndan teşhis edilerek(!) tutuklanmıştı.
Askeri mahkemede yargılanmış, 30 yıl hüküm giymişti.
Cezaevinde kaldığı süre içerisinde mahkeme tekrar yargılama yapmış, gıyabındaki yargılama sonucunda da cezasından 9 yıl düşürülmüştü.
Yargılamadan haberi olmadığı için cezasındaki düşümden de haberi olmamıştı.
Tebligat, okuma yazma bilmeyen annesinin yaşadığı adrese gönderilmiş, sonuç bir türlü cezaevine ulaşmamıştı.
5 yıl sonra bir gün, tesadüf eseri yokluğundaki yargılamayı ve cezasının düşürüldüğünü öğrenmişti. . .
Tahliyesini istedi.
Dile kolay fazladan 5 yıl yatmıştı. Tahliyesi sonrası muhasebesini yaptığı 1825 gün…
Devletten fazladan yattığı her gün için tazminat istemişti Müslüm Bingöl.
‘Kötü şeyler düşünmeyim diye kitap okudum hep’ diyordu...
‘Ancak en çok evladımla geçireceğim saatlerimin çalınması yaktı canımı’ diyordu…
Cezaevi’nden ayrılırken büyümesini izleyemediği kızına ve eşine koştuğunu ekliyordu…
‘5 yılda neler yapılırdı neler’ diye üzülüyordu.
‘Genç yaşta girdiği cezaevinden kır düşen saçlarımla çıktım’ diyordu
‘Özgürlük anlatılamaz, çok başka şey’ diyordu…
Ne çok ‘keşke’si birikmişti…
Haberim tüm ulusal kanalların dikkatini çekmişti.
Herkes Müslüm Bingöl’ü Ana Haber Bülteni’ne taşımak istiyor, onun “yaşanmamışlıklarını” ekrana yansıtmak istiyordu. Öyle de oldu.
Bingöl, her yerde ‘özgürlüğe özlemini’ anlattı…
Allah Allah! Bu yazı nereden geldi şimdi aklıma.
Gündemle bir alakası var mı acaba?
Ne dersiniz, var mı?
***
Tazminat davası sonucu ne mi oldu?
O da ayrı bir hayal kırıklığı oldu onun için…
Çünkü çalışamadığı, hayata karışamadığı her gün için Mahkeme, dönemin parasıyla toplam 5 bin 500 lira tazminata hükmetmişti. Yanılmayın lütfen, eski parayla 5 bin 500. Bu dönemin parasıyla 5,5 lira. 5 yılın esaretine 5,5 lira…
***
Hani dizi filmlerde siyah ekranda ‘Bu filmdeki kişi ve kurumların gerçek hayatla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür” şeklinde yazı yer alır ya, bende size aynını yazmak isterdim ama yazık ki yazdığım kişi ve yaşadıkları tamamen gerçek…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz