Hürriyet’in haberinden öğreniyoruz ki, AKP ekonomi yönetiminin Maliye, Hazine ve Çalışma Bakanlığı'nın birlikte hazırladığı taslağa göre, kamu ve özel tüm iş yerlerinde asıl işlerde 'taşeron' işçi çalıştırmanın önü açıyor. İş Kanunu'nun ikinci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle; bugüne kadar ‘yardımcı, başka bir deyişle ihtisas istemeyen yan işlerini, taşeron sistemiyle halleden patronlar, asıl işlerini de 'taşeron işçilere' yaptırabilecek.
Böylece fabrikada, hastanede, medya sektöründe 'taşeron' işçi, doktor, hemşire, gazeteci çalıştırmak mümkün hale gelebilecek.
Çalışanlar için ‘kara bir duyuru’ olan haberin özeti bu..
*
Hayatımıza yıllar önce giren, Soma’daki maden katliamıyla zihinlerimize çakılan ‘taşeron’un sözcük anlamı…
Büyük bir işin bir bölümünü yaptırmayı, asıl üstenciden üzerine alan ikinci üstencidir.
Kendi işçilerini, bir işin yapımına yardımcı işlerde veya işin gereği uzmanlık gerektiren işlerde çalıştıran işverendir. (Mevcut) Yasada ‘alt işveren’dir.
İşi alan ana müteahhitin işlerinin bir bölümünü veya tümünü yapan alt yüklenici firmadır.
İşin bir kısmının yapılması, İdare tarafından veya idarenin onaması ile müteahhit tarafından kendisine verilen ve sözleşme ile idareye veya müteahhide bağlı olan, özel veya tüzel kişilerdir.
İş sahibinin işinin bir bölümünü, bir süreliğine yapandır.
*
Sözlükleri bırakıp ‘taşeron işçiliği’ yalın manada ifade edersek…
İtilendir, kakılandır.
En pis işlerde çalıştırılandır.
Asgari maaş alıp, oraya buraya koşturulandır.
Bizden olmayandır.
İhtiyaç olmadığında kolayca gözden çıkarılandır.
Irgattır, ameledir, kendi çalıştığı yerde yemek yiyemeyen, kartı olmadığı için asansöre binemeyen, servisi hayal bile edemeyen; bugünü ve yarını, kadrolu olanların ağzından çıkacak iki kelimeye bağlı olandır..
Birlikte çalıştığı kadrolu memurun yarısı kadar para alamayan, herhangi bir iş güvencesi bulunmayandır.
Köle olarak kullanılıp hakları verilmeyen insandır..
Mezarda emekli edilendir.
En büyük oy potansiyellerindendir. Kadro vaadi ile oy avcılarının en bilindik/gözde avlarındandır.
Temizlik elemanı, güvenlik görevlisi, maden işçisi olduğu gibi kimi kamu kurumlarında destek eleman olarak çalıştırılan, yıl sonunda işten çıkışı yapılıp bir sonraki sene yeni bir şirket adı altında görevine devam edendir. İlk-orta çoğunlukta; bazen lise, bazen üniversite mezunu olandır.
Yaptığı işin çalıştığı kurum dışında mesleki deneyim karşılığı olmayan bu kısım, belki de en tehlikede olanlar listesindedir. Hem güvencesi yoktur, hem yaptığı işin özel sektörde karşılığı yoktur. Nereye başlarsa başlasın yeni mezun kıvamındadır.
Maddi olarak kapana kısılmış elemandır.
Kullan-at personeldir.
Ceptedir. Mecburcudur. Emeğe saygı bekleyendir.
Özetle…
Eşek gibi çalıştırılandır.
Ne demişti Eski Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım‘ın kardeşi, Türk Kızılayı İstanbul Şube Başkanı İlhami Yıldırım?
Okmeydanı’nda Uğur Kurt’un vurulmasının ardından, ne yazmıştı tewet’tinde?
“Ya bu ülkede eşşek gibi sessizce yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz! Sizlere her kim destek oluyor, yüz veriyorsa o da şerefsizdir! Eğer arpanız fazla geldiyse o arpayı önünüzden almayı da biliriz! Arpa taşıyanları da biliriz.”
Uzatmaya, uzun uzadıya cümlelere hacet yok.
Hazırlanan yasa taslağı, eşeklere ‘fazla gelen arpanın’ geri alınmak üzere harekete geçildiğidir.
*
Özellikleri sözlüklerde “atgiller familyasından, ömrü 25 ile 35 yıl arası, evcil bir yük taşıma hayvanıdır. Uzun kulaklı, kısa tüylü, inatçı bir hayvandır. Toplum arasında inatçı hayvanlar olarak bilinen eşeklerin bu huyları çok akıllı ve hisli olmalarından dolayıdır. Hafızalarına kazıdıkları bir olayı asla unutmazlar. Örneğin; yıllar evvel geçtiği bir yerde gördüğü yılanı asla unutmazlar. Oradan tekrar geçtiklerinde hemen tepki gösterirler. Kısaca ayak direrler” olarak tarif edilen tüm eşeklere duyurulur…
Sayfa başına git