MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Haklı olmak
Tayfun MARO
YAZARLAR
3 Şubat 2020 Pazartesi

Haklı olmak

Haklı olmanın insanı taşıdığı ayrıcalıklı ve güçlü konumun öyle matah bir konum olduğunu düşünmüyorum. Aksine, insanı ezen, insana tepeden bakan bir tavrı destekliyor, haklılık. “Haklı olmak” tıpkı “hoş görmek” gibi insana tepeden bakmanın mazereti olagelmiş...

Haklılar mabedinden insanlık meselelerine bakmak, sorun çözmeyi değil, ancak haklılığı tahkim etmeyi amaçlayabilir.

Bu nedenle, uzlaşma kültürüne haklıların etkisinin çok olumsuz olduğunu düşünüyorum.

Toplumları gruplaştırarak yöneten “haklılar kulübü” sakini muktedirler, sürgit iktidar olmak için kendi içinde mücadele ederken, iktidar/muhalefet ekseninde, kapalı kapıların ardında, bir şekilde uzlaşmayı da biliyorlar.

Buna karşılık, sokaktaki insan, tepedekilerin haklılık mücadelesini fazla ciddiye alıyor; Peşinden gittiği muktedirlerin haklılık cephelerini güçlendirmeyi siyaset olarak benimsemiş kitleler, bu çatışmadan haz duyuyor.  Sürgit iktidarın bekası için sürgit çatışıyorlar.

Varsılların o kadar çok parası var ki her daim haklılar… Yoksullar o kadar çok eziliyor ki doğuştan haklılar… Bu durumda, kim kimi tepelerse haklılığını tescil ettirecek…

Haklı olduğunu ileri süren bir insanın haklılığının karinesi bir hakkı savunmak veya bir çıkarı savunmak olabilir. Oysa haklar ile çıkarlar birbirini dışlar.

Haklılık üzerine inşa edilen toplumsal mücadelelerde, haklılığın sübjektifliği bütün sosyal gruplara aynı etkiyi yapıyor ve bütün sosyal grupları haklılıkta eşitliyor. Herkes haklı…

Haklıyım diyene ötekinin haklılığı ne ifade edebilir?

Haklılıkları benzeşenlerin asgari müştereklerde birleşerek uzlaştıkları koşullardan çıksa çıksa ötekine üstünlük sağlayan sınırlı bir mutabakat çıkar. Yani daha iyi ezmek için güç birliği…

Tabii ki muktedirlerin ezici iktidarı karşısında mazlumların yaşamsal mücadelesi değil, burada söz konusu olan. Sınıf mücadeleleri, haklılıktan öte, insani olmayan bir durumu aşmayı hedefliyor. Sözünü ettiğim haklılık ise, gündelik hayatın akışı içinde, kişiler veya gruplar arası ilişkilerde ortaya çıkan ve uzlaşma ihtimalini barındıran durumlarla ilgilidir.

Haklılığın metalaştığı, alınır satılır olduğu zamanların en berbatıdır, çağımız.

Mesele, haklı olmak değil, hak ettiğine sahip olabilmektir. Yersiz yurtsuz, işsiz, yarı aç yarı tok yaşarken haklı olmak, çok anlamlı değil.

İnsanlık haklılık psikolojisinden çok çekti. Daha da çekeceği var.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz