Çocukluğumuz… Yaşamımızın belki de en tatlı dönemi… En sorunsuz, en üzüntüsüz, yarınları düşünmeden, yalnızca bugünün yaşandığı bir dönem… Ruhun yalnızlığını daha ayrımsamadığımız, oyuncaklarımızla arkadaş olup, konuşabildiğimiz bir dönem… Herkese kayıtsız şartsız inanıp, masumiyetle güvenebildiğimiz, dost bildiklerimizin ihanetini daha yaşamadığınız bir dönem… Yarınların çok olduğu, geleceğe umutla bakılan bir dönem…
Beyaz bir buluttur çocukluk… Umuttur, yarınlarımızdır… Çocuklarımız… En değerli varlıklarımız… Tüm hayallerimizi onlar üzerine kurarız, ilk doğdukları günden itibaren… Hiçbir özveriden kaçınmayız, onlara daha güzel bir dünya sunabilmek için… Yemeyiz, yediririz, giymeyiz, giydiririz, en güzel okullarda okusunlar, çok başarılı olsunlar, hep mutlu olsunlar isteriz. Onlar için bir yaşam boyu severek, isteyerek çırpınır dururuz. Onları büyütürken her anlarından keyif alırız. İlk adımları, ilk sözcükleri, ilk çıkarttıkları diş, okula başladıkları ilk gün, mezuniyetleri, işe girmeleri, evlenmeleri, çocuk sahibi olmaları, her dönemleri farklı keyifler, güzellikler, umutlar taşır…
Sevgili Atatürk de çocukları çok severdi. Bağımsızlığımızın simgesini, 23 Nisan’ı, onlara bayram olarak armağan etti. En güzel bayram, “Çocuk Bayramı”... Her zaman çok ileriyi gören sevgili Atatürk, onların bizim yarınlarımız olduğunu, bu cumhuriyeti onların koruyacağını bilerek bu bayramı onlara armağan etti. Böyle bir bayram diğer ülkelerde yok. Bizim liderimiz bu açıdan dünyaya da örnek bir bayram yarattı.
Bayramlarımız arasında en sevdiğim bayramdır 23 Nisan. Hem yeni gelen baharın keyfi, sarhoşluğu, her yerdeki rengarenk çiçekler, çünkü çiçekleri çok severim, özellikle kır çiçeklerini, hem de çocukları çok severim, bayramda onların rengarenk giysileri, dansları, rontları, kır çiçeklerinin renklerine karışır. Hem de içimdeki bir türlü büyümeyen çocuk hala sever bu bayramı, oyuncakları, pembeleri, dantelleri…
23 Nisan Çocuk Bayramı aynı zamanda “kardeşlik, dostluk, sevgi, barış, hoşgörü” gibi birçok yapıcı mesajlar vermesi açısından önemli bir bayramdır. Yabancı ülkelerin çocukları bayramımızı kutlamak için misafir öğrenci olarak ülkemize gelir. Kutlamalara, danslara, rontlara katılır. Okunan tüm şiirler, yapılan tüm konuşmalar hoşgörü, barış, kardeşlik temaları üzerine odaklanır. Cıvıl cıvıl bir ortamda Çocuk Bayramı adeta bir şenlik havasında geçer.
Ülkemizin kardeşlik, dostluk, barış gibi konseptlere en çok gereksinme duyduğu bu günlerde bayramımız daha da önem kazanıyor. Çocuklarımız, tüm masumiyetleri içinde bizim umudumuz, yarınlarımız… Tarım devrimi, endüstri devrimi, elektronik devrimi derken temposu hergün hızlanan, belki de hoyratlaşan, tüketici, rekabet odaklı dünyamızın onları ezmesine izin vermemeliyiz. İnsanca değerlerimizi unutmadan onlara kardeşliğin, barışın, çağdaşlığın, dostluğun var olduğu bir ülke bırakabilmeliyiz. Atatürk’ün bize çizdiği laik, çağdaş, onun deyimiyle “muasır medeniyetler” seviyesinde bir ülkede, özgürce, kardeşçe, barış içinde, mutlu yaşayabilmeliler… Dünyanın tüm çocukları için aynı dilekleri dilerken ülkemizin tüm çocuklarının Çocuk Bayramını içimdeki hiç büyümeyen çocukla birlikte kutluyorum.
Sayfa başına git