MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İstanbul-Yarımada hattı ve acele kamulaştırma
Engin ÖNEN
YAZARLAR
15 Şubat 2020 Cumartesi

İstanbul-Yarımada hattı ve acele kamulaştırma

Uzun zamandır söylentileri vardı ama somut olarak projeler ancak ortaya döküldü. Batı Urla ve Alaçatı’nın sahil bandındaki bakir alana turizm yatırımları ile bir şehir kurulması düşünülüyor…

Bunun için bazı vatandaşların özel mülkleri hakkında acele kamulaştırma kararı alınıyor. Bölgedeki çok geniş hazine arazileri ise aynı proje kapsamında Turizm Bakanlığı’na tahsis ediliyor…

Bu projeye destek olanlar var ve olacaktır da…

Turizm gelişecek, bölge kalkınacak ve istihdam yaratılacak…

Buna karşılık oldukça geniş bir yelpazede endişeli kesimler de var. Bunların başında mallarına el konulan köylüler geliyor. El konulan diyoruz, çünkü bu, kamulaştırma tanımına uymuyor. Kamu yararı yok ortada. Tamamen ticari bir faaliyet söz konusu...

***

Köylülerin bir kısmını mallarının değerini tatmin edici düzeye çıkararak ikna etmek belki mümkün olabilir. Çalışmalar bu yönde nitekim. İnşaat yapılması düşünülmeyen bazı tarım arazilerinin kamulaştırma kapsamından çıkarılması ve Ankara’dan köylülere arazi değerleri konusunda artışlar önerilmesi vb. bu yönde değerlendirilebilir…

Ama asıl mesele, milyonlarca metrelik geniş hazine arazilerinin özelleştirilmesi. Daha sonra buraların imara açılması ile ortaya çıkacak yapılaşma ve çok sayıda golf sahası ve diğer tesislerin yaratacağı etkiler…

“İzmir Düşünce Topluluğu” olarak 14 Şubat’ta Urla’da gerçekleştirdiğimiz bilgilendirme toplantısında hem çevre avukatı arkadaşlarımız hem de Çevre Mühendisliği ile Şehir Bölge Plancılar odası temsilcileri bu konularda ciddi kaygılar dile getirdiler…

Turizm Bakanının verdiği bilgilere göre bu proje kapsamında 100 bin yabancı dil bilen personel hedeflenmekte. Bahçıvan, şoför, güvenlikçi vb. dil bilmeyenleri de hesaba kattığınızda bu sayı belki de iki katına çıkacak. Peki, 100z binin üstündeki personel kaç kişilik bir nüfusa hitap edecek? En az bir milyon…

Nitekim projenin arka bahçesi olarak da Uzunkuyu’nun bir bölümü ile Nohutalanı köyünün tamamı ve Germiyan köyünün batı hattından Ildırı’ya kadar olan bölge de proje kapsamına alınmış gözüküyor. Buralarda daha ziyada depo, personel lojmanları vb düşünülmekte…

Su, orman, deniz ve karadaki bazı canlı türlerinin tehdit altına gireceği kimsenin umurunda değil tabii… Turizm her türlü bedeli meşrulaştıran bir sektör…

***

İnşaat ve bayındırlığa dayanan bir ekonomi sürekli kriz tehdidi karşısındadır. İstanbul hem inşaat sektörü hem de nüfus olarak doyum noktasındadır. İstanbul kanal projesi de, Urla Çeşme hattında geniş hazine arazileri özelleştirilerek ve buraya yeni bir şehir kurma projesi de iktidara kaynak ve sermayeye rant yaratarak bu krizi hafifletme projeleridir…

İstanbul - İzmir otoyolu, Körfez geçiş projesi, Otoyola ek olarak İzmir Çeşme eski yolunun duble yola çevrilmesi çalışmaları da gösteriyor ki, beton sermayesi buradan tekrar ayağa kalkacak ve İstanbul üst orta sınıfının bir bölümü Yarımada’ya çekilecek…

Çevre etki değerlendirme çalışması var mı? Yok…

Peki, ne var? Kaç milyar dolar geleceği konusunda bazı hesaplar...

Yeni Çeşme, Yeni Cannes olacak…

Daha ne isteyebiliriz ki?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gürkan
 15 Şubat 2020 Cumartesi 14:50
Çok haklısınız. En iyisi kaleye teleferik yapalım.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz