MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir-İN
Aylin AKDOĞAN
YAZARLAR
27 Aralık 2017 Çarşamba

İzmir-İN

“İstemek, “İstiyorum” demek değil, harekete geçmektir.”

                                                                     A. Maurrois

Yılın son İzmir- İN köşesinden merhaba!

Yazıma öncelikle 2018’den beklenti ve isteklerimi paylaşarak başlamak istiyorum:

Hem ülkem, hem de tüm dünya ülkeleri için BARIŞ diliyorum. Öyle ki; savaş kavramının tanımını bize “Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasında Murat Yıldırım sorsun ve bizde doğru cevap için joker hakkı kullanalım (yalvarırım). Artık duymaktan sıkıldığımız 3- 5 harfli örgüt isimlerine bir yenisi daha eklenmesin. Biz artık bu kısaltmaları en güzel birlikteliklerin baş harflerini kullanarak yapalım istiyorum. Örnek: Türkiye’de kurulan KOOBİS’ in (Kim Olursa Olsun Bütün İnsanları Seviyoruz) üyeleri, 2018 yılı sonunda, üye sayısı olarak dünya nüfus sayısına ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Sağlığı hem beden, hem de zihinlerde tüm insanlık için istiyorum. Zira sağlıklı bir bedenle dolaşmak kadar, sağlıklı düşünmenin de çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Anne, baba, çocuk, eş, asker, polis, zabıta, kadın, erkek olmanın, toplumsal statü karşılığının değer olarak 100 üzerinden 100 olmasını diliyorum.

Elbette ki doğada insanlar kadar hayvanların ve bitkilerinde yaşam haklarının olduğunun fark edilmesini istiyorum. Hiçbir hayvan ve bitkinin nesli tükenmesin istiyorum. Sokak hayvanları gibi bir tanımın ortadan kaldırılmasını, hayvanlara yapılan işkencelerin kabahat değil, suç sayılmasını çok acil istiyorum. Daha fazla ağaç, bitki, çiçek, toprak olsun istiyorum. Yaşamımızı devam ettirecek, daha fazla film izleyip, kitap alıp, tiyatroya gidip, müzik enstrümanı çalma eğitimleri alıp, gitmek istediğimiz yurt içi- yurt dışı gezilerine katılıp, bol bol hediyeler alıp, çoluk- çocuk, genç- yaşlı sevindirecek kadar paramız olsun istiyorum.

Dilek değil mi?

Diliyorum…

2017 yılına girerken de benzer dilekleri dilemiş ve bunu sosyal medya hesabımda paylaşmıştım. :)

Ayrıca bu yılbaşında birçok arkadaşıma hem posta ile hem de bizzat kendi ellerimle kartpostal gönderdim/verdim. Gönderemediklerim için de yukarıda görselini paylaştım. Sizinle paylaşmadan içim rahat etmedi. :) Bu arada kartpostal gönderme/verme eylemini zaten severdim, bu yıl daha da çok sevdim. Bundan sonraki özel günlerde de devamını getireceğim. Adreslerinizi mail atarsanız size de gönderebilirim. ;)

Kendime de yeni yıl hediyesi olarak Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın en kapsamlı “Füreya Retrospektif Sergisi” ve Rönesans döneminin en büyük dahilerinden Leonardo Da Vinci’nin dünyanın en büyük ve en kapsamlı sergisi “Leonardo Da Vinci Expo” sergisini gezebilmek için İstanbul’ a gidiş/dönüş uçak bileti aldım. Bu hediye bana bi iyi geldi, bi iyi geldi anlatamam. Oohh miss! Neffiiisss! Sergileri kelimelerle anlatayım istiyorum ama yemin ederim ki kelimeler yetersiz kalıyor. 

Yani ne diyeyim şimdi ben. Tek kelime ile harikaydı desem anlamsız, harikuladeydi desem yersiz, muhteşemdi desem yetersiz…  TDK derdime bul bi çare, onları anlatamıyorum yaz bi benzetme. 

Ben en iyisi iki serginin de tarihlerini yakaladığıma çok sevindim ve iki sergiyi de çok sevdim diyeyim olsun bitsin.

Yılın son İzmir- İN yazısında, 20. kuruluş yılını kutlayan Lokomotif Tiyatrosu’nun kurucularından Erden BÜKE röportajı var. Tabii hemen paylaşalım. Lokomotif Tiyatro 1997 yılında Gaye Özer Büke ve eşi Erden Büke tarafından kuruldu. Ekip olarak yılda en az üç prodüksiyon hazırlıyorlar. Bu yıl “Çevre Yolu” ve “Sarhoştum Hatırlamıyorum” oyunları sahnelendi.

Erden Büke lise arkadaşım ve beni kırmayıp vakit ayırdığı, sorularımı da içtenlikle yanıtladığı için çok teşekkür ederim.

Bol izleyicili nice yirmi yıllar olsun…

İşte sorular:

Bize kendinizden bahseder misiniz?

1978 İzmir doğumluyum, çocukluğumu hastalığım sayesinde hastane bahçelerinde oynayarak geçirdim, kardeşimde olmadığından hep bir yalnızlık dolambacı içerisindeydim, sanırım tiyatroya çocukluğumdan beri ilgim hep bu yüzden oldu, galiba yazarlık ta öyle oldu çünkü yalnızlığa alıştığımdan birileri ile konuşmaktan çok yazarak vakit geçiriyordum. Lise dönemi sonrası tiyatroya ilgim daha da artınca eğitim almaya başladım. Şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü Sedat Demir, Ferhan Şensoy, Gazanfer Özcan gibi isimlerden eğitim alma şansım oldu.

Lokomotif Tiyatro'nun hikayesi nasıl?

Rahmetli dedemin sayesinde oldu çünkü beni bu konuda oldukça destekliyordu. Hatta adımı bile arkadaşı olan ve ünlü yönetmen Erden Kıral ‘dan esinlenerek dedem koymuş, daha sonraları kendisi, sorunları sebebiyle bir gün lokomotifin altına atarak yaşamına son verdi, yaşadığım travmayı uzun süre üzerimden atamadım daha sonra eğitimimi tamamlayınca özel bir tiyatro kurdum ve onun adını yaşatmak adına ismi de Lokomotif Tiyatrosu oldu.

20 yılda neler oldu?

1997 senesinde Karşıyaka’da eski virane bir kara fırını, sahnesi olan 105 kişilik bir oda tiyatrosuna dönüştürdük ancak maddi sorunlar sebebiyle 1999 senesinde kapatmak zorunda kaldık. 1999 ve 2003 yılları arasında askerlik ve diğer sebepler yüzünden çok yol kat edemedik, 2003 yılından sonra tekrar yapılanma süreci içerisine girip bugüne kadar 27 oyun sahneledik. Ayrıca Tiyatroskop adı altında bir eğitim atölyesi oluşturarak tiyatroya gönül vermiş ancak maddi durumu iyi olmayan 100’ ün üzerinde genç arkadaşımıza oyunculuk eğitimi verdik.

Oyun yazmak nasıl bir duygu?

Oyun yazmak çok keyifli çünkü yazarken iç dünyanızda o oyunu zaten oynuyorsunuz hatta komedi yazıyorsanız çok eğleniyorsunuz ancak bazen öyle bir an da tıkanıp kalıyorsunuz ki günlerce bir harf bile yazamadığınız oluyor. Âmâ yine de çok keyifli, en keyiflisi de bu ölümlü dünyaya ölümsüz hikayeler, kitaplar, oyunlar bırakmak.

Aslında bir oyun yazarına bu soru belki de sorulmamalı. Ancak sizin için hikayesi açısından farklı bir oyununuz var mı?

Aslında her oyunun bir hikayesi var ama hikayenin farklılığı açısından derseniz sanırım “Yumurta Kapıya Dayandı” adlı oyunu sayabiliriz çünkü adından da anlaşılacağı gibi her şey tam yumurta kapıya dayandığı anda yazıldı diyebiliriz.  Mesela oyunun finalini oyunun sahnelenmesine bir hafta kala yazdım.

Bundan sonrasında Lokomotif Tiyatrosu'nda neler olacak?

Bundan sonra daha üretken bir Lokomotif Tiyatrosu olacak, 20.yılımızı kutladığımız bu yıl gibi daha fazla oyunla sahne almak, daha fazla genç oyuncu yetiştirmek olacak, birde kendi sahnemizi açmak için daha çok çalışıp para biriktirmek olacak.

Hem tiyatro, hem yazarlık, hem de oyunculuk. En çok hangisi ve neden?

Bence oyunculuk çünkü tiyatronun temelinde oyunculuk var, ancak yazarlık vazgeçilecek bir durum değil çünkü yazarlık oyunların var olma sebebi, tıpkı bir anne gibi, bazen sancılı çoğu zaman sabır isteyen bir durum. Sanırım ayırt edemeyeceğim ben bu sorunun cevabını.  E) hepsi desem

Oyuncu ya da yazar olmak isteyen arkadaşlarımıza ilham kaynağı olabilecek anahtar kelimeler sizce neler?

Sabır, disiplin, istikrar, aşk, kahve.

Sabırlı olmalılar çünkü gerçekten sabır isteyen bir meslek ve kendilerini çok iyi disipline etmeliler ve istikrarlı olmalılar, çünkü bugün yapmanız gereken bir çalışmayı yarına ertelediğinizde telafisi çok zor olabilir, çünkü tiyatro aşk gibidir özveri, sabır gerektirir. Hatta tiyatro aşk’tır. Önce seversin, sonra yanarsın ve acı çekersin, ama en sonunda aşka kavuşursun, hatta aşk’ın kendisi olursun.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yeni yılda barış ve sevgi dolu, mutlu, sağlıklı bir yıl diliyorum herkese. Tiyatroya gidin, korkmayın gidin!

Sanatla kalın…

Ben mutlaka yılbaşı gecesi için bir program yaptığınızı düşünüyorum. Ama yine de hala bir program yoksa sizin için birkaç alternatif konser listesi hazırladım. :)

 

İzmir- İN rehberimize bu hafta!

Konserler:

28 ve 29 Aralık’ta İzmir Devlet Opera ve Balesi Elhamra Sahnesi’nde Yeni Yıl Konseri var! 

31 Aralık’ta Cumhuriyet Meydanı’nda Yeni Yıl Konseri olacak. Konserde Mirkelam ve Kargo Grubu sahne alacak.

31 Aralık’ta Kaya Thermal Otel’de Berkay konseri olacak.

Ooze Venue' de 29 Aralık’ta Rubato, 30 Aralık’ta Zımba ve 31 Aralık’ta After Part ile Berkay var.

Mavibahçe Alışveriş Merkezi’nde de 31 Aralık’ta Della Miles konseri olacak.

Container Hall' de 31 Aralık'ta Mahmut Orhan, Manuel Riva ve Sezer Uysal sahne alacak.

Ege Perla AVM’ de 28 Aralık’ta Evrencan Gündüz, 29 Aralık’ta Fatma Turgut konserleri olacak.

Bios’ta 31 Aralık’ta önce The Gaffers, arkasından Aydok Moralıoğlu sahne alacak.

 

Sergiler:

Folkart Gallery’ de gündelik hayattaki sıradan nesneleri, gerçek üstü estetik anlayışı ile kurgulayan ve fotoğraflayan dünyaca ünlü İspanyol fotoğraf sanatçısı Chema Madoz’un “Suskun Bakışın Aykırı Çığlığı” isimli fotoğraf sergisi açıldı ve 25 Şubat tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Türk resminin ustalarından Yalçın Gökçebağ’ın 13 eserinden oluşan resim sergisi Selçuk Yaşar Sanat Galerisi’nde ve 30 Aralık’a kadar ziyaret edilebilir.

İzmir’de 40 yıldır hizmet veren Karaca Sineması yenilendi ve “Karaca Kültür Merkezi” oldu. Bu yenilenme ile birlikte Arya Kamalı’ nın 35 parçadan oluşan minyatür sergisini 30 Aralık’ a kadar ziyaret edebilirsiniz.

Koleksiyoner Ercüment Tahtakıran’ ın 200 civarında orijinal eserinin yer aldığı, her karpostalda özel özet bilgilerin verildiği ve İngiltere’de ki 2017 Spring Stampex Milli Pul Sergisi’nde Büyük Venye Ödülü’ne layık görülen “Gezdim İzmir’in Sokaklarını 1895- 1910 Sergisi” Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda 19 Aralık’ ta açıldı ve 3 Ocak tarihine kadar gezebilirsiniz.

İzmir Resim Heykel Müzesi ve Galerisi’ nde Turgut Pura Sergi Salonu’ nda 25 Aralık- 8 Ocak tarihlerinde Mustafa Peker Resim Sergisi’ni, Şeref Akdik Sergi Salonu’nda 26 Aralık- 06 Ocak tarihlerinde Özlem Öz Resim Sergisi’ni ve Kültürpark Sergi Salonu’nda 25 Aralık- 09 Ocak tarihlerinde de Genco Gülan’ın Seramik ve Heykel Sergisi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Vizyondakiler:

Loving Vincent (Animasyon- Biyografik)

Kalp Atışı Dakikada 120  (Dram)

Jumanji: Vahşi Orman (Fantastik- Aksiyon)

Karabasan (Korku- Gerilim)

Muhteşem Showman (Müzikal- Dram)

Parayı Bulduk (Komedi)

Çat Kapı Aşk (Komedi)

Bu hafta vizyonda!

Yeniden Sinematek 2017 etkinlikleri kapsamında “Fahrenheit 451” filmi 27 Aralık’ta Seferihisar kültür Merkezi’nde ve 29 Aralık’ta İzmir Sanat’ta gösterilecek.

Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Sinema Salonu’ nda 22- 28 Aralık tarihlerinde “Berlin Sendromu” filmi gösterilecek

Bağımsız Türkiye Sineması İzmir Buluşmaları kapsamında “ Genç Pehlivanlar” filmi 27 Aralık’ta Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde. 

İyi dost:

İlk kez “Ölü Ozanlar Derneği” filmindeki oyunculuğu ile tanıdığımız Ethan Hawke’nin “Şövalyeliğin Kuralları” isimli kitabı çıktı ve tavsiye ediyoruz.

Angel Estaban’ ın “Yazar ve Cenneti” isimli kitabı tavsiye ediyoruz. Kitapta yaşamlarının büyük bir bölümlerinde kütüphanecilik yapan yazarlar tanıtılıyor ve onların okuma ve hayat alışkanlıklarının anlatılıyor.

DUYURU!

Tepekule Kongre Merkezi’nde Hediyelik Eşya Günleri Fuarı ve Altın ve Pırlanta Fırsat Günleri Fuarı 31 Aralık tarihine kadar devam ediyor.

El sallayan sarı kafa, noel baba, çam ağacı, kardan adam, parti süsleri, hediye paketleri ve bol bol kalp emojileri.

Sizde İzmir-İN için önerilerde bulunmak isterseniz [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz