MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Öğretmen döven öğrenciler
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
11 Ocak 2017 Çarşamba

Öğretmen döven öğrenciler

1975 yılıydı. Amerikan Koleji Lise birinci sınıfta öğrenciydim. Okul bahçesinde yüksekçe bir duvara oturmuştum. Şimdi rahmetli olmuş benim derslerime girmeyen tanımadığım öğretmenlerden biri yaklaşık 10 metre uzağımdan yürümekteydi. Hayli uzaktaydı, beni fark etmediğini, tanımadığını düşündüğümden ve duvarın yüksekliğinden dolayı ayağa kalkmadım. Yanıma yaklaştı ve “Geçmiş olsun” dedi. Duvardan indim, ayakta “Teşekkür ederim ama hasta değilim” dedim şaşkınlıkla. Bir hanımefendi edasıyla bu yaşlı öğretmen “Ayağa kalkamayacak kadar hasta zannettim de seni” dedi. Bana saygı ile ilgili bir mesaj vermişti; uzakta bile olsa, benim öğretmenim olmasa, beni tanımasa, ben onu tanımasam bile, duvar inmesi zor bir duvar olsa bile bir öğretmen geçerken duvardan inip ayağa kalkılır ve ben o mesajı almıştım. Hiç unutmadım… Işıklar içinde yatsın hocamız…

40 yıl sonra ülkemizin hali… Çok üzüntü verici… Ne gençler ne yaşlılar arasında görgü, hanımefendilik, beyefendilik, eski deyimiyle “adab-ı muaşere” kalmadı. Herkes bir öfke küpü, saldırganlık, saygısızlık almış başını yürümüş. Antalya’daki son olaydan öğreniyoruz ki her gün teröre şehit veren ülkemizde öğrenciler bizi birleştiren İstiklal Marşımızı artık önemsemiyor, üstelik hatırlatan öğretmeni de dövüyorlar…

İnanması gerçekten zor. Yürek dağlayıcı, benim gibi 35 yıllık bir öğretmen için. Nasıl geldik bu günlere? Önce sekiz yıllık eğitimle orta okullar ilkokullarla birleştirildi ve böylece eskiden orta okullarda var olan disiplin yönetmeliği kaldırıldı. Disiplin yönetmeliği öğrencilere davranış kurallarını, yani görgüyü, “adab-ı muaşere”yi öğreten yazılardır. Fevri davranışlara giren ergenler için sınır çizici bir listeden, kağıt parçasından ibarettir aslında ama işe yarardı. Eğiticiydi. Disiplin sözünü duyan öğrenciler kendilerine bir çeki düzen verirdi. Doğru davranışa, fevrilikleri frenlemeye alışarak ortaokuldan liseye geçen öğrenciler lisede de doğru davranışa, saygıya daha kolay yönelirlerdi.

Önce bu kayıp yaşandı. Sonra, bütünleme sınavlarının kalmasıyla ortaokuldan mezuniyet ilkokuldan mezuniyet kadar kolaylaştı. Öğrencilerde ders öğrenme, not korkusu kalmadı. Lise birinci sınıfa hiçbir iç kontrol, öz disiplin, ders disiplini öğrenmeden geçen öğrencilerin bir kısmı (daha fevri olanları) tökezledi, hala tökezliyor. Son yıllarda lisede de sınıf geçme çok kolaylaştırıldı. Çalışan, çalışmayan herkes sınıf geçer oldu. Son 7-8 yıldır ilçelerdeki Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri öğrenciyi disipline veren okullar ve öğretmenlere sıkıntı yaşatmaya başladı.

Bu tutuma “Alo 147” şikayet hattı ve Bimer şikayet merkezi eklendi. Biliyorum ki öğrenciye haksız, hoyrat davranan ve şikayet edilmeyi hak eden az sayıda öğretmen var ama İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde çalışan şube müdürleri ve müfettişler ayrım yapmadan, araştırmadan, otomatik her şikayeti soruşturmaya ve her öğretmene cezaya dönüştürdü bu işi. Bu soruşturma ve cezalar çocuğunu şımartan ve saldırgan yapısı olan velilere maalesef ölçüsüz bir güç verdi. Veliler öğretmenlerin, okul yöneticilerinin yüzüne, cep telefonuna hakaretamiz şeyler söylemeye başladı. Bunlara tanık olan zapt edilmesi zor öğrenciler iyice fevrileşti.

Geçmiş yıllarda bir öğrenci Sevilay adlı bir öğretmeni bıçaklayıp öldürdü. Hemen ertesinde başka bir öğrenci bir kadın öğretmene yumruk atıp burnunu kırdı. Şimdi de Antalya’daki olay. Öğretmenler öğrencilerden ve velilerden artık korkar hale geldi.

Milli Eğitim yetkilileri görmelidir ki bugün kendilerine yönelmemiş bir bıçak ya da yumruk yarın kendilerine de yönelebilir. Devlet öğretmenini, halkın korumakla yükümlüdür. Çözüm Alo 147 ve Bimer şikayet hatlarını öğretmenlere karşı bu kadar kontrolsüz kullanmamakta ve hemen soruşturma açıp cezaya dönüştürmemektedir.

Bu şikayet hatlarının bu kadar ölçüsüz kullanılıp veli ve öğrenciyi şımartır hale getirmesinin nedeni birçok İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde bilgi, liyakat ve tecrübesiyle Şube Müdürü olmak yerine torpille gelmiş, hatta FETÖ’nün bir parçası olması muhtemel kompleksli, kaprisli, bilgisiz, genç, tecrübesiz, öğretmenlere eziyet eden yöneticiler vardır.

Çözüm bu makamlara bilgi ve tecrübesi olan öğretmene saygı duyan ve kompleksi olmayan, yeterli, liyakat sahibi kişilerin atanması, öğretmenlerin üzerindeki bu anlamsız baskının kalkmasıdır. Yoksa bir kuşak gençlik görgü ve davranış kurallarını öğrenmeden büyüyüp, saldırgan yönlerini denetleyemeyen kişiler olarak topluma katılacaktır. Yani ziyan olacaklardır…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Kanat Akbıyık
 14 Ocak 2017 Cumartesi 11:27
Hocam,okulunuzda öğrenci olma şansını yakalamış oğlum Deniz'le yazınızı okuduk ve kesinlikle çözüm önerinizin çok değerli olduğunu düşünmekteyiz.Sağlıcakla kalın..
 Sakine topdemir
 13 Ocak 2017 Cuma 00:16
Kesinlikle ziyan olan bir nesil geliyor saygılar Berna hocam
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz