MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sonbahar
Serdar DEĞİRMENCİ
YAZARLAR
5 Ekim 2016 Çarşamba

Sonbahar

“Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle”
(T. Uyar)

İşte böyle bir ekim başında Foça’da deniz kımıl kımıl…Sakin bir sessizlik sarmış etrafı…Her yer hüzün ve ayrılık kokuyor…

“ En çok sesini aradım,

Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hala

Sözlerini sildi zaman…

Dedim ya… Eylül’ dü

Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin” ( C. Süreya)

                                                                                 ***

Limandaki kayıklar, rüzgarın söylediği ninniyle hafif hafif sallanıyor. Ağlarını temizleyen balıkçılara, aç gözleriyle bakan kediler eşlik ediyor…Sağa, sola sere serpe uzanmış köpekler,tembel tembel yatıyor…

Artık Foça’nın ayrılmaz bir parçası olmuş bembeyaz pelikanlar,masmavi denizin üstünde kayarak günlük voltalarını atıyorlar.Bu derin sessizliği,martıların çığlıkları bile   bozamıyor...

 Güneş, güne elveda dedi,demek üzere. Denizi kırmızıya boyayarak yavaş yavaş batıyor.Motorlu kayıklar, keyifli keyifli, pat- pat sesleri eşliğinde arkalarından bembeyaz köpükler çıkartarak limana dönüyor.

Garsonlar müşteri kapma telaşı içinde, gelip geçenleri içeri davet ediyor.Demlenmeye erken başlamış bir iki masadan şen kahkahalar yükseliyor.Gökyüzünde tek tek yıldızlar beliriyor.Attila İlhan’ın dizeleriyle akşam çöküyor:

“ Oysa ben akşam olmuşum

Yapraklarım dökülüyor                                                     

usul usul

Adım sonbahar.”

                                                                               ***

Televizyonlarda ise yine şehit haberleri, yine kan, yine gözyaşı var…Sonbahar yaprakları gibi dökülüyor vatan evlatları…

Gazeteler, TBMM’nin açılış resepsiyonunda, Sultan Abdülhamit Han hayranı Meclis Başkanının içki servisi yaptırmadığını yazıyor…

 T.C Devletini kuran Atatürk ve İnönü’ye , “İki Ayyaş” diyen zihniyetin Yozgat Valisi ise, bütün içkili yerleri kapatıyor...

Lozan Antlaşması tartışmaları ise doludizgin devam ediyor…

Cumhurbaşkanının “ Birileri de bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştı.” tezine, partisinden destek yağıyor.

Başbakan, bakanlar,milletvekilleri, belediye başkanları,yandaş basın, hepsi koro halinde,dün Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu dedikleri Lozan’a, bugün saldırmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorlar.Birileri dedikleri Atatürk ve İnönü’ye veryansın ediyorlar…

 İktidarla muhalefet Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş antlaşmasında bile anlaşamıyor…

 Cumhurbaşkanı ise ; Meclisi açış konuşmasında,  Yenikapı’da ki birlik ve beraberlik ruhunun devam etmesi gerektiğini söylüyor…

Ne demişti Sıla:

 “ Darbelere karşıyım ama oradaki bir şovun karşılığı da olmak istemiyorum.”

Bu kız hem güzel konuşuyor, hem de güzel şarkı söylüyor:

“ Söndürmüşüz feneri salaş bir balıkçıda,

Rengimizi sıyırmışta gitmiş gidenimiz

………………………………………………………..

Vur kadehi ustam, bu gecede sarhoşuz,

Kalan sağlar bizimdir, acıdan mayhoşuz…

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze,

Bundandır böyle dibe vuruşumuz…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz