MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tanrı’nın eli!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Nisan 2017 Çarşamba

Tanrı’nın eli!

Normal Şartlar Altında bir referandumda oyların sayılması, işlenmesi, açıklanması en fazla 2-3 saat alır. Normal şartlarda ve normal ülkelerde…
Altı üstü Evet ve Hayır’lar sayılacak. Hepsi bu!
Öteki seçimler gibi milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, muhtar, il genel meclisi gibi oylamalar yoktur çünkü. Onlarca parti, onlarca bağımsız aday da yoktur.
Altı üstü Evet-Hayır!
Bunu geçmişte seçim sandıklarında görev yapmış, onlarca seçimi de gazeteci kimliğiyle izlemiş biri olarak söylüyorum.
Referandum öncesi Ege Tv yönetiminden ‘seçim akşamı için’ teklif geldiğinde de böyle düşünmüştüm.
“Sandıklar 17.00’de kapanıyor. 18.00’de başlasak birkaç saate seçimin galibi, mağlubu belli olur”
Ama ne zaman YSK’nın o mühürsüz zarf, pusula kararı geldi. Eyvah dedim kendi kendime…
Bu seçim karakolda biter. Dahası en azından bu gece bitmez. Sabaha kadar yayındayız.
O nedenle bu referandumun ilk kaybedeni benim için Adil Gür değildi.
Evet, Adil Gür de feci çuvallamıştı ama asıl kaybeden YSK olmuştu.

*
Tersi olsaydı. Mühürsüz oyların geçerli sayılması teklifini CHP’nin YSK temsilcisi verseydi. Ve referandumdan Hayır’lar burun farkıyla, mühürsüz zarflar/pusulalar sayesinde önde çıksaydı.
Düşünün, hayal edin…
Empati kurun!
O gece neler olurdu?
Yahut şöyle düşünün… YSK başkanı, o karara imza atan üyeler halen görevde olur muydu?
Ben bu kadarla da kalacağını sanmıyorum.  Çok daha korkunç senaryolar geliyor aklıma.
YSK’nın ve üyelerinin çok daha ağır bedeller ödeyebileceklerini düşünüyorum.
Neyse ki olmadı. Umarım olmaz da…
2017 Türkiye’sine yakışan her türlü sonucu olgunlukla karşılamaktır.  
İnanıyorum ki AK Parti seçmeni hatta yöneticisi olup YSK’nın bu seçime gölge düşürmesini kabullenemeyen, içine sindiremeyen çok sayıda seçmen var bu ülkede.
Sayın cumhurbaşkanı, “Önemli olan maçı kazanmak” diyor ama ona oy verenler arasında “Önemli olan temiz bir maç çıkarmak ve temiz bir galibiyet almak” diyen çok sayıda seçmen olduğunu da biliyorum.  
Maçı kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım diyenler de vardır tabi ki! Ama “Şikeyle, teşvik primiyle, aleni hakem hatasıyla kazanılan maçtansa bileğimizin hakkıyla yenilelim daha iyi” diyenlerin olduğunu da biliyoruz. Velhasıl YSK’nın seçim kanununda alenen yazan bir kuralı görmezden gelme, kendisini kanunun, TBMM’nin üzerinde görme hakkı, şansı ve de yetkisi yoktur. Olmamalıdır.
İnsan hakları sözleşmesiymiş falan…
Geçiniz! Bu minare bu kılıfa sığmaz!
Madem 2010’da AK Parti’nin önerisiyle kanununa eklenen “Mühürsüz zarf ve pusulalar geçersizdir” ibaresi insan hakları sözleşmesine aykırıydı. Neden uyarmadınız, neden AYM’ye götürüp iptal ettirmediniz?
Diğer taraftan neredeyse altı ayda bir seçime gidilen bir ülke de sandık başkanlarının, sandık yöneticilerinin ‘zarfları ve pusulaları mühürlemek gibi’ basit bir görevi yerine getirmemesi ‘Zaafiyet ya da ihmalle’ açıklanamayacak kadar büyüktür.  Diyelim ki öyle…
Neden Doğu-Güneydoğu bölgesinde yoğunlaşıyor o zaman mühürsüz zarflar, pusulalar?
Kim ne derse desin, düşünsün.
Bu referandum tarihe Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi ‘mühürsüz seçim’ olarak geçecektir.
*
Hürriyet Gazetesi yazarı tiyatrocu Gülse Birsel’in YSK’ya sorduğu gibi soralım.
Madem bu kadar hümanistsiniz. Madem insan hakları sözleşmesi sizin için bu derece referans…
O vakit önümüzdeki seçimlerde oyumuzu;
“Peçeteye yazıp versek… Kartvizitin arkasına yazıp, çocukla yollasak, tırnaklı pidenin üzerine çörek otlarıyla yazıp sandığa atsak, ya da kahvenin süt köpüğünün üzerine yazıp sandık üyelerine ikram etsek…” kabul olacak mı?
Neden canım çöpe mi gitsin bu kadar milli irade?
Temiz ve şaibesiz bir seçimi beceremezseniz mizah sanatının malzemesi olursunuz.
Türkiye’nin 94 yıllık sisteminin oylandığı bir seçime ancak bu kadar gölge düşürülebilirdi.
Ancak bu kadar!
Şimdi ne olacak?
YSK itirazların belli bölümlerini kabul edip oy farkını bir miktar daha düşürerek seçimi onaylayıp, kesinleştirecek. Ama bu seçim seçmenin vicdanında hiçbir zaman bitmeyecek!
Neden mi böyle oldu?
En büyük sebep feodalitedir.
Züğürt Ağa’yı hatırlayın… Oyları kim belirliyordu? Yıllarca iktidarlar feodaliteyi bitirmek yerine ağalarla, şıhlarla iş tuttuğu için, Doğu-Güneydoğu’da birçok ilçe, köy ve mezrada kadınlar sandığa bile gitmediği/götürülmediği için…
-Efendim İzmir’de oldu, yurt dışında da…
Birkaç sandıkta ihmal, hata kabul edilebilir. Ama 2-3 milyonu buluyorsa bu ihmal…
Kusura bakmayın! Bunun adı ihmal falan değildir.
*
Diyeceksiniz ki “Adamların niyeti irade gasp etmekse neden sadece zarfları, pusulaları götürdüler? Bir mühür uydurmak yahut temin etmek bu kadar mı zordu? Kemeartı’ndaki mühürcü bile yapardı ‘tercih’ yazanın aynını…
-Bilemeyecen gari! Belki de fazla rahattılar. Yahut fazla saf…
*
Tam da burada bir not düşmek isterim. Doğu ve Güneydoğu’daki bu tablo yani ağalar-beyler, şıhlar-şeyhler tablosu devam ettikçe bu seçim yenilense bile üç aşağı beş yukarı aynı sonuçlar çıkacaktır. Belki Datça’daki inşaat işçisi oyunu kullanmak için memleketi Van’a dönmek zorunda kalacaktır. Ya da mührü eline alan kadın kocasının/ağasının işaret ettiği yere değil de istediği yere basacaktır. Ama sonuç çok da değişmeyecektir. 2,5 milyon oydan söz ediyorlar ya… İddia ediyorum değişecek oyun oranı yüzde 10’u bulmaz.
Yani ortada bana göre aleni bir hırsızlıktan çok açık bir usulsüzlük vardır. Hepsi bu…
Ama kuralsızlık, kuralsızlıktır. YSK’nın bir öyle bir böyle karar verme yetkisi yoktur.
Modaya uyup futbol diliyle konuşalım.
Rakip takım oyuncusunu bir milim bile geçseniz ofsayttan atılan gol geçersizdir.
Bu saatten sonra sonuç ne olursa olsun. Bu seçim lekelidir, gölgelidir, şaibelidir.
Evet, maç 1-0 kazanılmıştır. Ama gol nizami değildir. Hatta ‘Tanrı’nın eliyle’ atılmış görünmektedir.
1986 Dünya Kupası’nda Maradona’nın İngiltere’ye attığı gibi…
*
Siyasi iktidar, başbakan, cumhurbaşkanı… Bu şaibeli maçın arkasında durmamalıdır. YSK’yı toptan görevden alarak ve de bağımsız mahkemelere havale ederek başlayabilirler inandırıcı olmaya…
-Eyy YSK! Sen bizim emeğimize nasıl gölge düşürürsün. Sen kimsin! Diye bir kükreme yerinde ve doğru olur. Ve böyle yaparlarsa büyürler. Yapmazlarsa küçülürler…
Bizden demesi…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ayhan Baba
 20 Nisan 2017 Perşembe 11:30
İşte her şey bu kadar net ve güzel anlatılabilir. Kaleminize sağlık...
 bucalı
 20 Nisan 2017 Perşembe 09:22
bu mühürsüz oy pusulaları ve mühürsüz zarflarla oy kullanılırken CHP yi temsilen orda Görevli sandık görevlisi ve CHP yi temsilen sandık BAŞINDA bulunan CHP nin müşahidi ne yapıyorlarmış merak ediyorum. 20.000 sandığın BAŞINDA duran CHPli sandık görevlisi ve müşahidi için CHP yönetimi ne karar alacak merak ediyorum...
 TC misafir
 19 Nisan 2017 Çarşamba 19:28
Sonuçları takip ettiğim kanalda Anadolu ajansının verileri sunulurken evet oyları %60'tan açılmış ve yavaş yavaş gerilemiştir bu yayında hiçbir zaman hayır oyu eveti geçememiştir fakat kanal ysk'daki muhabire bağlandığında açılan sandık oranının daha düşük ve hayır oylarının önde olduğunu öğrendik. Bu durumda birilerinin ne oyunlar çevirdiği alenen ortaya dökülmüş oluyor. Bu seçimde maalesef şunu kesinlikle görmüş olduk ki anayasaya uymayan bir cumhurbaşkanı için anayasa değişikliğine, yasaları hiçe sayan görevi yasaları korumak olan ysk gibi bir kurumun yaptığı adaletsizlik ötesi ibretlik tavrı tarih sayfalarına şimdiden geçmiştir. Adaleti olmayan bir ülkede ne ekonomik ne de sosyal kalkınma olur.
 Lombak
 19 Nisan 2017 Çarşamba 19:19
CHP seçim yenilgisinin hesabını vermeyi ertelemek için çırpınıyor. Topu daha ne kadar taca atacaksınız?
 toprak
 19 Nisan 2017 Çarşamba 15:53
sayın yaldız, tüm tespitleriniz son derece yerinde.ama biz mualif bloğun en büyük sıkıntısı hala iktidardan bir parça iyilik beklemek.bakınız c.başkanının seçim sonu üslübuna. yani değişen bir şey yok. hergün daha sertleşiyor, ve biz ne zaman evimizden alınacaz diye bekliyoruz. karşısında %50 yi hiç gören bir yapıdan bahsediyoruz. gerçek olgunluk çıkıp,bu iş bu şartlarda yapılmaz deyip,iptal etmektir. ama hırstan gözü kör olmuş bir hükümet,karşısındakini düşman sanan bir hükümet ve referandum sonucunu sadece maç sonucuna benzetebilecek kadar küçülen bir hükümet.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz