MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tatillerini otomobilde geçirenler…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
18 Temmuz 2015 Cumartesi

Tatillerini otomobilde geçirenler…

Arefe ve Bayramın Birinci günü gazetelere yansıyan Bodrum fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Aslında pazartesi ile başlayan Bayram haftası ile birlikte Bodrum’da akıl almaz bir trafik sıkışıklığı baş göstermişti. Bodrumlu arkadaşlarım arefeden başlayarak evlerine çekilmeyi düşünüyorlar, “Yarımadaya gelecek yaklaşık 1.5 milyon kişinin yaratacağı her türlü kirlilikten kendilerini nasıl koruyacaklarını” hesaplıyorlardı...
Ve beklenen oldu, Bayram tatili için Bodrum’a gelenler daha kentin girişinde trafik kabusu yaşamaya-yaşatmaya başladılar. Bodrum’u Turgutreis’e bağlayan 18 kilometrelik yolun, Yokuşbaşı, Gümbet, Konacık, Bitez ve Ortakent Yahşi bölgelerine ne kadar olan 8 kilometrelik bölümünü neredeyse 2 saatte aşarak hedeflerine ulaştılar. Akıllandılar mı? Ders aldılar mı? Hayır.

Hani “alışmış kudurmuştan beterdir” derler ya… İstanbul’da günün 3-5 saatini arabanın içinde geçiren bu arkadaşlar Bodrum’da durdukları yerde duramadılar, bir yerden bir yere sürekli gidip gelerek Yarımada’da her yerde trafiği tıkadılar. Yine saatlerini araçlarının içinde geçirdiler. Biz de böyle bir hataya bir kereliğine düştük, Yalıkavak’tan Gümüşlük’e kadar olan çok kısa bir mesafeyi 2 saatte aştık, Gümüşlük’te park edecek yer bulamadığımız için geri döndük. Günün en güzel akşamüzeri saatlerini aracın içinde geçirmek gerçekten işkence gibiydi…

7.5 liraya da var 750 liraya da

Haftanın başında bir STK ziyareti vesilesi ile Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’la beraberdik. Yeni düzenledikleri Deniz Müzesi’ni ayrıca anlatacağım ama laf döndü dolaştı Bodrum’la ilgili olarak medyada her yıl düzenli olarak yer alan “aşırı pahalı” haberlerine geldi. Başkan Kocadon, tatil cenneti Bodrum aşırı pahalılık nedeniyle sürekli eleştiriliyor olmasından rahatsız. Lahmacunun 50 liraya satıldığı, marka şampanyaların binlerce euroya açıldığı ve adlarını iskambil kağıtlarından alan işletmeler yüzünden, ‘Bodrum’ ile ‘aşırı kazık’ kelimeleri bir arada telaffuz ediliyor olmasının haksızlık olduğunu düşünüyor. Bodrum’daki gazeteci arkadaşlarla beraber bir esnaf lokantasına gidip yemek yemişler, “Herkes uçuk fiyatlardan şikayetçi ama ben esnaf lokantarında 7.5 TL’ye karnımı gayet güzel doyuruyorum” demiş. 
Ama bu durum ne yazık ki algıyı değiştirmiyor… Ünlü model Kate Moss’a kazık atan bu iskambil kağıdı için bir ay kadar önce de yazmıştım, “gerçek turizmci sıkıntılı” demiştim… Aradan geçen süre içinde, turizm esnafının bu yaz işi daha da zorlaştı.

Görgüsüz ile görgülüyü ayırmak gerek…

İlk Vahap Munyar yazmıştı, yaklaşık 3 yıldır tam da bu zamanlarda Türkbükü’nde bir tesisin yaptığı lahmacunları tartışıyoruz.  Bu tatilde iskambil kağıdının oradan iki kez geçtim… Tıklım tıklımdı, boş sandalye yoktu, teknelere servis de devam ediyordu… Bu kadar olumsuz habere karşılık dolup taşan bir mekan… Benim işim olmaz, bir defa gitmişliğim var, lezzetlerine on üzerinden beş vermem…

Sosyal medya uzmanı, algı yönetimini iyi bilen arkadaşımla sohbet ediyoruz… Genel izlenim Bodrum’u yazlık olarak mekan tutan paparazzilerle ile “kazıkçı işletmenin” elele verip bu haberleri yaptırdığı… “Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye” özellikle görgüsüz müşteriyi çekmek için yapılmış haberlermiş bunlar. Bodrumlu dostlara da dediğim gibi, “Zaten Bodrum’a kadar gelip, güzelim Bodrum lezzetleri yerine lahmacun ısmarlayana kafanızı takmayın…”

Bodrum Ticaret Odası Başkanı “Türkbükü’nde bir otel bu sene de, geçen sene de aynı şeyi yaptı. Bodrum lahmacun ile anılmaya başladı. Biz Urfamıyız? Medyada da hep bu var. Karalamak diyemem, ama ben buna kıskanmak diyeceğim. Başka yerler güzel Bodrumumuzu kıskandığı için böyle karalıyorlar. Biz Lahmacun diyarı değiliz” demiş haklıdır yani… Bir de milyon euroluk teknesiyle tesisin önüne gelip, papyonlu garsondan lahmacun bekleyen görgü fakirleri için lahmacunun ne önemi var ki… Bu arada gerçekten rahatsız olanların sayısı hiç de az değil… Bir çok tatilci gelmeden önce kalacakları tesisi arayarak yemeklerin fiyatlarını tek tek sormaya başlamışlar…

Ruslar geldi, Almanlar kaçtı, Ruslar gelmeyince de…

Bodrum izlenimlerimizi yabancılarla tamamlayalım… Alman turistlerin Antalya’yı “Burada çok kaba saba Ruslar var” diyerek terk ettiklerini okumuşsunuzdur. Biraz turizmci nabzı tutunca öğrendik ki Bodrum’da da aynı sıkıntı yaşanıyormuş meğerse… Almanlar aynı nedenle gelmez olmuşlar Bodrum’a… Para diye kıvranan Yunanistan’ın İstanköy (Kos) adasında bile Ruslara karşı özel önlemler alınırken Bodrum’da “kim gelirse gelir” tavrı kaliteli turisti kaçırmış. Ruble'nin dolar karşısında değer kaybı kontratları dolar olarak yapan tur operatörlerini etkilemiş.  Rusya operasyonlarının lideri Tez Tour diğer ülkelerde faaliyetlerini sürdürürken Türkiye'de batmış. Ruslar gelmeyince de yerine yeni Pazar yaratılamamış…

Bodrum’da sadece turizm sektörüne hizmet veren küçük esnaf, işlerin geçen yıla oranla durgun geçtiğinden yakınıyor. Cirolarından örnekler verip işyeri kiralarının nasıl ödeneceğini soruyorlardı. Yine de sezon sonuna doğru Eylül ayından sonra birçok esnafın işyerine kilit vurup borçlarını ödemeden kaçabileceği korkusu, endişesi var piyasada. Tek kurtarıcı formül yazının başında anlattığım tatillerini otomobilde geçiren yerli turistlerdi… Neyse ki, onlar arabalarından inip  birçok ülke vatandaşına göre hatırı sayılır oranda çarşıda para harcadılar.


Sadece Bodrum için değil, tüm Batı Anadolu kıyıları için kişisel kanaatim, 2016 için yeni pazarlara yelken açılması… Destek ve tanıtım bütçelerinin hızla kullanılması. Turizme yön vermesi gereken kurumların onca uyarılara karşın durumun vehametini görmezden gelmekten vazgeçmeleri…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz