MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dünya Felsefe Günü kutlu olsun
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
17 Kasım 2022 Perşembe

Dünya Felsefe Günü kutlu olsun

Kişisel notumla başlayayım: Felsefe neden hayati derecede önemlidir sorusuna aradığım cevabı iyi ki 20 sene önce bulmuşum.  Sorgulama, düşünme, kıyaslama, okuma, gözlemleme, anlama ve “bazılarının asla anlayamama hallerini anlama yetilerimi” felsefeye borçluyum. Felsefeden bihaber zavallılarla beraber geçti ömrümüz ama iyi ki felsefenin farkına varmışız.

Bu-gün gurur duymamız gereken bir gündür. İlk kez Türkiye Felsefe Kurumu’nun önerisiyle kutlanan ve UNESCO tarafından kabul edilen Dünya Felsefe Günü, her yıl Kasım ayının üçüncü Perşembe günü kutlanır. Dünya Felsefe Günü, Prof. İonna Kuçuradi’nin 2002 yılında Uluslararası Felsefe Kuruluşları Başkanı iken UNESCO’ya sunduğu bir öneriyle kutlanmaya başlamıştı.

Felsefe sözcüğünün Yunanca aslı φιλοσοφiα (philosophía)’dır ve iki ayrı sözcükten oluşur. “philo” sevgi anlamına gelir;  “sophía” ise “bilgelik ” anlamındadır. “Philosophia” bilgelik sevgisi demektir.  “Philosophos (filozof)” da, “bilgeliği seven”, “bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen”dir. “Filozof” adını ilk defa Kuşadası’nın karşısındaki Sisam adası doğumlu Pisagor (MÖ. 570-495) kullanmıştır. Kendine “bilge” yerine “bilgelik sevdalısı” demiştir.

Bilim ise, “evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp birtakım yöntem ve deney yolları kullanarak gerçeğe ve gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgi” diye tanımlanabilir. Bilimin bir başka tanımı ise “belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkarak belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma sürecidir”.  Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası, Bertrand Russell ise gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası olarak tanımlar.

Doğa ve genelde evreni bilmek, bunların içerdiği olayları anlamak, insanoğlunun temel davranışlarındanbiridir. Çevreye uyum sağlama yeteneği, insanın dış çevresi kadar iç çevresini yani kendisini bilme veanlama yeteneği ile doğrudan ilişkilidir. Bilme ve anlama faaliyeti, insanın bir ölçüde öznelnitelikte olarak sürdürdüğü günlük faaliyetleri arasındadır. Ancak bu faaliyet, bir de, belirli konularınbelirli amaçlara yönelik olarak uygun yöntemlerle sistematik olarak ele alındığı disiplinlerde sürdürülür.

Felsefe ise, değişik zaman ve yerlerde bilim disiplinlerinin her birinin içinde yer almıştır. Başlangıçtafelsefeyle bilimin iç içe olduğunu, ilk büyük filozofların birçoğunun aynı zamanda bilim adamıolduğunusöyleyebiliriz. Örneğin; Sökeli hemşehrimiz Thales (MÖ. 625-545) matematikçi, Archymedes (MÖ. 287-212) fizikçidir. Bilimdallarının henüz felsefeden ayrılmamış olduğu 17. yüzyıla kadar olan dönemlerde, bazı filozoflar ve bazıfelsefe sistemleri günümüzde bilimsel olarak nitelendirilen amaç ve yaklaşımları sergilemişlerdir.

Felsefenin bilimler üstü bir formel disiplin olarak da işlevi vardır: bilimsel yaklaşım, felsefeiçinde Auguste Comte ve diğer pek çok filozofun felsefi görüş ve sistemlerinin sentezinden ortaya çıkanpozitif bilim felsefesinin bir ürünüdür.

***

Bizler yani Batı Anadolu’da yaşayanlar bu coğrafyanın geçmişi ile kıvanç duyarız. Anadolu Antik dönem felsefe hayatı bakımından biricik hazinemiz. Ama ne yazık ki Anadolu bu büyük mirasını yeterince çalışma yapılmadığı için duyuramıyor.

Şimdi felsefenin büyük babası Efesli Herakleitos’u anmamız gerek:

Şadan Gökovalı Hocam ne güzel anlatmıştı: Onun fikirlerini anlayabilmek için, öncelikle kişiliğine bakmak gerekli. Dilden dile aktarılarakgünümüze ulaşmış bazı anekdotlar bu konuda bize yardımcı olur:Bir gün çağdaşları, onun barış ve mutluluk hakkında görüşlerini öğrenmek istemiş. Bilgemizkürsüye gelmiş, oradaki su bardağına cebinden çıkardığı arpa kepeğini döküp içmiş. Böylece,az ile yetinmenin mutluluk ve barış için yeterli olduğunu göstermiş olmuş.

Bir gün onu arayanlar, fırıncıyla sohbet ederken bulmuş. Bizimki:-Gelin, gelin, Tanrı burada da var diyerek, ilk kez (Tek Tanrı) fikrine işaret etmiş.Bir başka gün, onu sokakta çocuklarla aşık oynarken görenlere:

-Ne şaşırıyorsunuz reziller demiş, “Sizler gibi devleti kötü yönetmektense çocuklarla aşıkoynamak daha iyidir.”

Herakleitos, doğadaki devinimi, her şeyin değişerek dinlendiğini, zıtşeylerin bir ve aynı olduğunu keşfetmiş. “İyi de bir kötü de, çirkin de bir güzelde, gece de birgündüz de.” Buna “coinsidentiaoposiditorum” (zıtların uyumu) deniyor.

Nazım Hikmet de onun öğretisine destek çıkıyor:“Heraklit, heraklit / Akan suya kaabil mi vurmak kilit?”

***

Sevgili Ünal Ersözlü kardeşimin iki yıl önce Dünya Felsefe Gününde kaleme aldığı notları saklamıştım: Ersözlü bakın ne demişti: Eskiden, evet hem de çağlar önce; insanlar, felsefeyle ne çok uğraşırlardı. Onlar için adeta yollarını aydınlatan dev bir fener; karanlık ormanlarda, ateş böcekleri gibiydi. Aynı zamanda, bir değer belirleme yöntemi: “nasıl daha çok insanca ve nasıl daha iyi yaşarız?” sorusunun somut, yalın, derin yanıtıydı. Felsefe hakikat arayışıydı.

Herhangi bir durumun, bir inancın, diğerinden üstün olup olmadığı; o halin ‘etik' karşılığı; felsefeyle belirlenirdi.Felsefe bilgelik sevgisiydi.Bu topraklar da, Doğu Felsefesi’nin güzelliği, derinliği ile taçlanmıştı. “

***

Ve Felsefenin Zeytin AğacıTürkiye Felsefe Kurumu BaşkanıİonnaKuçuradi’ye kulak verelim bugün:

“Bu yıl, Dünya Felsefe Gününü kutlamaya başlamamızın 20. yılı. Bu Gün 2002, 2003 ve 2004 yıllarında, UNESCO’nun Merkezinde, Paris’te, görkemli bir şekilde ve yaklaşık 80 ülkede çeşitli etkinliklerle kutlanmıştır. Dünya Felsefe Gününün büyük kutlaması 2005 yılında Şili’de, 2006 yılında Fas’ta, 2007 yıllında Türkiye’de, 2008 yılında İtalya’da, 2009 yılında Rusya’da gerçekleştirilmiştir. Ondan sonraki ana kutlamalar UNESCO’nun Merkezinde yapılıyor.

Bu gün vesilesiyle çeşitli ülkelerde yaygınlaşan Felsefe etkinlikleri, dünyada Felsefenin yeni bir ivme kazanmasını sağlamış, aynı zamanda da Felsefeden beklenenlerin artmasına yol açmıştır.

Ne var ki, Felsefeye olan ilginin artması, diğer yandan ise postmodernizmin “anythinggoes/ne olsa olur” motto’sunun da ivme kazanmasıyla, etik değer bilgisinden habersiz insanların yol açtığı olaylar da artış göstermiştir: Arkadaş grupları eğlenmek için birbirine işkence yapabiliyor ve bunu yaparken çektikleri videoları milyonlar seyrediyor; “ben intihar edeyim mi, etmeyeyim mi?” diye internet arkadaşlarına soran bir genç kıza internet arkadaşlarının yüzde 65’i “et!” diyebiliyor, genç kız da bunun üzerine intihar ediyor.

Hergün medyada rastladığımız çok sayıda bu türlü “haber”ler, postmodernizmin girdiği çıkmaz sokağın duvarına nasıl toslayıp durduğunu gösteriyor. Bu da, kimilerinin “hakikat ötesi” adını da verdiği ve etik değerlerin yaşamda herhangi bir rol oynamadığı, “her şeyin” yapılabildiği bu çağdan, insanlık olarak çıkış yoluna artık girmemiz gerektiğini düşündürüyor.

20. Dünya Felsefe Günü bunları düşünmeye bir vesile olur umuduyla, felsefeyle uğraşan, felsefeyi seven, felsefeye ilgi duyan herkesin Felsefe Günü kutlu olsun.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz