İki gün önce…
Türkiye’nin önünde söz verdi…
Millet İttifakı’na…
Açık ve net şöyle seslendi:
“Ben size Memleket Partisi adına söz veriyorum… Biz birinci ya da ikinci olamazsak, siz olursanız, sizi destekleyeceğiz... Peki, siz söz veriyor musunuz, beni destekleyecek misiniz?”
Reçetesi bu…
Pazarlık yok; kartlar açık…
***
Reçete’yi hatmetmek için…
Reçete’yi yazanı iyi tanımak gerekir…
***
Hayatın “dikenli yolları”nın…
Hep “dik başlı” cesur delikanlısı oldu…
***
Yalova’nın Elmalık köyünden çıktı…
Fizik-Kimya öğretmeni oldu…
Siyaset’i seviyordu…
CHP’nin Yalova İl Başkanlığı’nı üstlendi…
Sonra…
2002’den itibaren aralıksız CHP milletvekili olarak hizmet verdi…
Atatürk’ün partisinde grup başkanvekilliği yaptı…
Boğa burcu inatçı olur, diyenleri haklı çıkardı…
Olağanüstü Kurultay’da (2018)…
CHP’nin kaptan köşküne aday oldu ama…
Kılıçdaroğlu, 300 oy farkla ipi göğüsledi…
Yılmadı…
Ana Muhalefet partisi, O’nu…
Tam da “doğum günü”nde…
4 Mayıs 2018’de…
“Cumhurbaşkanı Adayı” ilan ederek taçlandırdı…
İnanılması zor iki rekora imza attı…
Birincisi, 45 gün içinde 75 ilde 107 miting yaptı…
İkincisi, o tarihi seçimde 15 milyondan fazla oy topladı…
Yüzde 30.67’lik bir oran yakaladı sandıkta…
Bu rakam sayesinde…
CHP, tam 41 yıl sonra…
İlk kez yüzde 30’u geçmiş oldu…
***
O seçim gecesi…
“Bizim Maarem nerelerde?” söylentileri ayyuka çıktı ama…
Hiç birine kıymet vermedi…
Bu büyük gurur O’na yeterdi…
***
Çok azimliydi…
Memleketin siyasi nabzı ölçmek için…
“Bin Günde Memleket Hareketi”ni başlattı…
CHP’ye veda etti…
“Memleket Hareketi”ni…
“Memleket Partisi”ne dönüştürdü…
Yine bir Mayıs günü…
57 yaşına bastıktan 15 gün sonra…
Partisinin (17 Mayıs 2021) kuruluşunu ilan etti…
Yedi ay önce ise…
Dedikoduları doğruladı ve…
Bir kez daha…
“Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum!” dedi…
***
Şu sıralarda…
Hem iktidardaki Cumhur İttifakı’na…
Hem de…
Yuvarlak masanın altı genel başkanlı Millet İttifakı’na…
Sürekli mesaj veriyor; “siyasi reçete” yazıyor…
***
Muharrem İnce’nin reçetesi…
Tek yapraktan oluşuyor…
Üstelik…
Şeffaf…
Önde ne görüyorsan, arkada o var…
Açık/seçik…
Gizlisi, saklısı yok…
***
Reçetenin en üstünde “koşullu” bi’delikanlı sözü var…
Millet İttifakı’na şöyle sesleniyor:
“Size Memleket Partisi adına söz veriyorum… Biz birinci ya da ikinci olamazsak, siz olursanız, sizi destekleyeceğiz… Peki, siz söz veriyor musunuz, beni destekleyecek misiniz?”
***
“Memleket Partisi”nin liderine göre…
Türkiye’nin önünde beş büyük kriz var…
“Gıda… Su… Enerji… İlaç ve Deprem…”
Bunların her biri “yakan top” kriz…
Çünkü, gerçekten ortalık yanıyor…
Muharrem İnce, topyekün muhalefete yol açıyor:
“Ey Millet İttifakı, gelin bunları Beştepe’ye anlatalım… Olmadı, ben size geleyim… Kim randevu verirse (Oraya gitmem buraya gitmem) yok... Saraya da giderim, CHP Genel Merkezi’ne de giderim, MHP Genel Merkezi’ne, HDP’ye de giderim… Yeter ki millete bir katkımız olsun…”
İyi de…
Cumhurbaşkanlığı makamı…
Bu arzuya okey çeker mi?
Hassas soruyu…
CHP’ye yarım asır emek vermiş…
Politika’nın her basamağında taçlanmış değerli büyüğüm…
Bülent Baratalı’ya sordum…
Dedi ki…
“Cumhurbaşkanı, böyle bir isteği bence geri çevirmez…”
Ardından şöyle devam etti:
“Çünkü, tüm partiler el ele verip, (Bizim anlatacaklarımız var Sayın Cumhurbaşkanı…) diyerek randevu isterlerse, herkesin Cumhurbaşkanı mutlaka onları da dinler… Randevunun karşılıksız kalacağını sanmıyorum…”
***
Peki, “Memleket Partisi” lideri bu “ince reçete”nin neresinde?
Kıdemli politikacı Baratalı’ya göre…
Tam göbeğinde…
Aslında “oyun kurucu” rolünü üstlenmiş durumda…
Göründüğü gibi…
İki tarafı da zorluyor…
Peki…
Önümüzdeki 14 ay içinde…
Siyasi arenanın başrollerinden birini kapabilir mi?
Şimdilik sessiz ama…
İster misiniz, “üçüncü bir ittifak”ın başını çeksin?
Ne de olsa…
Siyaset’te arzular her daim şelale…
Nokta…
Hamiş: Dikkat! Aradan bu kadar zaman geçti, hala seçim gecesi (Adam kazandı) mesajı atan ve ardından ortadan kaybolan Muharrem İnce’yi suçlayanlar az değil… Tabii, bi’de madalyonun diğer yüzü var… İyi de, o gecenin karanlığına karışan sadece Muharrem İnce miydi?
Sonsöz: “İnsanları iyi tanıyın… Her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin… / Hz. Mevlana…”
Sayfa başına git