Buca Cezaevi, kim bilir kaç kader kurbanına ev sahipliği yaptı.
Ne çileler çekildi orada, ne büyük zulümler yaşandı.
Duvarlar yıkılınca, çekilen acılar yıkılan duvarların enkazı altında kalacak mı sandınız?
Yok öyle bir şey.
Acıların kazındığı duvarlar yıkılsa da…
O işkenceler, zulümler, çileler, bedenlerde, ruhlarda yaşamaya devam edecek elbette.
***
1959 yılında açılan Buca Cezaevi’nin yıkılmasına karar verildiği günden beri tartışılan bir konu var.
Oraya ne yapılacak?
Binalar mı yükselecek, AVM mi olacak, üzerinden yol mu geçecek?
Yoksa yeşil alan mı olacak?
Tereddüdü olan o kadar çok insan var ki…
Her ne kadar AK Partili Milletvekilleri, o alanın yeşil alan, ticaret alanı, belediye hizmet alanı (Kapalı pazaryeri, belediye hizmet binası) olarak planlandığını ifade etseler…
Ayrıca, ticaret alanı olarak belirlenen alana kesinlikle yüksek katlı bir AVM yapılmayacağının altını çizseler de…
Planları görmeden hiç kimse, bu söylemlere inanmıyor.
Mesela İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çekincelerini şu sözlerle dile getirmişti:
“Mevzuat gereği kurumumuzun görüşünü almak adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sunduğu cezaevi arazisini kapsayan parsellerle ilgili 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği teklifine yönelik ciddi çekincelerimiz var. Mevcut planlarda ki yeşil alan miktarının azaltılarak konut için alan ayrılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu kabul edilebilir bir durum değil.”
Tunç Başkan, çekincelerini dile getirdikten sonra, Buca Cezaevi arazisiyle ilgili olarak yetkililere şöyle seslendi:
“Bu eşsiz arazi betona kurban edilmemeli. Buca'nın daha fazla betona değil, yeşil alana ihtiyacı var. Adı ne olursa olsun; rekreasyon alanı, park, Millet Bahçesi… Desteklemeye hazırız.”
***
Şimdi de asbest meselesi tartışılır oldu.
Yıkımlar başladıktan kısa bir süre sonra, asbest tehlikesine dikkat çekildi.
İzmir Barosu başta olmak üzere çeşitli meslek odaları, yıkımların durdurulması için suç duyurusunda bulundu.
Yıkım şirketi, asbest raporu aldı mı, almadı mı?
Bunu net olarak bilen yok.
Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’la bu konuyu konuştum.
Hafriyat şirketinin yıkım ruhsatı için başvuruda bulunduğunu, ancak evrakları tam olmadığı için o başvuruyu henüz kayda almadıklarını söyledi Erhan Başkan…
Sonra dedi ki:
“Bildiğim kadarıyla raporlarda sorun yok. Asbest tehlikesi vardır diye bir şey var mı, yok mu, bilemiyorum. Bakanlığın raporu henüz elimize geçmiş değil. Ancak Valilikten, yıkım konusunda bir sakınca olmadığına dair yazı geldi.”
***
Nereden bakarsanız bakın, çok bilinmeyenli bir denklem durumunda Buca Cezaevi konusu…
Ne o arazinin nasıl değerlendirileceği, ne de o eski yapıda asbest olup olmadığı belli!
Onca yıl binlerce insana çektiren Buca Cezaevi…
Hala çektirmeye devam ediyor.
Sayfa başına git