MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ölümden acıdır 'yalnız' ölmek!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
20 Kasım 2021 Cumartesi

Ölümden acıdır 'yalnız' ölmek!

Allah O’na ömür verseydi…

Dün sabah…

85’inci yaşını kutlayacaktı…

Olmadı…

Bi’dünya hayranı bile…

O’nun gibi efsane bir Yeşilçam yıldızının vefatını…

İki gün sonra öğrendi…

Ne kadar garip ve bir o kadar da acı!

***

O ünlü aktör…

Filmlerdeki esas oğlanların…

Son derece sevimli yakın arkadaşı, sırdaşı…

Kavgada arkasını kollayan…

Filmin esas kızının kardeşine abayı yakan…

Süleyman Turan’dan başkası değil…

Ne var ki…

Hayat filminin son kareleri çok acıklı…

***

Yıldız tarihi; 10 Eylül 2019…

Yer; İstanbul Kadıköy…

Aktör Süleyman Turan’ın evinin önü…

Polisler, çilingire kapıyı açtırmaya çalışıyor…

Ve, beklenen son!

Ünlü aktörün kalp krizinden hayatını kaybettiği…

İki gündür…

Kapıdaki gazeteleri almadığı için…

Şüphelenen komşularının polisi aramasıyla ortaya çıkıyor…

Film olsa…

Bu kadar olur yani…

***

Komşularından biri şöyle dedi, o sırada:

“En son bir hafta 10 gün kadar önce görüşmüştük…”

Farkında mısınız?

“Komşuluk sizlere ömür!” diyenler ne kadar da haklı!

***

Yalnızlık acı kaderdir…

Ama…

Yalnız ölmek, ölümden de acıdır…

***

Kader, bazen ağlarını çok garip örüyor…

Yakınlarının dışında pek kimseler bilmez…

Yıl; 1970…

Neredeyse 50 yıl önce…

Seyahat etmeyi çok seven Süleyman Turan

Hawaii'ye giden uçağı 15 dakika geciktiği için kaçırıyor…

O uçak saatler sonra Büyük Okyanus'a çakılıyor…

Kurtulan olmuyor…

Ne garip di’mi?

Yarım asır önce Azrail’e çalım atan ünlü aktör…

Dünyaya gözlerini açtığı İstanbul’daki evinde…

Yapayalnız ruhunu teslim ediyor…

Alın yazısı, bu işte…

***

Aslında, şunu da bilenlerin sayısı azdır…

Süleyman Turan…

Bir Kore Gazisi’dir…

Yedek subay olarak askerlik yaparken Kore Savaşı başlamıştı…

Gönüllü olarak Türk birliğine katıldı, Japonya’ya gitti…

Kader bu ya…

Aklından artistlik filan geçmeyen bir genç düşünün…

Japonya’da bir gece kulübüne gidiyor ve…

Sular, seller gibi İngilizce konuştuğunu gören yönetmen…

“Şu bar sahnesini seninle çekmek istiyorum” diyor…

Dönüyor Türkiye’ye…

Üçüncü sınıfta ara verdiği…

İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi bölümüne veda ediyor…

Çünkü, aklı-fikri tiyatroda…

Bir oyunda küçük bi’rol buluyor…

Ancak hayatını da kazanması gerekiyor…

At yarışlarında bilet satmaya başlıyor…

O tarihlerde (1963) Ses Dergisi “Sinema Yıldızı” yarışması açıyor…

Balıklama dalıyor…

Ajda Pekkan ve Ediz Hun birinci seçiliyor…

Yarışmanın hatırına…

“Sayın Bayan” filminde minik bir rol veriyorlar…

Matrak bi’şi daha var…

Afişe sığmaz diye…

Gerçek soyadı “Başturan”ı kısaltıp “Turan” yapıyorlar…

Biz O’nu bugüne kadar hep…

Bu yüzden “Süleyman Turan” olarak tanıyıp, sevdik…

***

52 yıl durmadan film çekti…

Sanat hayatı boyunca bi’kez olsun…

Esas Oğlan, yani “jön” rolü yakalayamadı ama…

Biri Adana Altın Koza’da…

Diğeri Antalya Altın Portakal’da…

“En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödüllerini kucakladı…

“Dikkat Kan Aranıyor” filmindeki…

Akıl hastanesinden kaçan deli rolündeki performansı…

Türk Sineması’nda…

Hala “Oscar”lık rol olarak konuşuluyor…

***

70′li yılların ortasında…

Yeşilçam’da seks furyası başlayınca…

Tasını tarağını topladı, köşesine çekildi…

Dergi ressamı olarak ekmeğini taştan çıkardı…

Yıllarca çizgi romanları gazetelerde yayınlandı…

Mizah dergisi Akbaba’da karikatürleri baş tacı oldu…

Film afişleri çizdi, kitapları resimledi…

Durmadan senaryo yazıyordu…

Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinden…

“Dönme Dolap”“Baş Belası” ve “Sevgili Dayım”ın senaryolarında…

Süleyman Turan imzası ışıldar…

***

Bitiriyoruz…

Cenazesinde neredeyse tüm sevenleri…

“O’nu çok arayacağız” diyordu…

Ben de diyorum ki:

“Eee, arasaydınız o zaman… Arasaydınız da böyle sessiz ve kimsesiz veda etmeseydi sevenlerine…”

Yüzlerce Türk filminde…

Esas kızların hiçbir zaman aşık olmadığı o iyi adam…

Artık bulutların üstünden bize bakıyor…

Işıklar içinde uyusun…

Nokta…

Sonsöz: “Yalnızlık tek kelime, söylenişi ne kadar kolay… Halbuki yaşanması o kadar zordur ki… / Goethe – Alman Edebiyatçı…”
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz