MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sizin O Efsane Kasım Ayınız (*)
Filiz SEZER
YAZARLAR
18 Kasım 2022 Cuma

Sizin O Efsane Kasım Ayınız (*)

Bir film isminin (Sweet November) saçma bir çevirisiyle bir başka yaşayacağımıza inandığımız aşktan ne ara vazgeçtik de kasım ayını ABD’den devşirme bir alışveriş çılgınlığı bayramına dönüştürdük bilemiyorum. Her kanaldan efsane indirimlerin müjdelendiği şu günlerde eşe dosta övünerek anlatılabilecek kaç alışveriş zaferi çıkar, alışveriş hazzına teslim edilen bünyeler ekonomiye ne kadar can verir sorularının cevabını almak için birkaç hafta daha beklemekte fayda var. 

Şu günlerin üzerinde en çok konuşulan mevzuların başında hayat pahalılığı geliyor kuşkusuz. Karşımızdaki kişinin pazar-market fiyatlarından hiç haberi yokmuş gibi neye ne kadar harcadığımızı hiç durmadan ve bitmeyen bir şaşkınlıkla anlatmak oldukça yaygın bir davranış biçimi. Peynir fiyatının artış hızı kadar popüler olan bir başka konu ise bu ekonomik krizde trafiğin nasıl bu kadar yoğun olabildiği, irili ufaklı pek çok mekânın nasıl bu kadar kalabalık olabileceği sorusu oluyor son günlerde. Eğer yakın bir zamanda böyle bir yakınmaya şahit olmadıysanız, soruyu soranlardan biri olma olasılığınız oldukça yüksek. Bazı gazetecilerin de dahil olduğu bir grup insan bu durumu ekonominin aslında tıkırında gittiği şeklinde açıklıyorlar. Gerçeklikten bu kadar kopuk bir tavır karşısında sayılar sözcüklerden daha yardımcı ve anlaşılır olabiliyor. Burayı istatiksel verilerle doldurmak istemem ama TUİK verilerine göre toplumun toplam gelirinden en fazla pay alan ilk %20’lik kesim gelirin %46,7’sini aldığı gerçeğinin altını ısrarla çizmek gerekiyor (**). Bu demek oluyor ki yaklaşık 85 milyonluk bir nüfusun beşte birlik bir kesimi toplam gelirin neredeyse yarısını alıyor. Oysa neden ve nasıl sorularını alt gelirlinin yaşama becerisine yöneltmek gerekiyor. Böyle bir enflasyonist ortamda dar gelirli kesim çarkı nasıl döndürebiliyor ve böyle büyük bir ekonomiye sahip bir ülkede neden bu kadar yoksul insan ve devasa bir gelir eşitsizliği var? Sadece sokaklardaki kalabalığa bakarak herkesin keyfinin yerinde olduğunu düşünenlere içinde yaşadıkları cam fanustan çıkmalarını önerebilir ve en yoksul %20’lik kesimin ise gelirin ancak %6’lık kısmını alabildiklerini hatırlatarak utanmalarını bekleyebiliriz.

Black Friday indirimleri dışında farklı nedenlerle ama hep birlikte beklediğimiz başka bir konu ise tekrar belirlenecek asgari ücretin değeri. DİSK-AR’a göre Türkiye’de yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor ve asgari ücrete dahi erişemeyen milyonlar var. Üstelik asgari ücret ile diğer emek gelirleri arasındaki fark o kadar azalmış durumda ki her asgari ücret düzenlemesinden sonra diğer ücretleri de gözden geçirmek gerekebiliyor. 

Her nasılsa fotoğrafı karşıma çıkan bir kabanı çok beğenip fiyatının asgari ücrete karşılık geldiğini gördüğümden beri beklediklerimi değil beklemediklerimi düşünür oldum. Misal, online ticaret sitelerinde alışveriş kredisi dağıtılması hiç beklemediğim bir durumdu. Popüler kültür sanat konuları üzerine düşünüp yazmayı planladığım şu köşede ekonomi üzerine de yazmayı hiç düşünmüyordum. Fakat bir zamanlar efsane gibi yaşayacağımızı sandığımız hayat insana neler yaptırıyor işte. 

*: Yazının başlığını Oya Baydar’ın Sizin O Muhteşem Hayatınız isimli romanından biraz dönüştürerek ödünç aldım. 

**: TUİK verileri için; https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Gelir-ve-Yasam-Kosullari-Arastirmasi-2021-45581

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz