MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tarım Üniversitesi  üzerine…
Engin ÖNEN
YAZARLAR
6 Kasım 2022 Pazar

Tarım Üniversitesi üzerine…

Modern toplum her ne kadar sanayi toplumu olarak tarif edilse de, bu tarımın ihmal edileceği anlamına gelmez. Modernleşme veya kapitalistleşme sürecinde köylüleri sanayi merkezlerine sürmek ve ucuz işgücü temini için çeşitli yöntemler denenmiştir.

Bizde modern toplum ise sanayileşme ile değil de kurumsal düzenlemeler ile başlatıldı. Toplumun kahir ekseriyeti köylüydü ve eğitimsizdi. Köy Enstitüleri bu aşamada köye eğitim için devreye sokulan dönemi itibarıyla çok orijinal bir projeydi. Hem bilinçli tarım hem de yurttaş eğitimi öngörülüyordu.

Köyden alınan çocuklar birer misyoner gibi tekrar köylere gönderiliyordu.

Modernleşme ve kentleşme hız kazanınca, köy için yetiştirilmiş öğretmenleri zorunlu hizmet dışında köylerde tutmak zorlaşıyordu. Çünkü artık çağın kalbi şehirlerde atıyordu.

Köylüler kitleler olarak şehirlere yığılırken, köy öğretmenlerinin de tercihi ve hedefi şehirler oluyordu.

Cumhuriyet döneminde üniversiteler kurulurken, Mülkiye hariç genellikle Tıp ve Ziraat Fakülteleri üzerinden oluşuyordu. Nitekim Ege Üniversitesi de bu iki fakülte ile başlamıştı.

Dönemin ihtiyaçları ile üniversite kuruluşları paralel gidiyordu. Mülkiye, Tıp ve Ziraat Fakültelerini böyle düşünmek lazım. Bu fakülteler, merkezi sınav sistemine geçtikten sonra bile aşağı yukarı aynı puanlarla öğrenci aldılar uzun yıllar. Yani Tıp Fakülteleri kadar Ziraat Fakülteleri de tercih ediliyordu.

Zamanla her şey değişti tabi. Üniversiteler bin bir çeşit uzmanlık alanına hitap eder oldu. Toplum ve insanlar değişti. Köylüler değişti. Tarımın yapısı değişti ve başka faktörler devreye girdi. Tarım hep önemliydi ama tarım yerine başka meslekler daha cazip hale geldi. Toprak zordu ve köylüleri eskisi gibi çekmiyordu. Yıllar önce bu süreci anlatmak için Japon bir sosyolog, “Köylüler artık, toprak değil, Sony istiyor” başlıklı bir makale kaleme almıştı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bir süredir, “Başka bir tarım mümkün” teması ise hem ekolojik kaygıları dikkate alan ama hem de çiftçilere çeşitli destekleri içeren projeler gündeme getiriyor. Buna ek olarak son günlerde Tarım Lisesi ve Tarım Üniversitesi girişimleri de gündeme gelmeye başladı.

Mutlaka bu proje üzerinde çalışan uzmanlar gerekli ön hazırlıkları yapmışlardır. Ama ben de bir sosyolog olarak bu konuda bazı görüşler dile getirmek isterim. Bu türden projeler hepimizin bildiği gibi hem teknik hem de sosyal fizibilite gerektirir.

Teknik olarak bir belediyenin üniversite kurmasına YÖK izin verir mi bilmem. Ayrıca İzmir’de bu alanda oldukça köklü eğitim kurumları bulunmaktadır.

Sekiz yıl boyunca Ege Üniversitesi’nde Rektör danışmanlığı yaptım. Bu sırada Tire Belediye Başkanı Tayfur Çicek’in ısrarlı talebi ve desteği ile Üniversite Rektörlüğü, Tire’de kurulmak üzere Veterinerlik Fakültesi başvurusu yaptı. Gerekçeler çok güçlüydü. Ülkenin et ve süt entegre tesisi mevcuduyla ilk sırada yer alan bir yerdi Tire. Ancak başvuru YÖK tarafından kabul edilmedi.

Gelelim sosyal fizibilite yönüne. Geçmişe bakarak değerlendirme yapmak yerine günümüz koşullarını dikkate alırsak, artık ziraat fakülteleri eskisi kadar tercih edilen kurumlar değil. Hatta kontenjanlarını daraltmalarına rağmen, yeteri kadar öğrenci bulamamaktadırlar. Bunun bir sürü nedeni var şüphesiz.

Yani Ziraat fakülteleri dolup taşıyor da, bu konuda bir açık var değil. Ya da belediye veya şirketler ziraat mühendisi arıyor da bulamıyor da değil. Onun için Tarım Üniversitesi fikri her ne kadar kulağa hoş geliyorsa da üzerinde biraz daha düşünülmesi gereken bir proje bana göre.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Unsal Altunbas
 8 Kasım 2022 Salı 05:55
Ataturk'un 1937 TBMM acis nutkundan.. Bir kez, ülkede topraksız çiftçi bırakılmamalıdır.(Bravo sesleri, alkışlar) Bundan daha önemli olan ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir nedenle ve hiçbir şekilde bölünemez bir nitelik almasıdır.(Alkışlar) Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliğinin, arazinin bulunduğu bölgelerin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim derecesine göre sınırlanması gereklidir. Küçük büyük bütün çiftçilerin iş araçları artırılmalı, yenileştirilmeli ve bakım önlemleri zaman geçirilmeden alınmalıdır. Herhalde, en küçük bir çiftçi ailesi, bir çift hayvan sahibi olmalıdır, bunda ideal olan öküz değil, at olmalıdır. Öküz, ancak bazı şartların henüz sağlanamadığı bölgelerde hoş görülebilir. Köylüler için, genellikle pulluğu pratik ve faydalı bulurum. Traktörü büyük çiftçilere öneririm. Köyde ve yakın köylerde, ortaklaşa harman makineleri kullanmak köylülerin vazgeçemeyeceği bir gelenek haline getirilmelidir.
 mustafa KAYMAKÇI
 7 Kasım 2022 Pazartesi 16:08
Değerli Engin, Görüşüne katılıyorum. Sevgi ve selamlarımla.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz