MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Adalet Yürüyüşü muhalefeti görünür kıldı
Tayfun MARO
YAZARLAR
10 Temmuz 2017 Pazartesi

Adalet Yürüyüşü muhalefeti görünür kıldı

16 Nisan referandumunda, AKP’nin yönetim sistemini otoriterleştirme arzusuna karşı çıkan muhalefet, Adalet Yürüyüşü ile Dünya kamuoyunda iyice görünür hale geldi.

Tam da bıçağın kemiğe dayandığı bir zamanda adalet için yürümeye başlayan Kılıçdaroğlu, büyük kalabalıkları yürüyüşe katmayı başardı.

Adaletsizlik ve keyfilik karşısında taşan sabrın harekete geçmesiyle gerçekleşen bu büyük eylem, yönetim biçimi olarak demokrasiyi tercih eden herkese umut verdi.

Adeta saltanat yaşayan islamcı elit, kibirli bir ihtişamla yükselen saraydan ülke yönetirken; Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde halk, o cehennem sıcağında sokağa çıktı, adalet talebiyle 450 km yürüdü.

Ve yürüyüşün bitiminde, iki milyondan fazla insanın katıldığı Maltepe mitinginde, Kılıçdaroğlu diyordu ki, “Ama kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir doğuştur.” Okuduğu on maddelik manifesto, mücadelenin çerçevesini çiziyordu.

Adalet yürüyüşünün ve Maltepe mitinginin coşkulu atmosferinde dile gelenlerin kuşkusuz tamamı çok önemliydi; fakat yeni bir toplumsal mutabakatın gerekliliğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, kanımca, asıl meseleyi böyle ifade etmişti.

Cumhuriyet’in kuruluşunda ortaya çıkan toplumsal mutabakatın artık yürümediği, özellikle İslamcıların ve Kürtlerin yeni toplumsal mutabakat istedikleri kimsenin meçhulü değil.

AKP iktidarı, kamusal alanı islam normlarına göre yeniden düzenlemek, toplumsal alanı İslamlaştırmak suretiyle sağlanacak bir toplumsal mutabakatın peşinde… Toplumun yarısı buna “hayır” diyor. Toplumun yarısının karşı çıktığı bir mutabakat olmaz. Zaten olmuyor da…

AKP şansını kullanamadı. Herkesi içine alan bir mutabakat çıkmadı ortaya. İnanç temelli toplumsal mutabakat fikri yürümedi.

Nihayet, devasa bir eylem olarak adalet yürüyüşü, ülkeye barışı getirecek ve toplumda uzlaşmayı sağlayacak toplumsal mutabakatın gerçekleşme sürecinde, Kılıçdaroğlu’nu öncülük rolüne çıkardı.

Yeni bir başlangıç yapmak, yeni bir toplumsal mutabakatın önünü açmak için seküler toplum yerinden doğruluyor; Kanımca, Adalet yürüyüşünün ve Maltepe mitinginin özeti budur.

Nasıl adalet kavramı her kişiyi ve hayatın bütününü ilgilendiriyorsa, toplumsal mutabakat da kamusal yaşamı ve her kişiyi doğrudan ilgilendiriyor.

Her yurttaşın onay verdiği varsayılan yeni bir sosyal sözleşme; kişinin uymayı taahhüt ettiği koşulların yazılı olduğu belgenin altına imzasını atması gibi anlaşılabilir.

İşte böyle bir toplumsal mutabakatı, böyle bir sosyal sözleşmeyi yeniden yapmak, bir zorunluluk olarak ülke sorunlarının en tepsinde yerini almışken, Kılıçdaroğlu, toplumsal mutabakatın oluşumunda öncülük etmeye talip oldu. Bu aynı zamanda, liderliğe uzanan yolun hikâyesidir.

CHP örgütleri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını nasıl anladı, nasıl değerlendirdi, bunu henüz bilmiyorum; ama yolun uzun ve zahmetli olduğu muhakkak.

Gelelim en kritik meseleye; Bilek bükerek mutabakat olmaz. Tepemizde islamın kılıcını sallayanlardan sonra, bir de Atatürkçü jakobenlerin kırbacı şaklamasın…

Kılıçdaroğlu bu dengeyi kuracak gibi duruyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz