MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Akıl, Oy ve Ötesi…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
28 Haziran 2018 Perşembe

Akıl, Oy ve Ötesi…

Birçok arkadaşım gibi ben de çoooooook sıkılınca bilgelere dönüyorum, bazen biyografilerini okuyorum, bazen düşüncelerini. Türkiye’nin bilge kişileri Doğan Kuban ve Bozkurt Güvenç’in daha önce okuduğum düşüncelerini yeniden ve yeniden okumak keyifli oluyor. Gazeteci büyüğümüz Orhan Bursalı sağ olsun, blog sayfalarında önemli bir derleme yaptı, eski yazılarına ulaşabiliyoruz bilge hocamızın…

Bugün size Doğan Kuban Hoca’nın “Akıl ve Oy” yazısından altını çizdiğim bölümleri paylaşmak istiyorum. Bana iyi geldi bu altını çizme işi, umarım size de iyi gelir…

Hiçbir toplum, etnik olarak bu kadar karışmış bir dünyada, aptal değildir. Hele Türkiye gibi genetik çorbası sayılamayacak kadar çok öğeden oluşan, eski dünya coğrafyasının göbeğindeki bir ülkenin insanları için aptallık söz konusu değildir. Fakat kültürel davranış bağlamında, aptallık birikmiş ve koyulaşmış toplumsal cehaletin bir fonksiyonu olarak anlaşılırsa, zeki bir adamın aptallığı başka bir içerik kazanır.

Bu da güncel yaşamda zeki sandığınız bir adamın, dünyanın çoktan çözdüğü sorunlar karşısında, geleneksel bir kültürel tıkanma içine hapsedilmiş olduğunun işaretidir. Geri kalmış ülkelerin dünyaya göreceli olarak az açılmış halkları bu hapishanenin mahkumlardır. Bedelini toplum olarak öderiz.

Türkiye insanı aptal değil, fakat sayısız güncel konuda neredeyse kör cahil, ya da kaygı veren bir vurdum duymazlık sergiliyor. Bunları ayrıntılı olarak sergilemek zorundayız. Toplumu ve kendimizi tanımlamaz ve davranışlarımızı yeterince kontrol edemezsek bugünkü kargaşadan kurtulamayız.

***

Giderek daha karmaşık hale gelen dünyanın cahil toplumların geri kalması dünyadaki değişmelere olumlu tepki verememekten kaynaklanıyor. Açılmamış kültür pencereleri dünyayı algılamalarına olanak vermiyor. Ne izleyebiliyorlar. Ne de nefes alıyorlar.

***

Yetersizlik, toplumsal cehaletin her alana yansımasıdır. Ekonomik yama, hukuksal yama, eğitimsel yama, örgütsel yama, politik yama.

Eğitim tam bir yamalı bohçadır. İlkokuldan üniversiteye kadar her eğitim kurumunun devlet, özel, vakıf türleri var. Hocalar üniversitelerin kadro alamayan, az maaşlı hocaları. Hoca başına öğrenci sayısı, ya da eğitim niteliğinden, yayın sayısından söz etmeyelim. Bir de eğitimin kalitesini düşüren bir virüs var: Türkçe bilmeyenlere İngilizce öğretim.

Toplumsal kargaşa açık olarak gazete ve televizyonlara yansıyor. Hiçbir uygar ülkede bu kadar kaza, kadın cinayeti, bu kadar yolsuzluk, bu kadar yasa dışılık, kural tanımazlık, polis baskısı suçlu gazeteci, hiç suçu olmayan politikacı, alay edilen politikacı var mı?

***

Uygarlık, kişisel aklın kazanımlarının toplumsal akla dönüşmesi ve orada birikmesidir. Bu birikim zaman içinde oluyor. Uygarlık daha ulaşılmamış bir ideal. Kişiler binlerce yıl önce bugün hala ulaşılmamış insani idealler tanımlamış olabilir. Çünkü modern bilimin keşfettiği gibi, insan hep aklıyla değil, duyguları ve tutkularıyla da davranıyor. Örneği de, uygar diye bildiğimiz toplumların son bir yüzyılda dünyayı sürükledikleri savaşlar. Geri kalmış toplumların kaos ortamına girmeleri için savaş gerekmiyor.

***

Sizlere de sıkıldığınızda Doğan Kuban ya da Bozkurt Güvenç okumanızı öneririm…

GECİKMİŞ BİR ÖZÜR: Ülkemizin kent plancılığı açışından bilge isimlerinden Doğan Hasol’un, geçen yıllarda Doğan Kuban ve Doğan Tekeli hocalarla yaptığı İstanbul söyleşisinden bir bölümü geçen yıl yayınlamıştım. Orada düşüncelerini paylaştığım Doğan Hasol Hocanın adını zikretmemişim. Bazı okurlarımız ince eleyici, sık dokuyucu… Sağolsun Mehmet Tuna Tezel adlı okurum geçen hafta bunu farketmiş uyardı. Benim de Doğan Hasol Hoca’ya özür borcum belirdi… Özür gecikerek de olsa özürdür…

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz