MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ay Tutulması-Akıl Tutulması
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
27 Temmuz 2018 Cuma

Ay Tutulması-Akıl Tutulması

Önce Astronomi… Yani bilim: 27 Temmuz'da saat 23:20'de Tam Ay Tutulması (Kanlı Ay tutulması) gerçekleşecek. Biraz uykusuz kalmayı göze alırsanız 1 saat 23 dakika sürecek olan ay tutulmasını ülkemizden de kolaylıkla gözlemleyebilirsiniz. Ben kendime karanlık bir kıyı seçtim bile… Ay, bu tutulma sırasında kendi yörüngesinin Dünya'ya en yakın noktasında olacak. Ay ile Dünya arasındaki mesafe 360 bin 198 kilometreye kadar inecek. NASA yetkilileri, Süper Ay sırasında Ay'ın normalden yüzde14 daha büyük ve yüzde 30 daha parlak görüneceğini belirtiyor.

Cuma gece yarısı sokaklarda değilseniz size bir link vereyim… Bayılırım izlemeye: https://www.nasa.gov/multimedia/nasatv/index.html#public

****

Ve sonra Astroloji… Yani gökyüzünü içselleştirmek: Ay tutulması oldukça güçlü bir Dolunay imiş. Her Dolunay bir farkındalık ve karar zamanı imiş.  Bu kararlar Tutulma dönemleri; Ay'ın temsil ettiği duygular, duygusal bağlar, ilişkiler, anne ve aileyle ilişkimiz, sağlığımız ve günlük hayat düzenimizi içeren temalar odak noktamıza otururmuş. Bu konularda beklenmedik ve sıra dışı değişimlerle karşılaşabilirmişiz.

Ay tutulması eski bir tartışmayı yeniden açtı… Bu işe inananlar ve de inanmayanlar… Çevremde aklı başında bildiğim ya da bilmediğim ne kadar çok insan bu konuyu konuştu ki. Ne diyeceğim bilemedim.

****

 

Açık Bilim dergisinin kurucusu ve Yalansavar adındaki hurafe ve safsata karşıtı blog yazarı Tevfik Uyar aslında uçak mühendisi. Çocukluğundan beri de "bilimsel kuşkucu." Astrologların insanların hayatında bu kadar etkili ve yön verici olmasına hep kafa yormuş. Astrolojinin Bilimle İmtihanı adındaki kitabında astrolojiye karşı argümanlarını sıralamıştı. Kitaba ulaşamadım ama kendisi ile yapılan röportajlardan çok şey öğrendim…

SÖZDE BİLİM: Astrologlar, astrolojinin bilim olduğunu iddia ediyorlar. Bilim en güvenilir kurumdur çünkü, hasta olunca doktora gideriz, mühendislerin yaptığı uçaklarla uçarız, küresel ısınmaya bilim insanları çare bulacak diye bu kadar rahat davranıyoruz. Kendini bilimle açıklayıp, bilimin kullandığı yöntemleri, araçları kullanmayan öğretilere "sözde bilim" deriz. Tabii ki astrologların gökyüzünü benden çok gözlemlediklerine eminim. Ancak iş doğrulamaya veya bilgiyi güncellemeye geldiğinde buna yanaşan kimse yok.

İLKEL İNSANA GÖREYDİ: Astrolojinin ortaya çıkması kadar doğal bir şey yok. İlk insan olsanız şöyle düşünürdünüz: Güneş akrep takım yıldızındayken kar yağıyor, demek ki gökyüzü bana olan şeyleri açıklayabiliyor. Astroloji ilk insanın doğal düşüncesidir, ancak bugünkü bilgimizle kabul edebileceğimiz bir şey değil. Artık gezegenlerin yerini, ne kadar uzakta olduğunu biliyoruz. Bugün büyücülük yaygın bir inanç değil, felsefe taşını bulmaya, kurşunu altına çevirmeye çalışan simyacılar yok.

KOÇLAR FEVRİ MİDİR ?: Edgar Wunder, 2002 yılında yayımladığı 1700 denekle yaptığı araştırmasında, kişilerin kendilerini tanımlarken burçlarının özelliklerini sıralama sıklıklarının astrolojiye inanmalarıyla pozitif yönlü ilişkiye sahip olduğunu açıkladı. 1994’te astrolojiyle ilgilenenlerin burç açıklamalarından etkilendiklerini ve astrolojik okumaların kişiler üzerinde psikolojik etkilere neden olduğunu ortaya koyan bir başka psikolog Van Rooij. Örneğin Koç burcu olan biri Koçların fevri olduğunu öğreniyor. Bu inançla kendi davranışlarını gözlemliyor ve bir süre sonra fevri olduğuna karar veriyor.

SALLAYICI ASTROLOGLAR: Merkür retrosunda elektronik cihazlar bozulabilir diyorlar, bozulmuyor. Tsunamiler, depremler olabilir diyorlar, olmuyor. Bir şeye inanmak istiyorsanız tabii ki inanın. 11 yılda bir Güneş’in manyetik kutupları yer değiştirir. Bu en son olduğunda astrologlar fırtınalar kopabilir, depremler olabilir diye görüş bildiriyordu. Başka bir astrolog şu tarihler arasında kalp ameliyatı olmayın diyor. Bir başkası yatırım yapmayın diye yorum yazıyor.

BİLİM REDDEDİYOR: 1958 yılında yapılan Zaman İkizleri adında bir araştırma var. Burçları ve yükselenleri aynı olan iki bin bebek ömür boyu takip edilmiş. 2003 yılına kadar meslek seçimleri, medeni halleri, agresiflik, sosyallik gibi 100 ayrı karakter özellikleri bakımından da gözlemlenmiş. Araştırma, aynı zamanda doğmanın hiçbir benzerlik yaratmadığını kanıtladı en sonunda.

GÜNLÜK FAL GAZETECİLERİN İCADI: Günlük fal diye bir şey yok. 1930’larda bir gazetecilik icadı. Sunday Express gazetesinin yayın yönetmeni John Gordon, o sıralarda Prenses Margaret’ın doğumunu Prenses Margaret’ın Horoskopu olarak haberleştirmeye karar veriyor. Yardımına İngiltere’nin en ünlü astroloğu Cheiro’nun asistanı yetişiyor. Richard Harold Naylor 24 Ağustos 1930’da “Yıldızlar yeni prenses için ne diyor?” haberini yayımlıyorlar. Plan tutuyor. Naylor daha sonra Yıldızlar Ne Diyor adında bir astroloji köşesi yazmaya başlıyor, 1936’da da 12 burçlu günlük falları icat ediyor. 

***

Hayatımızı, karakterimizi, geleceğimizi gezegenlerin şekillendirdiğine inanmak kişinin kendi tercihine kalan ve hatta uğraşması eğlenceli bir hobi bile olabilir. En nihayetinde başımıza gelenleri kadere, alın yazısına bağlamak insanlık tarihi kadar eski. Yıldızlara neden bağlamayalım ki! 

Bütün bunları bilen dogmaların her türlüsünden hoşlanmayan bir kişi olarak kendi burcumla ilgili bir başlık gördüğümde ben okumuyor muyum? Elbette okuyorum… Astroloji de galiba öğrenilmiş bir çaresizlik

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz