MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sosyal medya herkesi yazar etti…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
30 Haziran 2018 Cumartesi

Sosyal medya herkesi yazar etti…

Pazar akşamından beri seçim derdine düştüğümüzden midir nedir önemli bir kaybı atlamışız. Derinlikli kitapları ve yetiştirdiği öğrencilerle çağdaş düşünceye yön veren, Adorno ödülü, Erasmus Ödülü gibi bir çok prestijli ödüle layık görülen Jürgen Habermas ölmüş… İletişim sosyolojisinde ustamız bellediğimiz bir insandı Habermas… Kimsenin umurunda olmayabilir ama ben Jurgen Habermas’ı yazmazsam olmaz… “Toplum sadece teknolojik bilgilerden oluşmaz; kendi geleneklerini inşa etme ve kendi eleştirisini üretmeye dayanır” diyen bu ustayı anlayabilsek ne iyi olurdu…

Habermas’ın sosyal medya üzerine söylediği şu söz de kanun gibidir bazılarımız için: Kamusal alan herkesi potansiyel bir okuyucu yapmıştı. Sosyal medya ise herkesi potansiyel bir yazar yapıyor…

Neden iletişim sosyolojisinde ustam bellerim? Şundan: Habermas’ın İletişimsel Eylem Kuramı adlı çalışması, sosyal bilimleri dilbilimsel kavramlarla buluşturma çabası olarak görülebilir. Habermas’a göre sosyal dünya, bir anlamda toplumun dilbilimsel örgütlenişidir. Başka bir anlatımla, toplumsal alan dilbilimsel bir mantığın izlerini taşıdığından, sosyal eylemin kuralları da dilbilimin kuralları olarak okunabilmektedir.

Son seçimde de gördük. Türkiye’de siyasal iletişim üzerine yapılan incelemeler siyasal iletişimi genellikle seçmen ikna paradigması olarak görmektedir. Oysa siyasal iletişimi bunun ötesinde, toplumdaki iletişimin siyasal boyutu olarak ele almak mümkündür.

Politik mesajın menzili ve etkisi, taşıyıcı öğe olarak sözel olarak aktarılabilinenin yanında ve bundan farklı olarak, yaşam dünyalarına ait olan sezgisel (ifade edilmeyen ama paylaşılan) bilgilerin iletimine ve paylaşımına da bağlıdır.

Bu bakımdan Habermas’ın demokratik ve ideal bir konuşma durumu olarak tanımladığı iletişimsel eylemin kavramları ve ilkeleri, Türkiye’de son derece sorunlu olan siyasal dilin gramerini araştırmakta önemli açılımlar sağlayacaktır diye düşünüyorduk… Boş düşünüyormuşuz.

***

1929'da Düsseldorf’da Nazi Sempatizanı, üst düzey yönetici bir babanın oğlu olarak dünyaya gelir Habermas. Doğuştan yarık damaklı oluşu küçük yaşlarda bir dizi cerrahi operasyon geçirmesine sebep olur. İlk gençlik yılları İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde geçer. Henüz 15 yaşındayken batı cephesine gönderilir. Küçük yaşta totalitarizm'in yıkıcılığı ile tanışması ilerleyen yıllarda her zaman özgürlük ve adaletten yana bir tavır almasını sağlayacaktır.

1949-54 arasında Göttingen, Zurrich ve Bonn Üniversitelerinde lisans eğitimini tamamlar. 1953'de ciddi bir Nazi taraftarlığının ardından sessizliğe bürünen Martin Heidegger'e yazdığı açık mektupla dikkatleri üzerine çeker. 1954'de Bonn Üniversitesi'nde Das Absolute und die Geschichte: Von der Zwiespältigkeit in Schellings Denken (Kesinlik ve Tarih: Schelling Düşüncesinde Duygu Karmaşası) isimli teziyle felsefe doktoru olur.

1956'da Goethe Üniversitesi bünyesindeki Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'ne nam-ı diğer Frankfurt Okuluna geçer. Horkheimer'ın tezi hakkındaki katı muhalefetine rağmen Adorno sayesinde göreve başlar ve onun asistanlığını yürütür. 1961’de Marburg Üniversitesi siyaset bilim alanında öğretim yeterliliğini (habilitation) kanıtlar. Bu maksatla kaleme aldığı Kamusallığın Yapısal Dönüşümü'nde kamusal alanın bürokratik bir soyutlama değil bireysel müzakerelere dayalı tarihsel bir mekân olduğunu ustaca gösterir. (Bu kitabı dilimize kazandıran Tanıl Bora ile Mithat Sancar’a teşekkürler)

***

Varoluşsal bir eylem olarak çalışmanın temellerini soruşturduğu İdeoloji olarak Teknik ve Bilim'de (1968) bilimsel, bürokratik ve teknolojik sistemlerin tek düzeleştirici evrenini yaşam-dünyasal pratiklerle esnetmenin yollarını arar.

Benim hayatımı değiştiren kitaplardan biridir: “Bilgi ve İnsansal İlgiler” de doğa bilimleri ve toplum bilimlerinin içe kapalı nesnellik söylemini geç modern süreçlerle yeniden yorumlamaya çalışırken 'Legitimation Crisis'de 68'in eski ideal kurumsal kimliklerin çözülmesine etkisi ve sistemsel meşruiyet krizine odaklanır.

İletişimsel Eylem Kuramı kitabı çağdaş düşüncenin klasiklerindendir. Bölünmüş Batı, Öteki Olmak Ötekiyle Yaşamak ve Old Europe, New Europe, Core Europe gibi kitaplarında yabancılık, birlikte yaşama, terörizm ve ulus devletin geleceği gibi aktüel siyasetin yumuşak karnına olan sorunları çözümler.

Habermas kitaplarının yanı sıra çağdaş düşünürlerle girdiği polemiklerle de kamuoyunun dikkatini çeker. Arkeolog Foucault'nun modern iktidar yapılarını kavramakta yetersiz kaldığını savunan Habermas, Foucault'nun takipçilerinin yoğun tepkilerine maruz kalır

Alman modernleşmesinin tarihsel özgünlüğü ve modernliğin sonu tartışmaları bağlamında Habermas'ın yetkin düşüncelerini öğrenmek için, Ahmet Çiğdem’in Bir İmkan Olarak Modernite kitabı harika bir başvuru kaynağıdır…

Toprağı bol olsun..

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Tayfun Maro
 1 Temmuz 2018 Pazar 22:33
Teşekkürler.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz