Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ’ın KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın adını ‘sürgün dönemini’ geçirdiği Yeni Foça’da bir parka verip ölümünün 3. Yılında o parka bir de heykelini dikmesi her şeyden önce örnek ve şık bir vefa gösterisidir. Oğul Serdar Denktaş’ın da katıldığı açılıştaki konuşmalar son dönemde unutmaya yüz tuttuğumuz Kıbrıs meselesinde hafızaları tazeledi.
Dile kolay üzerinden 40 yıl geçmiş bir harekâttan söz ediyoruz.
Sessiz sedasız aylar önce planlanan ve Kıbrıs Barış Harekâtı’nın tarihsel sürecine uygun olarak dönemin Maliye Bakanı Deniz Baykal’ın davet edildiği açılış, bir anda kentin siyasal gündeminin de zirvesine oturdu.
Ve CHP’nin 18 yıl liderliğini yapan Baykal’ın Cumartesi sabah başlayıp, Pazartesi sabah sona eren 24 saatlik İzmir turu akıllarda da pek çok soru işareti bıraktı. Sessiz sedasız Foça’ya geçmeyi planlayan Baykal’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu tarafından, ‘katı atık transfer istasyonu’ açılışına davet edilmesi, son dönemde kentte yaşanan siyasal gelişmeler ve de yaklaşan seçim süreciyle birlikte okunduğunda CHP Genel Merkezi’nin de dikkatini çeken bir hamle olarak yorumlandı.
Foça’yı değilse de Buca’daki katı atık tesisi açılışını yerinde izledim. Deniz Baykal çocuklar gibi şendi. Sanki birileri bandı 5 yıl geriye sarmıştı. Her şey yerli yerindeydi.
Genel Başkan kürsüdeydi işte…
Karşısındakilerse ‘neredeyse’ tam kadro…
Kemal Anadol’dan Kemal Karataş’a, Cevat Durak’tan Ertan Avkıran’a…
Erdal Kalkan’ın ne işi vardı protokolde? Ya Sabri Ergül’ün…
Büyüyü bozan birkaç ismi ve kentin taze başkanlarını çıkarın, geriye ‘eski günlerdeki’ mutlu aile fotoğrafı kalıyordu. Mutlu ve samimi…
Eski günlerden farkı şuydu esasen…
Kocaoğlu daha samimi daha içtendi ‘Sayın Genel Başkanım’ derken…
Baykal daha hesapsız ve daha netti.
Konuşmasında ‘yeni siyaset dönemini’ işaret ediyordu.
İzmir’in bu yeni dönemde ‘kendi içindeki dayanışmasını en ileri düzeye çıkarmış, birliğini gerçekleştirmiş, bütün ülkeye örnek olacak bir kent olarak’ kendini kanıtlamasından dem vuruyordu.
Yani yeni dönemde ayrışan değil birleşen bir İzmir’den söz ediyordu.
Ve Gediz’deki çöp transfer istasyonu açılışı CHP’nin tüm kliklerine ev sahipliği yapıyordu.
Yani bütünleşik bir İzmir vardı Baykal’ın karşısında...
Az da olsa Yeni CHP’liler… Kronik Baykal muhalifleri ve Önder Sav ekibi…
Sıtkı Kürüm’den Enver Öktem’e kadar herkes oradalardı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki 16 Türk devletini temsil eden fotoğraf misali…
CHP’nin tüm kanatları, klikleri dizilmişti.
Başta kentin son dönem siyasal patronlarından Hasan Karabağ olmak üzere belirli bir yapının Baykal’ı ve Kocaoğlu’nu yalnızlaştırma gayreti sonuç vermemişti yani.
Genel merkez bazlı örgütsel protesto gözlerden kaçmıyordu.
Bazılarının da ‘yoklama yapmaya geldiği’ her hallerinden belliydi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun davetinden ve de kürsüdeki sözlerinden ziyadesiyle memnun kalan Baykal, Aziz Başkan’a kürsüden teşekkür etmeyi tercih ediyordu.
Bir yandan ‘çöp transfer istasyonu’ gibi son derece teknik ve zor bir konuda top çevirmeye çalışırken bir yandan da Kocaoğlu’nun alanı ısıtan ‘Sayın Genel Başkanım’ına karşılık veriyordu.
“İyi ki İzmir var, İyi ki sizler varsınız. İyi ki değerli Büyükşehir Belediye Başkanım Aziz Kocaoğlu var” demekle yetinmedi Baykal…
“Buraya gelirken açıkçası kafamda bazı soru işaretleri taşıyordum. Acaba Aziz Başkan bu işten yorulmuş mudur? Yeter artık ben yapacağımı yaptım artık bu işleri oluruna bırakalım anlayışı içinde midir diye düşünüyordum. Ama Gördüğüm manzara beni çok mutlu etti. Siyasete yeni girmiş bir siyaset adamı gibi, heyecan, coşku arayış içinde bir belediye başkanı gördüm; gördüklerimden çok memnun oldum. İçindeki hizmet ve siyaset ateşi yanıyor. Bunu görmekten çok memnun oldum; yüzüne söylemedim ama burada herkesin içinde ifade ediyorum” diye devam etti.
Daha ne desin Baykal?
Ziyaretten önce kaleme aldığım, “Baykal, Kocaoğlu ve 8 Haziran” başlıklı yazıda anlatmaya çalıştığım ne varsa iki-üç cümlede söyledi. Bir ara neredeyse, “8 Haziran itibariyle Genel Başkan Adayım Kocaoğlu’dur” diyeceğini zannettim.
Konuşmanın kriptosunda her şey vardı.
Heyecan da dedi, arayış da… Yeni siyaset döneminde İzmir’in birlik oluşundan da söz etti.
Baykal gibi diplomasiyi, siyaset ve de devlet dilini iyi bilen bir tecrübeden şu anda daha fazlasını beklemek de abes olurdu zaten.
Ama Baykal’ın 1999’daki istifasının ardından dönüş senaryolarının da İzmir’de yazıldığını bilenler bu konuşmalara rahatlıkla farklı anlamlar yükleyebilirdi.
Geçelim programın Foça bölümüne…
“’Sayın Genel Başkanımlar’dan rahatsız olan Deniz Baykal, bir ara ‘bu partinin genel başkanı var’ dese de sokaktaki ilgiyi dikkatle not etmiş görünüyor. Baykal’a yakın kaynaklar, 2010’dan bu yana ilk kez sokaktaki teveccühün zirve yaptığını söylüyor.
Bir dönüş planı yapması ya da yeni siyaset sürecinde CHP’deki dönüşümde rol oynaması beklenen Baykal’ın hangi yolu tercih edeceği 7 Haziran akşamına kadar netlik kazanmaz. Sandıktan çıkacak sonuca göre Baykal’ın ‘yeni siyaset dönemindeki’ rolü belli olacaktır.
Ama bu rolün 2010’un rövanşı noktasında olması kuvvetle muhtemeldir.
Peki, Kocaoğlu ne yapmaya çalışıyor? Baykal’ı davetini onun nezaketiyle açıklamak mümkünse de yaşanan süreçler göz önüne alındığında tablonun o kadar da masum olmadığını söylemek zorundayız. Sonuçta Kocaoğlu, Baykal üzerinden de olsa Ankara’ya net bir mesaj verdi.
“İzmir’i bilmezseniz, İzmir’i önemsemezseniz, İzmir’e MYK’da alan açmazsanız, İzmir’in siyasal patronluğunu İstanbullulara, Ankaralılara, Kocaelililere, Tuncelililere bırakırsanız, biz de kendimize yeni rotalar çizeriz” demek istemiş olabilir Kocaoğlu…
Bir önceki yazıda da belirttiğim gibi…
Açık bir 8 Haziran mesajı değilse de içinde güçlü bir mesaj barındırdığı açıktı ortaya çıkan fotoğrafın.
Foça’da ne mi oldu?
Deniz Baykal erken yattı.
Kemal Karataş, Kemal Anadol, Serdar Denktaş ve Kocaoğlu saatlerce konuştular. Bin ara Denktaş gitar çalıp şarkı bile söyledi mini gruba…
Önce CHP’yi sonra Türkiye’yi kurtardılar. Saatler 03.00’u bulurken dağıldılar.
Yani Baykal’ın son ziyaretinin en önemli sonucu buydu.
Yılların buzu erimişti. Sulh sağlanmıştı.
Sayfa başına git