MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bugün alkışlanmanın önemi yok…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
11 Temmuz 2017 Salı

Bugün alkışlanmanın önemi yok…

“İzmir elden gidiyor mu yoksa?” diye lafa başlasam ne oluyor diye bakarız hep birlikte…  Aziz Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Meclisi’nde eleştirilere cevap verirken şöyle demiş: “İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 100 dönüm tapulu arazisi... Nerede? Karayolları, çevre yolunun kenarında kamulaştırılan arazilerde AVM yapıyor. Mera diye tutturdular, ot bedelini biz verdik. Mahkeme kararıyla tapumuz alındı. Sonra bu mera arazisini iki defa iptal ettirdik yargıdan. Karayolları Bölge Müdürlüğü binasını ve lojmanlarını yapmak istiyormuş. Ağaçlıyol'daki bölge müdürlüğünü sattık ya... Bizim 100 dönüm arazimiz buharlaştı... Karayollarında bir imkan var. İhtiyaç dahilinde kent dışında çevre yollarında kamulaştırmayla dinlenme tesisi yapılabiliyor. Bu kanun maddesine dayanarak, Balçova'ya iki kilometre mesafeye şimdiki AVM yapıldı. Yazıktır bu kente...”

***

Eskiden İzmir’e gelen konuklarımı Yeşildere mezbeleliklerini görmesinler diye Üçkuyular’a çevre yolundan indirirdim. Şimdi ne bu rezillik sorusuyla karşılaşmamak ve Kadifekale sırtlarındaki “temizliği”  gösterebilmek için yeniden Karabağlar trafiğine razı oluyor ve yeni tüneli geçip Konak’a çıkarıyorum…

Karşılaşmak istemediğim “rezillik sorusu” Uzundere’deki Nasreddin Hoca Heykeli… (Bu heykelin mimarı bir ara Antalya’da parasını alamadığı için Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerine yürümüş, genel başkan da şaşkınlıkla bakakalmıştı….)

Geçen hafta sonu Sıtkı Şükürer de “Komik Yapı” ara başlığı ile bu heykele girdi ama çıktığı yer de  mükemmeldi. Aynen alıyorum:

Komik yapı… İZMİR Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Uzundere Çevre Yolu’nun üzerinde Karabağlar Belediyesi’ne ait Nasreddin Hoca bina-heykel karışımı beton yığınına tepki göstererek kaldırılmasını istedi.
Sayın Demirtaş’ı haklı buluyoruz. Pek tabii, aynı duyarlılığı, kendilerinin Kordon’a bir hançer gibi diktiği yeni oda binası için de göstermesini beklerdik.
Neyse, konumuz Nasrettin Hoca heykeli.
Kamu parasının bu denli fütursuzca israf edildiği bu komik yapı için, nasıl olur bilemiyorum, ama en azından tazmin yönüyle “hukuk” işleyebilmeli.
İlçe belediye başkanlarına Allah selamet versin. Galiba, “ego” patlamasını önlemek için, bu insanlara kadrolu bir psikolog tutulması zamanı geliyor.

***

Kentleri korumak adına arada bir yazıyorum. Hem Başkan Kocaoğlu’un meclis konuşması, hem de Sıtkı Üstadın yazısı üzerine bir kez daha bu konulardaki “keskin” görüşlerimi paylaşayım:

Başta yerel yönetimlere düşen görev, kentlerin tarihsel, kültürel ve doğal dokularını koruyarak, kentlileri kent değerleriyle bütünleştirmek, bireylerin demokratik ve evrensel değerlerle yetişmelerine olanak tanımaktır.  Zengin tarihsel ve kültürel birikimi olan kentlerin, kimliklerini yansıtan öz değerlerini koruyarak büyümesi  en kıymetli değer… İzmir’deki yerel yönetimlerin tarihsel mirasın korunması konusundaki düşüncelerini  (geçmişteki bir iki salatalık dışında) somut projelerle yaşama geçirmeleri, bu konudaki duyarlılıklarını da ortaya koymaları gerçekten örnektir. Bu projelerle kent kimliğimiz korunmuştur.

Bugün her çağın izlerini taşıyan kentlerin tarihsel ve kültürel dokusunun korunması gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras olacaktır. İzmir’e bakın… Yeşilova Höyüğünde, Urla Limantepe’de, Bayraklı Smyrna’da bulunan eserler tarihi aydınlatmıştır. Tarihsel kentimiz, kendine özgü kimliğiyle,  yalnız ülke tarihine değil, insanlık tarihine de ışık tutacak zenginlikler barındırıyor.

Bir kentin çağdaş kimliğe kavuşması, yerel yöneticilerin, kentte yaşayan insanların kentlerine sahip çıkmaları, çevreye duyarlılık göstermeleri ve bunun için sorumluluk üstlenmeleri ile olanaklıdır. Yoksa 15 metre yüksek bina dikip hançer sokarak değil…

Bugün alkışlanıyor olmanın hiçbir kıymeti yoktur. İzmir Kordonundaki yalıların ne zamandan itibaren ve kimler tarafından yok edilmeye başlandığını bugün biliyoruz ama onları yapanları da hayırla anmıyoruz…

***

Aziz Kocaoğlu Meclis’te şu sözleri de sarf etmiş…  Bence bir manifestodur:  “İstanbul'un ne hale geldiğini giden görüyor. Biz İzmir'in kalkınmasını, yaşanacak bir kent olmasını istiyoruz. Kent rantı peşinde değiliz. Kamu arsasını satma peşinde değiliz. Kenti satma peşinde değiliz. Biz yaşanacak bir kent yaratmak istiyoruz. Dünyanın en güzel kenti İstanbul'un düştüğü duruma İzmir'i düşürmek istemiyoruz. Mücadelemiz budur. Bunun için çalışıp, üretiyoruz. Yazık bu memlekete... Bu memleket bunu hak etmiyor kardeşim..."  

Bence de Sayın Başkan…

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ENVER OLGUNSOY
 12 Temmuz 2017 Çarşamba 11:36
Mükemmel tespitler aziz beyden ve sizden...Ancak Şükürerin sümüklü İzmir yazısını daha unutmadık.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz