MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Cennetin tapusu
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
19 Şubat 2020 Çarşamba

Cennetin tapusu

11. yüzyıldan itibaren Katolik Papazları kilise adına para toplamak daha doğru deyişle saf Hiristiyanları kolayca dolandırabilmek için bir yöntem geliştirdiler. Adına “Endüljans” denilen ölümden sonra cennete gitmek için alınan af belgesi ya da “cennetin tapusunu” para karşılığı Hiristiyan dindarlara pazarlamaya başladılar. O zamanki Avrupa’da Hiristiyanlar, cennete gidebilmek için günahlarının ve yaptıkları iyi işlerin çetelelerini tutuyorlardı. Bu iyi işler arasında kiliseye yardım yapmak da vardı. Endüljans belgesi başlangıçta cennete gidebilmek için satılıyordu.

Ancak 16. yüzyıl başında Papazlar, Aziz Petrus adına kilise yaptırmak ve buna maddi kaynak sağlamak bahanesiyle, halktan daha fazla para toplayabilmek için Endüljans belgelerini “günahların bağışlanması karşılığında” satmaya başladılar. Üstelik kiliseye kim ne kadar çok para yardımı yaparsa  o kişininin cennete o kadar çabuk gideceğini iddia ettiler. O zamanki Hiristiyanlık inancına göre hiç kimse direkt cennete gidemiyordu. Arafta bir bekleme süresi vardı. Dolayısıyla kiliseye yapılan bağışlarda kim ne kadar yüklü bağışta bulunursa , o kişinin cennete gitmek için arafta bekleme süresi de o kadar kısa olacaktı. Kısacası, Hiristiyan din adamları kendilerini Tanrı’nın yerine koyuyor, kilise yapmak için yapılan maddi yardımlar karşılığında, cennetin tapusunu veriyorlardı....

Tarihçilerin anlatımına göre, Hristiyan din adamları, Endüljans belegeleri satarak dönemin tüccar ve bankerleri oldular. Buna mukabil, Endüljans belgesi satın alarak cenneti garantileyen bir kimse henüz tarih sahnesinde görünmedi! Neyse ki dönem yeni coğrafi keşiflerin yapıldığı ve sanayi devriminin pıtrak vermeye başladığı yıllardır. Avrupa aydınlanma felsefesinin temelleri atılmaya başlanmıştır. Dinde de Katolik Hiristiyan dünyasının akıl dışı uygulamalarını ve dogmalarını sorgulayan yeni bir reformcu din adamları kuşağı zuhur etmeye başlamıştır. Bunların arasından Marthin Luther adındaki Alman din adamı, kilisenin sattığı Endüljans belgelerinin sahtekarlık olduğunu ve Papazların bu yolla halkı soyduğunu söyleyerek “95 tez” adında bir metin hazırlayarak bunu Wittenberg kilisesinin kapısına asar. Daha sonra bu metni halka vaazlarında da anlatarak bir şekilde kendi reform hareketini başlatmış olur. Luther’i dinleyen halk yavaş yavaş aklın yolunu görerek kandırıldığını anlar ve kiliseye karşı ayaklanır. Buna karşılık Papalık Luther’i yakalayıp ölüme mahkum etmek istese de kilisenin egemenliğinden, baskısından ve kilise adına topladığı vergilerden bunalan prensler Luther’i saklar ve teslim etmezler...

Bundan 500 yıl önce Luther’in başlattığı dinde reform çabaları, Avrupa ve dünya aydınlanması, hümanizm ve insan hakları ile özgürlüklerinin temelini oluşturmuştur. Bugün refah içerisinde yaşayan Batı toplumları, aydınlanma felsefesinin hakim olması neticesinde, her bireyin cenneti ancak kendi bireysel çabaları ile hak edeceğini iddia edip, siyasi yönetimlerin görevinin; bireyin bu amacını gerçekleştirecek toplumsal ve ekonomik düzeni temin etmek ve korumak olduğunu ilan etmişlerdir. İşte demokrasi, bu ilan edilen rejimin adıdır. Darısı cennetin tapusunu arayan tüm toplumların başına!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz