MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dünya hiç olmadığı kadar güvensiz
Tayfun MARO
YAZARLAR
22 Kasım 2018 Perşembe

Dünya hiç olmadığı kadar güvensiz

Dünya’da üretilen gayrisafi hâsılanın tam üç katı borç yaratan Dünya sistemi kapitalizm krizde… Ve sistem dengeye geri dönemiyor.

Neo liberal ekonominin hayata verdiği zarara karşı, yeni enternasyonal yükselmeye başladı.

İktisadi krizin yanı sıra, istikrarsızlığın güvensizlik yaratan koşullarında, demokrasilerin yerini otoriter yönetim biçimleri almaya başladı.

“Mümkün olanın en iyisi” olarak bildiğimiz günümüz demokrasilerinde bazıları daha eşittir. Demokrasinin beşiği Eski Yunan’da ise, bazıları eşitti… Gelişme dedikleri bundan ibaret.

Ve bu demokrasiyi bile insanlık kendine çok görmeye başladı. Ancak yerelden başlayan değişim, temsilin daha adil olduğu demokratik bir yönetimi mümkün kılabilir.

En geniş anlamıyla, Dünya güvenli değil. Derinleşen sistem krizini izleyen sancılı değişim süreçleri, gerek uluslararası gerek ulusal düzeyde güvenlik politikalarını etkisizleştirdi.

Küreselleşme sürecinde gelişmekte olan ekonomilerin sisteme yeniden entegrasyonu nedeniyle devletler ve sınırların durumu tartışmaya açıldı.

Dünya’nın yeniden paylaşımında, doğu/batı hattında ortaya çıkan gerilim tırmanıyor.

Çöken paradigma belirsizlik üretiyor. Yoksulluk ve iç savaşlar giderek yaygınlaşıyor.

Dünya problemleri yönetilebilir olmaktan hızla uzaklaşırken, Dünya barışını tehdit eden gelişmelerin önü alınamıyor.

Aklı karışıyor insanın; Bu denli karanlık tabloya baktıkça iyimserliğini yitiren insanlığın umuda yolculuğu nereden başlar?

Toprağın eski bereketi kalmadı, su azaldı, denizler kirlendi, hava kirlendi, iklim değişiyor…

Kapitalist ekonomi bir yandan eşitsizlik üretirken, bir yandan da doğayı mahvediyor.

İnsanlık, bu büyük bunalım döneminde, ırklar ve dinler üzerinden ayrışıyor. Irk veya din aidiyeti, insanlığın ortak değerlerini yok ediyor. Öteki, potansiyel düşman oldu.

Günümüz insanı, metalaşan değerlerle mütecanis bir tüketim öznesi olarak; tüketiyor, tükeniyor, tekrar tüketiyor.

Ülkeler arasında insanlığın ortak yararını önceleyen ilişkiler kurulmuyor; salt çıkarlara dayalı ilişkiler belirleyici oluyor.

Çıkar ilişkisinin yararlılık ilkesini ortadan kaldırdığı koşullarda, insanlığın yararına olan, yönetenlerin aklına bile gelmiyor. Çünkü insanlık yararı, iktidarların çıkarlarıyla çatışıyor.

Bunca bela üreten sistemin bütün derdi, devletin bekası… Başımıza ne gelirse gelsin, sırf devletin bekası için katlanmak gerek… İnsanlığın büyük tutsaklığı…

Uzun sözün kısası, tükeniş, yeryüzü yaşamını pençesine almış… Çıkışsızlık, umut kapılarını tutmuş… Uygarlığın yarattığı hoşnutsuzluk, yaşamı dört bir tarafından kuşatmış…

Ve insanlık bu kör karanlıkta umudun yolunu gözlüyor. Çünkü umutsuz da olmuyor.

Umutsuz olmuyor ama yeryüzü ölçeğinde güvenlik politikaları hızla çöküyor. Dengeler değişiyor. Gerilim tırmanıyor.

Kapitalizm, varlığını sürdürmesine izin verecek bir geçiş süreci yaratamaz ve sistem çökerse; devletin işlevi, iktidar olgusu ve mülkiyet fikri sorgulanır. Sonrası, uygarlık krizi…

Ya da, insanlık bu yıkıcı krizi aşıp sanal âlemin -bir ihtimal- güvenli sularına ulaşacak…

Burjuvazi yaklaşan tehlikenin farkında; Fakat değişkenlerin etkileşimini kontrol etmeye muktedir mi, orası gerçekten meçhul.

Yaşanan küresel krizin orta yerinde, Türkiye, üç kıtanın kavşağında, Doğu-Batı arasında oluşan gerilim hattında; Doğu’ya dönse olmuyor, Batı’ya dönse olmuyor… İçeride ve dışarıda, hiç olmadığı kadar güvenlik sorunu yaşıyor, ekonomisi tıkanma noktasında…

Beş milyardan fazla yoksul, hergün, cennetten kovuluşunu tekrar tekrar yaşıyor.

Yerde ve gökte, bütün efendiler, yaşatmak adına öldürmek arzusuyla yanıp tutuşuyor.

Yeryüzü, yüzyıl sonra, bir kere daha cinnetin eşiğinde…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gürkan
 24 Kasım 2018 Cumartesi 12:41
Dünya ekonomik, sosyal, siyasal ... krizden ne zaman çıktı ki girsin?
 
 23 Kasım 2018 Cuma 04:55
Süper bir yazı. Dünya ve ülkemiz derin ve uzun sürecek bir ekonomik, sosyal, siyasal ve iklimsel krize girdi. Kurtuluş ya da az hasarla atlatmak mümkün. Bu da adalet ve dayanışma ile olabilir, ancak.
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 22 Kasım 2018 Perşembe 11:54
Ve ne zamanki kapitalizm krize girer, bir vahşi küresel savaş patlak verir... Savaş deyince, büyük deha Einstein'ın ders niteliğindeki o unutulmaz sözleri geldi aklıma: “III. Dünya Savaşı'nı bilmem ama IV.Dünya Savaşı taş ve sopalarla olacak.” ..... Ona göre.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz