Zorunlu trafik sigortası poliçemin süresinin dolmasına birkaç gün kala sigortacım arayarak hatırlattı. Adı üzerinde “zorunlu trafik sigortası”, her halükarda yaptıracağım için her yıl olduğu gibi aynı sözü tekrarladım; “sen biliyorsun en uygunundan yaptır.” Ertesi gün tekrar arayarak poliçe fiyatını bildirdi, 5 yüz lira! Gayri ihtiyari boş bulunarak, iki araba mı diye sordum? Hayır, tek araba dedi! Bu kez de “kaskoyu sormuyorum bitmesine daha zaman var, trafik sigortasını sordum” dedim. “Trafik sigortaları eskisi gibi değil, çok arttı; hatta borsa gibi günlük değişiyor” cevabını alınca kendime gelip ciddileştim.
Aslında sigorta kanunu değişince primlerin artacağını biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu. Eee başa gelmeyince o kadar önemsemiyor insan.
Hemen internetin başına geçip Google’a “yıllar itibari ile zorunlu trafik poliçe fiyatı” yazdım. Gördüm ki poliçe fiyatları ortalama yüzde 50 zamlanmış. 2012 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 7,08, enflasyon yüzde 6,09 ama sigorta poliçeleri zammı yüzde 50. Ohh güzel iş dedim, birileri yine zengin olacak. Derken gözüme 2013 yılında artacak asgari ücret rakamı ilişti. 1 Temmuz’da asgari ücrete yüzde 4,4 zam yapılacak. Böylece (AGİ dahil) halen 773,01 TL olan net asgari ücret, 803,68 TL'ye yükselecek. Geçen yıl asgari ücretteki artış ise yüzde 4. Asgari ücretli yine perişan.
Yeniden değerleme oranı belli, enflasyon ortada, asgari ücrete yapılan zam içler acısı ama sigorta primlerine yüzde 50 zam, bunu anlamak mümkün değil! Ne oldu da sigorta şirketleri fiyatları bu kadar artırdılar? Bunun haklı ve kabul edilebilir sebebi var mı? “Ne yapalım kanun değişti, fiyatlar arttı!” demek bahanesi olamaz.
Uluslar arası bir danışmalık firmasının yaptığı araştırmaya göre Türkiye’deki milyoner sayısına 2 bin kişi daha eklenmiş. Milyonerlerimizin sayısı 22 bin olmuş. Hayırlısı olsun! Diğer taraftan da Genel Sağlık Sigortası kapsamında Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri bilgi sistemindeki verilerde son dört ay içerisinde asgari ücretin üçte birinden daha az aylık geliri olanlarda 1 milyon 53 bin 27 kişi, asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında bir geliri olanlarda ise 415 bin 335 kişi olmak üzere toplam 1 milyon 468 bin kişi artmış.
Türkiye’nin kalkınmasına, ekonomisinin güçlenmesine kimsenin itirazı yok aksine sonuna kadar destekliyoruz. Ancak, kalkınma adil vergilendirme ve dengeli gelir dağılımı ile olur. Toplumun büyük çoğunluğu yoksullaşırken azınlık kısmı zenginleşiyorsa, kalkınmadan söz edilemez. Ülkenin zenginleşmesinden toplumun her kesimi –adil bir şekilde- payını almalıdır. Üst gelir düzeyine sahip olanlar, alt gelir dilimindekilerden kat kat fazla pay alıyorlarsa; zenginle fakir arasındaki makas açılır ve sonuçta istenmeyen toplumsal olaylar patlak verebilir, iki ağacın kesilmesi bahane olur.
Sayfa başına git