MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
‘Mega köy’ İzmir’de ‘Bi Damlacık İnsaf’ var
Tayfun MARO
YAZARLAR
26 Haziran 2014 Perşembe

‘Mega köy’ İzmir’de ‘Bi Damlacık İnsaf’ var

İzmir metropolleşiyor. Ülkeyi yöneten muhafazakârların savunduğu kalkınma modelinin gereği olarak kenti metropol yapacak yatırımlar gelmeye başladı. ‘Yatırımlar içeri, yoksullar dışarı’ bir durum var. Muhtemelen yoksulluğu bu şekilde bitirecekler… Beş yıla kalmaz kent içindeki yoksulların kökünü kazırlar. Sonra da “bakın yoksulluk bitti!” derler.
Çünkü yoksulları yerinden yurdundan etmenin adıdır, gelişme… Kapitalistler her zaman bunu yapmıştır; yoksulluk yerine yoksulları bitirmeyi tercih etmişlerdir. Savaşlarda, kıtlıkta, salgın hastalıklarda, maden ocaklarında, iş kazalarında ölenler hep yoksullardır.
Şimdi de, kent merkezlerinde kalan yoksulları, “kentsel dönüşüm” adı altında yürütülen bir tür tehcir politikasıyla kent dışında inşa edilen beton kulelerde ikamete zorluyorlar.
 
Damlacık’ta ne oluyor? Damlacık’ta, inşaatı süren Konak-Yeşildere Tüneli bahane edilerek, yoksullar, dar gelirli yurttaşlar yerinden yurdundan ediliyor. Kentsel dönüşüm, afet yönetmeliği derken kentin rant getirisi yükselen bölgelerinden biri daha el değiştirecek.
İşte tam da bu işler olup biterken, Damlacık’ta, Konak Belediyesi tarafından bir forum düzenlendi. Oradaydım. İzlediğim forumda gördüklerim beni gerçekten umutlandırdı. Sema Pekdaş ile nelerin değişmekte olduğunu görmekten ayrıca çok mutlu oldum. Çünkü O Başkan olursa, Konak’ta köklü bir değişim gerçekleşeceğine inanıyordum; O gecede bunu gördüm.
 
Damlacık Parkı’nda, önce “Bi Damlacık İnsaf” belgeselini izledik. Güzel bir çalışma olmuş. Ardından, halkın katılımıyla Forum gerçekleştirildi.
Forumun en başarılı yanı, sorun yaşayan semt sakinlerinin konuşması ve çözüm yollarının hızla gündeme gelmesiydi. Baro temsilcisi, Jeoloji Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanları katılımcılar arasındaydı. Konuşmaların hemen ardından eylem planı ortaya çıktı. Semt sakinlerinin dernekleşmesi, davaların açılması, danışma merkezi gibi konularda mutabakat sağlandı. Ertesi günün sabahında yapılacak işler planlandı. Oda Başkanları ve Baro temsilcisi, çalışmaların neresinde yer alacaklarını ve yapacakları katkıları açıkladılar. Sema Pekdaş, yol haritasını açıkladı. Bu mücadelenin her aşamasında Damlacık halkıyla birlikte olacağını, dosta düşmana duyurdu.
 
Forumu izleyen günlerde gördük ki Sema Pekdaş söylediklerini yapıyor. Bu mücadeleyi kazanır veya kazanamaz, ne de olsa yasa ve kural tanımayan bir iktidar ile mücadele ediyor. Ama artık şunu biliyoruz; Sema Pekdaş bir halk insanı ve mazlumların, yoksulların, ezilenlerin yanında mücadele etmekten bir an geri durmayacak.
Seçilmiş bir elit gibi değil, bir yurttaş gibi aramızda dolaşan Sema Pekdaş, sahici bir insan. Hem de “mış” gibi yaparak durumu idare eden Başkanların rahatını kaçıracak kadar…
Öte yanda, İzmir’i “mega köy” olarak nitelendiren AKP’lilerin de bu tablodan çıkaracağı dersler olmalı.
 
Damlacık’ta kentsel dönüşümün ve metropol olmanın sancıları gibi yutturulmak istenen evleri tahliye operasyonunun aslında yeni rant alanlarını yağmalamaktan öte bir amacı yok. Bu amaç için yerinden yurdundan edilmek istenen insanlarımızın haklarını korumak, CHP’li Belediyelerin önceliği olmalı. Konak Belediyesi, Sema Pekdaş’ın liderliğinde bu önceliğin gereğini yerine getiriyor.
 
Metropol kentlerde yoksulların tehciri ile karşı karşıyayız. İstanbul’da bunun çok açık örnekleri var. Öncelikle bu bir insan hakkı ihlalidir. Bu ihlale karşı direnmek ve çözüm için yeni politikalar oluşturmak, solun öncelikli meselesidir.
 
Önümüzdeki yıllarda en çok konuşulacak, üstünde kafa yorulacak konuların başında geliyor; küresel dünya düzeninde kentsel dönüşüm ve metropolleşme sonucu ortaya çıkacak sosyal sorunlar ve bu sorunlar bağlamında kent yoksulları.
Kent yoksulları, küreselleşme sürecinde bir dünya problemi olarak karşımıza çıkıyor.Ve kapitalistler bu sorunu çözmek yerine kent yoksullarını kent dışınasürmeyi tercih ediyorlar. Damlacık’ta yaşananlar bir tesadüf değildir.
 
Kent yoksulu, artık iş bulma ihtimali olmayan insandır. Yoksullar bu gerçeğin farkında. Bu yüzden de, kendilerine iş vermek yerine yardım yapan muhafazakârları iktidarda tutuyorlar.
Kent yoksulları kavramı üstünde yeniden düşünmek ve yeni şeyler söylemek artık bir zarurettir. Solun iktidarı ve yoksulların kurtuluşu, solun üreteceği yeni politikalara bağlıdır.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz