MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Öğretmenler günü ve öğretmeni itibarsızlaştırma
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
26 Kasım 2013 Salı

Öğretmenler günü ve öğretmeni itibarsızlaştırma

Pazar günü Öğretmenler gününü kutladık. Benim için herhalde 365 günün en keyiflisi… Elektronik mühendisliği gibi zor edinilen bir mesleği bırakıp 32 yılımı verdiğim, tutkuyla bağlı olduğum mesleğim, öğretmenlik, eğitimcilik ve yılda bir gün bile olsa anımsanmak…
Bu yıl Pazar gününe denk geldi. Okuldaki tüm ilçeyi kapsayan töreni idare etmek için sabah erkenden hazırlandım, yola çıkmak için kapımı açtım. Günün en güzel sürprizi beni kapıda bekliyordu… Sitemizin güvenlik görevlileri ve bahçıvanından bir buket çiçek… kapımın önünde… hani insan 32 yıl içinde çalıştığım Amerikan Koleji, Deniz Koleji, Yüksek Teknoloji ve Dokuz Eylül Üniversitesi, buralarda yetiştirdiğim öğrencilerimden, yetiştirdiğim onca genç öğretmenden bekliyor ama bu çok hoş, tatlı bir sürpriz oldu güne başlarken… Sağolsunlar, varolsunlar, bu incelikleriyle…
Her yıl olduğu gibi kutlamalarımızı yaptık, tüm ilçenin öğretmenleri birlikte yedik, içtik, kutladık, öğretmen olduğumuzu iliklerimize kadar hissettik… tabii konu, sohbet yine eğitimdi, eğitimdeki yıpratıcı, örseleyici sorunlardı…
Kapatılmaya çalışılan dersaneler, 4+4+4 uygulaması, geçen yıl bir yaş erken okula başlatılan çocuklar, sürekli değişen yönetmelikler, sürekli değişen sistemler, e-okul problemleri, en önemlisi de Milli Eğitim tarafından sürekli itibarsızlaştırılan, bıçaklanan, öldürülen, soruşturulan öğretmenler…
Hangi biriyle başlayım? Gün öğretmenleri anma günü olduğuna göre itibarsızlaştırma konusundan başlayım. Alo hatları, internet, vb aracılığıyla bir teşekkür, vefa, incelik kültürü değil bir şikayet kültürü gelişti ülkemizde. Öğretmenler sık soruşturmalardan, dahası soruşturmaları yapan müfettiş ve muhakkiklerin kibar olmayan, aşağılayıcı tarzlarından çok yorulmuş, örselenmiş… Artık derste öğrencilere söz geçiremez olmuşlar. Toplumun alışık ve hazır olmadığı serbest üniforma ile özellikle kalabalık liselerde öğrenciler öğrencilikten çıkmış, söz geçirilemez hale gelmiş. “Artık ucunu bıraktık, derste,bahçede yanlışı olan öğrenciyi eğitmek için uyarsak biz soruşturma geçiriyoruz, biz ceza alıyoruz” diyorlar. Öğretmeni, bu ülkenin elit, eğitimli gurubunu itibarsızlaştırma…  
Dersaneler; yazılı ve görsel basında epey yer aldı, artık tüm Türkiye biliyor ki bu karar eğitimi iyileştirmekle ilgili bir karar değil, siyasi bir çatışma… ayrıca şu anki sınavlarla donatılmış yarış sisteminde dersanelerin de yeri var… 4+4+4 konusu ise tam 8 yıllık ilköğretime alışmıştık, şimdi yine tüm sistemler değişti. Ne aileler, ne çocuklar, ne de öğretmenler alışamadı. Sık sık değişen yönetmelikleri takip iyice zorlaştı, bezdirdi…
En ağır konu ise e-okul. Eski sistemde not fişleri elle yazılır, öğretmen kendi imza ederdi. Şimdiki sistemde öğretmen notu e –okula girdikten sonra şifreye sahip olan herhangi bir kişi notu değiştirme gücüne sahip. Ve öğretmen notu girdikten sonra tekrar dönüp dönüp kontrol etmezse gözden kaçması çok kolay. Samanlıkta iğne aramak gibi. Peki, şifreye ulaşmak zor mu? Hayır, bu şifre il, ilçe milli eğitimden okuldaki yöneticilere kadar herkes tarafından bilinir. Bir öğrencinin tesadüfen şifreyi masada görüp alması da olmayacak bir iş değil. Yani suistimale çok açık, kontrolü çok zor bir sistem… Peki, gerekli miydi? Öğretmenin dolma kalemle yazdığı not fişi yetersiz miydi? Hayır, gayet yeterliydi. Bizim ülkemiz gibi notun, sınavın baskısının her an hissedildiği ve suistimallerin çok olduğu bir ülke için kontrolü çok zor, haksızlıklara çok açık ve yanlış bir sistem.   
Sıkıntılar çok, ama bana gelirsek, ben elektronik mühendisliğini 22 yaşımda bırakıp, önce İngiltere’de başladığım ve ülkemde bir yanda çocuklarımı büyütürken kesintisiz sürdürdüğüm eğitimcilik mesleğimde her gün çok mutluyum. Ne kadar itibarsızlaştırmaya çalışsalar, uğraşsalar bile bir dostun “altının üzerine çamur atsalar bile o vasfından kaybetmez” sözleriyle biz öğretmenler dimdik ayakta, alnımız ak, başöğretmen Atamızın izinde öğrencilerimizin arasında mutlu ve umutluyuz… 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz